Günler 10 Temmuz 2011'i gösteriyordu. Bir gün öncesinden
sabahlayanlar vardı. Türkiye’nin en büyük sivil toplum örgütü Fenerbahçe, yine
bir eylem için yollardaydı. İlk istikamet takıma moral vermek amacıyla Topuk
Yaylasıydı. Aziz yıldırım, inanılmaz bir tesis hediye etmişti
Fenerbahçe’ye. Bir köye girmiştik, herkes bizi selamlıyordu. Küçük
çocuklar Fenerbahçe formasıyla cama çıkmışlardı, bazıları ise sokağa.
Takım tutmayanlara dahi o gün Fenerbahçe sevgisi aşılanmıştı. Forma ve bayrak
hediye edilmişti. Arka arkaya sıralanan arabalar, tesislerin içinde sayısız
taraftar, sahanın içine girenler, köfte ekmek alıp gölün tarafına gidenler ve
bir çok şey…
Sadece Topuk Yaylasına araçların
girişi biraz sorunluydu, ama bu da o kadar önemli değildi. Her şey güzel
gidiyordu o ara. Fenerbahçe taraftarı topuk yaylasındaki görevini yerine
getirmişti. Sıra Bağdat Caddesinde başlayacak olan yürüyüşteydi.
Sayı olarak inanılmaz bir kalabalık vardı, arada kopukluklar yaşanıyordu.
Kimileri birilerine biat ederken, kimileri sadece Fenerbahçe için
oradaydı.
Ortalıkta hiçbir gazeteci yoktu. Fenerbahçe
Taraftarının Kadıköy’deki protestosu bunda önemliydi. Fenerbahçe
taraftarı, Bağdat caddesinden Köprüye doğru yürüyordu. Trafiğe açık 3 yol
kapatılmıştı. Ve stadın çevresinde polis dahi yokken gaz bombalarıyla poliste
yerini almıştı.
“ Cemaat ve Fetullah Gülen
aleyhine tezahüratlar, RTE ‘ye karşı aleyhine söylemler “ ile taraftar
yürümeye devam ediyordu. Ama onlar da buna dayanamamıştı artık.
Halkın Fenerbahçe’si köprü boyunca yürümüştü. Polis sol köşeden gaz
bombasını atmak için bekliyordu, aniden taraftarlar koşarken gazlar gelmişti.
Zehirleyici bir gaz olduğu gerçeği vardı. 25 dakika gözlerini açamaman da
doğaldı.
Genci, yaşlısı, çoluğu çocuğu yerde
bayılmıştı. 80 yaşındaki dede, önde yığılan 30 yaşındaki astım hastası kadın ve
bir çoğu bu gazdan zehirlenmişti. Bu gazın ismi Hardal gazıydı. Hardal
gazını bilmeyenler için birkaç bilgi verelim. Savaşlarda kullanılan gazlardan biridir,12 saat sürebilen acılı bir ölüme
sebep olabilir. İnsanlar önünü görmüyordu tükürmekte dahi zorlanıyordu,
nefes almakta aynı şekilde çok zordu. Kimileri aşağıya doğru, kimileri yukarıya
doğru koştu.
Ama polis, gazları atmaya ve üstümüze
gelmeye devam ediyordu. Ama bizim silahımız yoktu, haksızlığa tepki
göstermek için oradaydı Fenerbahçe taraftarı. Adaletin bittiği yerde
Anarşi başlar kelimesi tam olarak bunun için doğruydu. Biz o gün
öldürülmüştük acı bir şekilde. Polisin acımasızlığı o günden itibaren yerini
almıştı Fenerbahçe taraftarının gözünde. O
gün Fenerbahçe taraftarı gaz bombaları altında boğulurken ortalıkta bir
gazeteci yoktu, olayları çeken sadece Eurosport vardı. O da
uzaktaydı. Fenerbahçe taraftarına yapılan bu zulüm ne ilk olacak, ne son
olacaktı . Acı çekse de bu taraftar, sevdasından vazgeçmemişti!
Cem Kurtuluş,2012
0 yorum:
Yorum Gönder