Geriye dönüş filmleri hakkında her zaman bir şüphe
vardır. Bu filmler eski tarihte iz bırakmış filmler olunca bu şüphe bir kez
daha artıyor. Elinizdeki film her ne kadar bir geriye dönüş filmi olmasa da,
bir dönem ödüllere doymamış olan “ Rocky
“ serisinin efsanesi olan Sylvester
Stallone çıkınca bir geriye dönüş
mevzusu söz konusu oluyor. Rocky serisine 2006 gibi dönüş yapan Sylvester
Stallone bu kez yönetmen koltuğunda değil, oyuncu olarak karşımızda. Ryan
Coogler’ın yönettiği “ Creed “ Rocky filmlerinde dünya şampiyonu olan efsane
Apollo Creed’in evlilik dışı bir ilişkiden çocuğu olan Adonis Johnson’u konu alıyor.
“
Adonis Johnson” ( Michael Bakari ) efsane boksör Apollo Creed'in izinden giderek boksör
hayalleri kuran, bu yolda emin adımlarla ilerleyen bir genci canlandırıyor.
Filmin başlarından itibaren bir yetimhanede bir kavga patlıyor, daha filmin
başından itibaren bu çocuk ileride seyirciye iyi bir boksör olacağının
sinyalini veriyor. Adonis, hayatta
kalmanın sadece dövüşerek olduğuna inanıyor, çünkü ezilmeyi hisseden biri
olduğunu gösteriyor. Sokaklarda kavgayı
öğrenen bir gence tanıklık ediyoruz bu süreçte, daha sonraları bu genç
büyükbabasıyla aynı ringte ölesiye çarpışmış olan Rocky ile tanışıyor. Rocky’i
görür görmez içimiz cız ediyor, “ adam
amma yaşlanmış be “ diyerek Sylvester Stallone ‘yi görünce hafiften
hüzünleniyoruz.
Sylvester Stallone
filmde Adonis’in akıl hocalığını yapan bir görevde oluyor. Bu işlerin piri olan
Rocky, Adonis’e metodları aktarıyor, aralarında dostluk bağı oluşuyor. Bu
dostluk bağında Adonis’in taşındığı yerde Adonis bir kızla beraber oluyor,ama
filmde bu fazlasıyla aktarılmış durumda değil. Adonis Johnson çalışmalarına ağırlık veriyor,gece gündüz çalışıyor. Adonis Johnson’u canlandıran Michael
Bakari “ Bu vücudu bir yılda yaptım “ diyor. Adonis çalışmalarına devam ederken, Rocky’nin
kanser haberini öğreniyoruz, Rocky bunu saklayacak olsa da ikisi için zorlu bir
dönem başlıyor. Bir yanda kendi ismini kazanmaya çalışan Adonis Johnson, diğer yanda eşini kanserde kaybetmiş umutsuz olan
bir Rocky…
“
Rocky “ filmlerinin felsefesi gereği ikisi de hayatta kalmak
için dövüşmeleri gerektiğine birbirlerini ikna ediyor, bu da filmin en can
alıcı yerleri arasında oluyor. Senaryo gereği filmde Adonis Johnson’un en
önemli hamlesi Apollo Creed
ismi üzerinden prim yapmayarak kendi ismini yaratma isteği. Bu gencin o hırsını
gördükçe seyircide büyülenme aşamasına geçiyor. Filmin finali öldüresiye bir
boks mücadelesini gösteriyor bizlere. Ne
kadar tanınmayan bir gencin, ne olursa olsun
“ Burdaki seyirci beni tanımıyor ama ben kim olduğumu onlara göstermeliyim “
mesajı veriyor. Ayrıca “ Rocky
“ serisinin efsanelerinden Sylvester
Stallone bize şunu söylüyor ; " Boks,
muhtemelen çoğu spor gibi, yüzde 80 oranında kafanızda” ama her şey
Stallone’nin dediğinden ayrı olarak filmde bize aktarılan Hayatta
ölüm-kalım meselesi gibi…
Sonuç olarak; “ Creed” efsanevi boksör Apollo Creed’in evlilik dışı bir ilişkiden çocuğu olan Adonis Johnson’un kendi ismini yaratma isteğini başarılı bir şekilde
aktarıyor sinemaya. Bunu aktarırken yönetmenlik koltuğunda oturan Coogler, Adonis Johnson'un profilini iyi bir şekilde işliyor. Michael Bakari'de oyunculuk olarak altta kalmıyor. Bunun dışında film adına Nacizane bir görüş olarak; bu filmden “ Rocky “ serilerini hesaba katarak izlerseniz sıkılmanız yüksek ihtimal, ama bu düşüncenin dışına çıkarsanız
kendi ismini yaratmak için sıkı bir hayat kavgasında olan bir gencin hayatına
tanıklık edeceksiniz!
Cem Kurtuluş, Ocak 2016
0 yorum:
Yorum Gönder