Nitelikli
yayınevi olmak zor bir iştir. Çevirilerin titizlikle incelenmesi, bu
çevirilerin okuyucuya temiz bir şekilde iletilmesi okuyucu için önem taşıdığı
kadar yayınevi için de önem taşır. “ Yordam Kitap “ bu parolayla yola çıkan
nitelikli işlere imza atan bir yayınevi olarak öne çıkıyor. Sosyalist
mücadeleye yön veren, çıkardığı Marksist kitaplarla okuyucusunu büyüleyen ve
aynı zamanda okuyucuyla kendi arasında samimi bir bağ kuran Yayıneviyle kısa
bir söyleşi gerçekleştirdik, sözü Yordam Kitap’a bırakarak köşemize
çekiliyoruz.
_____________________________________________________________
CEM: Merhaba, Yordam Kitap son zamanlar çıkardığı iyi işlerle kendinden söz ettiren bir yayınevi oldu. Özellikle titizlikle çıkardığı Marksist eserlerle öne çıktı. Bu konulara girmeden önce sizi tanıyabilir miyiz? Yordam Kitap hakkında biraz bahseder misiniz bize?
Yordam Kitap: Yordam
Kitap, sosyalist mücadeleye düşünsel-kültürel alandan bir katkı sunmak üzere
2006’da kuruldu. Marksizm, Sovyetler Birliği’nin dağılmasını izleyen on yıl
boyunca (bu dönem neoliberalizmin de şahlandığı yıllardı) hayli hırpalanmış,
itibarı azalan bir düşünce hareketi durumuna düşmüştü. Marksizmi savunmak, bu
savunmayı temellendirmek, kapitalizmin insanlığın gelişimi önündeki temel engel
olduğunu, bugün yaşanan savaşların, açlığın ve yoksulluğun, çevre
felaketlerinin kaynağında tüm heybetiyle kapitalizmin bulunduğunu göstermek
dönemsel bir görevdi. Bu mücadeleye biz de bir ucundan katılmak için Yordam
Kitap girişimini başlattık.
CEM: Gerek Marksist eserlerle, gerek
edebiyat anlamında Yordam Kitap’ın çıkardığı kitapların titizlikle incelenen kitaplar olduğunu fark
ettik . Bu anlamda Yordam Kitap’ın tam olarak misyonu nedir?
Yordam
Kitap: Biz sosyalizm mücadelesine düşünsel-kültürel bir katkı
sunabilmek için çıktık yola. Girişimimiz son derece net, son derece keskin ve
uzlaşmazdı. Bizim için bu, tartışılmaz, olmazsa olmaz bir ilkeydi. Ne var
ki, yayıncılığın temel standartlarını
ihmal etmek de aklımızdan geçmiyordu. Sol yayıncılığa ilişkin bir algı,
pompalanan bir kanaat vardı: Sol yayınevleri, kapağı-sayfa düzenini, kaliteyi
önemsemez; çevirileri bozuk, Türkçeleri özensizdir. Yani sol yayıncılığa adeta
“merdiven altı işletme” muamelesi yapılıyordu.
Bu kanaatin oluşmasına sol yayıncılığın zaaflarının da katkısı vardı.
Sol yayınevleri de sanki itildikleri bu ikinci sınıf konumu kabullenmişlerdi.
Biz, sosyalizm düşüncesinin kendisine yakışır bir parlaklıkla sunulabileceğini
düşündük: iyi çeviri, düzgün Türkçe, modern kapak ve iç tasarım, olabildiğince
yaygın dağıtım ve tanıtım...
Marksist-sol düşünceyi hayatın her alanında
yeniden üretmek ve geniş kitlelere yaymak, böylece politik mücadele için
toprağı hazırlamak ve politik mücadeleye nitelik kazandırmak, çok kapsamlı bir
görev. Bunu tek başına bir yayınevinin, tek başına bir siyasal hareketin
üstlenmesi mümkün değil. Umuyor ve diliyoruz ki, bu mücadele cephesi genişler,
aktörleri çoğalır, serpilip gelişir. Yordam Kitap, bu geniş mücadele cephesinin
mütevazı bir bileşeni olmak için çalışıyor.
CEM: Yayınevi olarak önemli kitaplar
çıkardınız. “ Darağacından Notlar “ , “ Yarım Kalmış Bir Şarkı” ,“ Germinal “
bu kitaplardan birkaçı benim için önemli olanlardandı. Özellikle Yayınevlerinin
kapatıldığı bir çağda Germinal’i n gelirini Soma Madencilerine adadınız ve
bununla birlikte birçok kişiye burs sağlandı. Bu konuda neler söylemek
istersiniz?
Yordam Kitap: Evet, saydığınız kitaplar
yayınladığımız için bizi özel olarak mutlu eden kitaplar. Yarım Kalmış Bir Şarkı’yı yayınladıktan sonra, yazarını Türkiye’de
ağırladık. Orada gördük ki, yeni nesil Bobby Sands’i pek tanımıyor. Kitabımızın
buna bir vesile olması bizim için önemli. Darağacından
Notlar, bir nesile “damgasını vurmuş” bir kitap. Özellikle bugünlerde umut
etmemiz için bize bir dayanak oluşturuyor. Sevgili Celal Üster’İn en az kitap
kadar güzel çeviri hikâyesi ile eser bizim için ayrı bir anlam kazandı.
Ve Germinal… Tarihin en büyük madenci kıyımının yaşandığı o korkunç olay, bu kitabı Hamdi Varoğlu çevirisiyle yayın programımıza aldığımız yıl gerçekleşti. Ölen bunca madencinin ardından neler yapabileceğimizi düşündük. Bu kitabın madenci çocuklarına eğitim bursu olarak gitmesinin en doğru adım olduğuna karar verdik. Kampanyamıza pek çok okurumuz dayanışma ile sahip çıktı, yaygınlaştırdı. Dört kız çocuğumuz Germinal’den elde edilen gelir ile okuyor. Kampanya ile ilgili bilgiler sosyal medya hesabımızda bulunuyor ve her zaman, her türlü bilgi paylaşımında bulunmaya hazırız. Sizin vesilenizle de bunu tekrar hatırlatmış olalım.
Ve Germinal… Tarihin en büyük madenci kıyımının yaşandığı o korkunç olay, bu kitabı Hamdi Varoğlu çevirisiyle yayın programımıza aldığımız yıl gerçekleşti. Ölen bunca madencinin ardından neler yapabileceğimizi düşündük. Bu kitabın madenci çocuklarına eğitim bursu olarak gitmesinin en doğru adım olduğuna karar verdik. Kampanyamıza pek çok okurumuz dayanışma ile sahip çıktı, yaygınlaştırdı. Dört kız çocuğumuz Germinal’den elde edilen gelir ile okuyor. Kampanya ile ilgili bilgiler sosyal medya hesabımızda bulunuyor ve her zaman, her türlü bilgi paylaşımında bulunmaya hazırız. Sizin vesilenizle de bunu tekrar hatırlatmış olalım.
CEM: Çeviri meselesine değinmek
istiyorum. İncelediğim kitaplarda yapılan çevirilerin ne kadar başarılı
olduğuna kanaat getirdim. Onca çeviri
hatası okuduğumuz kitaplarda sizin çeviriye bu denli önem vermeniz, titizlikle
bir kitabı aceleye getirmeden okuyucuya sunmanız okuyucu gözünde iyi bir
hareket. Bu konuda görüşleriniz nelerdir?
Yordam
Kitap: Sosyalizm düşüncesi nasıl ikinci sınıf bir düşünce
değilse, sosyalist yayıncılık da ikinci sınıf bir iş olamaz. Özenli kitap
seçimi, kaliteli işçilik ve etkili bir sunumla, sosyalist yayıncılık hak ettiği
konuma taşınabilirdi. Çeviri konusundaki titizliğimiz de bundan kaynaklanmakta.
Eğer çeviri bir kitap yayınlıyorsak, bu kitap yayınlanmadan önce pek çok
süzgeçten geçmeli; okuyucuya en yalın, anlaşılır ve doğru çeviriyle
ulaştırılmalı.
CEM: Çeviri kitap konusundan konu
açılmışken; Türkiye’de bunca yayınevinin çıkardığı hatalı çevirilere göre
Yordam Kitap’ta böyle bir şeye pek
rastlayamıyoruz. Sizce Türkiye’deki
eski/yeni çevirmenler bu konuda yeterli donanıma sahipler mi?
Yordam
Kitap: Pek çok hatalı
kitap var; bu hatalar çevirmenlerin yetersizliğinden daha ziyade “piyasa” odaklı yayıncılık yapma anlayışından veya yayınevi özensizliğinden kaynaklandığını
düşünüyoruz. Sahip olduğumuz yayıncılık geleneğini, eski-yeni çevirmenlerimizin
donanımını yetersiz görmüyoruz açıkçası…
Bunun dışında yayınevi ve çevirmen işini dikkatle yapıyor da olsa mutlaka gözden kaçmalar, eksikler, fark edilmeyen hatalar oluyor. Bizim de var elbette… Ancak okuyucunun güvenini kazandığınızda, size müsamaha gösteriliyor. Bizim okuyucularımız, bize her zaman bu anlamda destek olan okurlar. Gün geliyor, ciddi hatalarımızı bulup bizi uyaran okurlarımız oluyor. Bu durum gelişmemizi ve daha dikkatli olmamızı sağlayan bir müdahale de aynı zamanda…
CEM: Diğer yayınevlerine göre Yordam
Kitap okuyucularla arasında samimiyet bağı olan bir yayınevi. Bu samimiyet çoğu
yayınevinde göremediğimiz bir şey. Bu konu hakkında neler söylemek istersiniz?
Yordam
Kitap: Özellikle sosyal medya hesaplarımız aracılığıyla bunu
fazlasıyla hissediyoruz. Elbette çok seviniyoruz.
Yordam Kitap kurulduğunda, henüz doğru düzgün kitap bile
basamıyorken pek çok aboneye sahip oldu. Cağaloğlu’ndaki büromuzda bize yardıma
gelen üniversiteli pek çok arkadaşımız oldu. Bunun yanı sıra, yayıncılıkta bizi
cesaretlendiren, düşünmeden kitaplarının yayın haklarını veren ya da
çevirmenlik yapabileceğini söyleyen pek çok hocamız da oldu. Bugün, bir
samimiyet varsa, bu geçmişte kurulan bağın uzantısı. Sadece “müşteri”-yayınevi
ilişkisi değil; sol kültür içinde, karşılıklı olarak dayanışma ve dostluk bağı
da kuruyoruz. Tüm okurlarımıza minnet duyarak bakıyoruz.
CEM: Çoğu yayınevinin kapandığı bir ortamda
yayınevleri nasıl ayakta kalıyor sorusu herkesi düşündüren bir konu. Bu konu
hakkında neler söylemek istersiniz?
Ayakta kalabilmek, sürdürülebilirlik, Yordam Kitap için
de önemli bir sorun. Bir kuşatma altında yayıncılık yapmaya çalıştığımızı
söylemek abartma olmaz. Devlet baskısı, akademideki özgürlüksüzlük, kültürel
ortamın gericileştirilmesi çabaları; sosyalist, ilerici, nitelikli kitapların
yayılma alanını sınırlıyor. Buna, dağıtım ve satış “piyasa”sında
karşılaştığımız sorunları da eklediğimizde ilerici yayıncılık, engelli bir
yürüyüş haline geliyor. Ama yukarıda andığımız yazar ve okur desteği, bu
engelleri aşmamızı mümkün kılıyor. Koşullar çetin ama onları aşma olanakları da
var. “Her şey ve herkes bize karşı” diye yakınarak olası başarısızlıkları mazur
gösteremeyiz. Türkiye’de büyük bir ilerici-demokratik birikim var, geniş bir
duyarlı okur kitlesi var. Yaratıcı, güven verici, istikrarlı bir yayıncılık
faaliyetinin devamlılığını sağlamak mümkün.
CEM: Konuşmak ve sormak istemesek de
memleketin son durumu vahim bir durumda. Sol düşünceyi benimseyen bir yayınevi
olarak memleketin bu durumu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Yordam
Kitap: Elbette, memleketin durumunu gözetmeden 2016
Türkiye’sinde yayıncılık yapmak mümkün değil. Bir ülkede düşünsel ortam ne
kadar yoksul olursa, onu yansıtan yayıncılık faaliyeti de o kadar
kısırlaşır. Düşünce ve kültür ortamının
ağır baskılar altında yoksullaşmaya zorlandığı bir dönemden geçiyoruz. 12 Eylül
döneminde kitap televizyonda suç aleti olarak teşhir edilmişti. Bugün de AKP
iktidarı bunu sürdürmekte.
Çok sayıda gazeteci ve yazar hapiste. Yayıncılar
yargılanıyor ve cezalandırılıyor. Ama bu cezalandırmalar, ortama hâkim olan
korkunun yanında önemsiz kalıyor. Burada asıl mesele, “tehlikeli alanlara
girersek başımıza ne gelir?” kaygısının ortama hâkim olması. Böylesine
kuşatıldığımız bir dünyada, ne kadar çok araçla mücadele edebilirsek o kadar
başarılı olabiliriz. Bu araçlar bizim için kitaplarımız ve okurlarımız, yayıncı
dostlarımızla beraber geliştirebileceğimiz ortak tavır. Gücümüzün yettiği
kadarıyla ideolojik mücadelede bir yer tutmaya çalışıyoruz.
CEM: Son olarak; Röportaj için
teşekkür etmekle birlikte; Yordam Kitap’ın Yordam Kitap sevenlerine sürprizleri
olacak mı? Ya da okuyucularına Yordam Kitap son olarak neler söylemek ister?
Yordam
Kitap: Önce size hem röportaj yapmak istediğiniz için hem de
cevapların gelmesini büyük bir anlayış ve sabırla beklediğiniz için teşekkür
ederiz. Bu yıl Yordam Kitap’ın 10. yılı; Ekim ayında 10 yılı geride bırakmış
olacağız. Özel bir etkinlikle geride bıraktığımız 10. yılımızı kutlayacağız.
Bunun dışında da okurlarımıza çeşitli 10. yıl sürprizlerimiz olacak. Ancak şu
an ipucu dahi veremeyiz. Son olarak, okurlarımıza, 2016 yayın programımızın
duyurusunu yapalım. Zor bir yıl bizi bekliyor, henüz çok başındayız ama ne
kadar zor geçebileceğini şimdiden görebiliyoruz. Umut etmekten vazgeçmeyelim.
Dayanışma duygularımızla…
Cem
Kurtuluş, Ocak 2016 / Yordam Kitap Röportajı
0 yorum:
Yorum Gönder