// body elementide aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir. ...
// etiketinden önce aşağıdaki kodu ekleyebilirsiniz. // body elementide aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir. ...

Etiketler

Tarih

Kategoriler

29 Ocak 2011

Kronik - Endless War (1992)

























Dünyada 80’ler müzikte ne kadar önemli bir dönemse Türkiye’de 90’lar rock/metal müzik olarak önemli bir dönemdi. Barlara çıktıklarında 15 kişiye çaldıkları  olan gruplardan tutun, sadece demo çıkarıp dağılan gruplardan, albüm çıkarmak için imkanları zorlayan gruplara kadar uzanır bu mevzu. 80’lerin sonuna doğru meşhur Speed Metal Attack konseri bir dönemin kırılma noktalarından birini oluşturmuştu, Kroniğin geçmişi bundan önceye dayanıyordu. Bu konserde yer almamıştı,ama en eski thrash metal grubu olarak tarihte yerini almıştı.  Kısaca Kroniğin kurulması 1985’lere dayanıyor. O zamanlar imkanların kısıtlı olduğu, darbeden sonra  80’lerde bu işlere girişen Kronik grubu ilk demosunu 1989 yılında çıkardı. Demonun ismi “ Do They Deserve it’’   ve o dönemden sonra klas bir kayıtla karşımıza çıkacaktı Kronik. 1990’da Körfez savaşının da olmasının sonrasında Kronik “Endless War “ albümünü yaratmıştı. Sıkı olmanın ötesinde klas bir işi ortaya koyacaktı.

 1985’te kurulan Kronik, o dönemler ilk thrash metal gruplarından biri olma özelliğini taşıyor.  Venom, Motörhead, Slayer ve Judas Priest gibi grupların etkileriyle birlikte çok az Alman Thrash Metali ve yoğun olarak Punk etkilerinin bir araya geldiği bu albüm toplam 11 parça içeriyor. Prodüksiyondaki dönemine göre başarılı olmasının yanında thrash metal ruhunun gerekliliğini yerine getiriyor.  Albümün  kasetinin kapağında grup “ mamüllerimizde domuz yağı yoktur” ibaresi notuyla karşılar.  Döneminin klasik lafları vardır, bunlardan en yakın örneği “ Müslüman mahallesinde salyangoz satan satıcılar “ ibaresi bir açıdan döneme bu açıdan yer açar.

 Albüm “Death's Scythe”  80'li yılların thrash gruplarında moda olan harika bir çığlık, saldıran gitarlar, lezzetli ve baş döndürücü sololar ile kaosun içinde var olmamızı istiyor.  Gitarlarda Özer ve Ozan uyumu ile birlikte rifflerin yardırırcasına gitmesiyle tempo bir an olsun durmuyor ,saldırıya geçmek için tam zamanı diye haykırıyor. Bir savaş alanı düşünün o alanda durmadan saldırıyorlar.  Hükümetlerin insanları savaşması yönünde lirikler  ile içeriğini oluşturuyor şarkı.

 "Lie" ise çaldığı gitar ve dinlediği müzik için annesinden eleştiri gören ve buna karşı tepkisini koyan bir çocuğu anlatıyor." You gonna die, I want that's why Fly, then I'll just fly "  nakaratlarına sahip. Gitar oyunlarının yükseldiği, Ozan’ın vokalleri punk tarzı bir havaya bürünmüş. Şarkının genel içeriği vokalist Ozan Çırak’a ait.

 “Disorder “ dünya düzenine dair sözünü söyleyen,  beyin yıkayan din adamlarına yönelik liriklerindeki “ canavarı öldür “ sözüyle adres gösteriyor. Saldırgan ve  keskin gitarlar eşliğinde şarkıya giriliyor. “Last Hope’’  müzikleri tamamen Özer Sarısakal’a ait olan,  sadece clean gitarla çalınmış duygusal, hüzünlü atmosfere sahip enstrümantal bir o kadar dokunaklı bir ballad hüznünü taşıyor.

 “ Into Darkness”  bass gitarının ağırlığını hissettiğimiz kasvet tonlarıyla karşılıyor. Ozan Çırak’ın şahaseri olan bir o kadar  dokunaklı enstrümantel yapısıyla ve solosuyla başlı başına kasvetli. Albümün ilk yarısının sona gelen “ The Executioner's Song’’ eskilere selam çakan sağlam speed metal saldırganlığıyla gitarlardaki hızlılığındaki işle gaza getiriyor. Lirikler; şair ve çevirmen olarak bildiğimiz Dost Körpe’ye ait.

 Albümün ikinci yarısında " Soldier " güçlü bir o kadar güçlü thrashy rifflerle döşeli  Soldier, gonna die/For our nations honour’’  lirikleriyle  ana fikrini anlatıyor. Daima saldırganlık rifflerle ortalığı dağıtma hissinin fazlasını yaşatan bir öfke tufanının izlerinin hissiyatını yaşatıyor. “The Powers That Be” dokunaklı,ballad havasıyla lirikleri Dost Körpe’ye ait olmakla asla özgür olamayacağımıza dair olan duygulu atmosferiyle “ hayatımızı boşa harcıyoruz “ cümlesini araya sıkıştırıyor. Albümün en sıkı şarkılarından  ve Dost Körpe imzalı “Dance of Death” klas sololarıyla kendinden söz ettiren, bir atari oyunu misali gitardaki oyunlarla “ duygularını değiştirirler, aşk bazen nefrettir” lirikleriyle duygusal yönünü anlatıyor.

 Albümün  ana düşüncesi grubun savaşlara karşı olduğunu açık sözlülükle dile getirmek ve savaşın elbette müzikle durduramayacağını bilseler de albümün çıktığı dönemler 1990’da Körfez Savaşı yaşanıyordu dünyada. Albüme ismini veren parça “  Endless War’’ albümün kapanış parçasına uygun ve hızlı gitarların etkisini gösterdiği speed/thrash metal gruplarından etkilenim bariz etkiyi bırakıyor.

Dünyada körfez savaşı patladığında Kronik “ Endless War” ile savaşı durdurun çağrısı yapıyordu. Albümün kayıt aşamasında kasette yazıldığı gibi grup “ Fevzi Ilgın, Özgünay Ünal, ve Levent Atılgan” gibi grubun eski elemanlarını selamlıyor bununla birlikte Engin Tanrıkulu ve Ragıp’ı da teşekkür borcunun olduğunu söylüyor. Bunun haricinde bu kişiler haricinde “hiçbir kuruma teşekkürümüz yoktur” diye de sözünü söylüyor. Yazının başında olduğu gibi belirtmekte yine de yarar var; “ Mamüllerimizde domuz yağı yoktur “ diyerek bir dönemin yobaz kafalarına bunu belirtiyor.   

 Sonuç olarak; 1990’da çıkan Körfez Savaşıyla birlikte dünya açısından sıkıntılı şeyler yaşanıyordu. Böyle bir dönemde Kronik, “ Endless War “ albümünü çıkarmıştı. 80’lerden gelen saldırgan gitar, old school ruh, ve bununla birlikte akılların bir köşesinde yer alacak o söz her zaman yankılanacak

 “CANAVARI ÖLDÜR “

 Kadro

 Lead Guitar/ Back Vokal- Özer Sarısakal

Lead Gitar& Lead Vokal – Ozan Çırak

Bas Gitar/Back Vokal – Tolga Soyhan

Davul& Back Vokal – Torab Majlesi

 Hades Records, 1992

 

Cem Kurtuluş,2011

0 yorum: