2007 yılında “Suluşaka” albümü ile yakalanan başarı, 2.
albüm ile pekişmeye hazır; Peyk, daha derin, daha yoğun bir albümle geri döndü.
Kaldığı yerden devam ediyor. Albümün ismi “ İçimdeki İz’’ Suluşaka’ya
göre bu albümde melodik alt yapı öne çıkıyor, önemini yitirmiyor. Trompet,
trombon ve akordeon ile müzikleri daha keyifli bir
hale geliyor. İlk albüme göre albüm biraz farklı bir noktada. Müziklerinde
bariz hissedilen; bir önceki albümün üzerine koymak dediklerini “ İçimdeki İz “
albümünde Peyk ile görmek mümkün. Albüm; kendisine ismini veren “ İçimdeki İz “ ile açılıyor. Derinlerde yatan izlerden başlayıp “ her devrin ayrı “ sözüyle devam eder.
Politikliğini konuşturan ders niteliğinde adaletsizliğe inceden ayar veren “
Dol Gözüm Dol’’ rock gruplarındaki protest tavrını bariz gösteriyor.
Hukuk düzeninin hiçe sayıldığı, demokrasiyi çiğneyenlere “ arsız hırsızlar “ diye
sesleniyor.“ Gamsız Öküz’’ ritimleriyle
eğlendiren insanlığa sözleriyle sözünü söyleyen, “ Her yol roma’ya çıkmaz’’
n akaratıyla ağzımıza sakız oluyor.
Albümün en popüler parçalarından biri
“ Sobe’’ aklınıza mahalle aralarında oynadığımız
sobe gelmesi muhtemel. "kim sana bunu yap “ diye soruyu
şarkı bize yöneltiyor, sorular içinde sobe oluyoruz. Saklanıyoruz ve sonuna
yaklaşmadan sobeleniyoruz. Sistemin sorgulaması içerisinde ilerliyor. Dini
imanı para olanlardan, yalan dolanlarla insanları kandıranların sözsel olarak
ifadesi “ Don Kafa “ da vücut buluyor. “Yok mama yok, din imanı
para, Al bizi sat bizi, Olurumuz kaça? ” sözüyle nokta atış yapıyor.
Piç bırakılmış insanlığın kendine sövdüğü bir şarkı “ Piç” kendi
kendimize söylendiğimiz zamanlardan her yere kadar uzanıyor. Eğlenceli
ritimler şarkıda belirgin, dırım dırım kısımları harekete geçiriyor.“
Yol” son çalan telefonlar, yalnızlığa methiye ve süren yol
üzerine düşündüren şarkı. Favorilerimden.“Tuşlar öyle uzak ki, öyle tuzak
ki, öyle yasak ki, Yasak ki, yasak”
Piyasada birçok çıkan kötü albümden sonra Peyk’in bu albümü
ilaç gibi geldi . Dini imanı para olanlara Peyk ayar vermeyi ihmal
etmiyor, sözleriyle ders veriyor, eski zamanlara selam çakıyor! Yine sözünü söylüyor, yine sistemde bozuk giden şeylere ses çıkarmasını biliyor!
Cem Kurtuluş, 2011