// body elementide aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir. ...
// etiketinden önce aşağıdaki kodu ekleyebilirsiniz. // body elementide aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir. ...

Etiketler

Tarih

Kategoriler

20 Mart 2011

Deplase Arena " İnandık Size Bu Sene " (20.03.2011)














Nereden, nasıl başlamalı anlatmaya tam bilememekle beraber hikayeye kolay bir giriş yapılamayacak olması oraya gidenlerin malumudur. Belki de böyle bir deplasman bir daha yaşanmayacak dediğimiz deplasmanlar vardır. O deplasmanlardan biriydi Arena deplasmanı. Deplasman demek doğru da değil,aynı il sınırları içerisindeki duruma da pek “ deplasman “ niteliği taşımaz. Her neyse konuyu kısa kesersek Arena deplasmanında  biletlerin internette satışa sunulmasından sonra çoğu kimse bilet alamamıştı.  Bir anda klasik olarak sistem çökmüştü,ama böyle maçlarda bağırmak için gırtladığını orada bırakmak için pek çok hazır durumdaydı. Biletler bir yerlerden çekilmiş olsa da,sistem çökse de bu maça gitmemize engel değildi.  Benim gibi en az 500 ya da 1000 kişinin bileti yoktu, belki de bu sayı bundan daha fazlaydı. Ama mevzu eğer otobüsün içine binmekse gerisi kendiliğinden gelirdi, ki Salı pazarında tayfalar yerini almıştı. Eğer otobüse biniyorsan maça girersin,bir şekilde zorlarsın sözü tam da bu maç için biçilmiş kaftandı.

İstikamet klasik olarak Salı pazarıydı, otobüsler 17.00,17.30 arası   yola çıkmak için yerini almıştı.  Biletli biletsiz bütün kafayı kırmış Fenerbahçe manyakları, tribünün en eski adamları yerini Salı pazarında almıştı. Eski biletlerle otobüslere daldık, camlar kırık ve o eski old school ruhunu yaşatan agresiflikle yola çıkılmıştı.  Eski deplasmanlara gidilen eski belediye otobüsleri tahsil edilmişti.  50 otobüs arka arkaya yola çıktı, belki de daha fazlası... Bunu orada olanlar herkes iyi biliyordu, dahasına da pek  de gerek yoktu açıkçası.

 Otobüs başına 200 manyak adam bugünü beklemişti.  Bunların haricinde ataköy civarından 10 otobüs hareket etti.  Stada gidişimiz olaydı zaten. Simalar kendini belli etmişti.   Stad yakınlarında agresif FENER tribünü kendini belli ediyordu.  Yanan meşaleler, kemerle aşağı inmeler, pek çok şey her şeyin habercisiydi. Yokuşa doğru otobüsler yerini almıştı, hepsi camsız sayılırdı. Yokuşta iner inmez  yukarıya kol kola " Fenerbahçe sen çok yaşa " tezahüratlarıyla çevik kuvvet eşliğinde gidiyorduk. Kimsede bilet yoktu. Bir şeyler olacağı bir şekilde belliydi. Fenerbahçe tribünü için Arena’da yapılacak ilk derbi deplasmanıydı.  

Bilet sırasına girdikten sonra az çok ne olacağını kestirebiliyorduk. Polisin biber gazı atması sonucu turnikelere yığıldık, mevzu orada patladı. Birileri üstlerden,birileri polis engelini yıkarak geçmişti. Simaların her biri barikatları yıkmak için ant içmiş gibiydi. Biz de oralarda bu tribünün bir parçası olmakla gururluyduk.Bir yandan spor büro içeri girenlere müdahale etmeye çalışssa da bunları başaramamışlardı.  " İnandık size" atkıları maçtan önce dağıtılarak görsel şölen oluşturulmuştu. Susmayan,agresif Fenerbahçe tribünü Arena'da yerini almıştı. Bir daha gidemeyeceğimizi bilsek de her şeyi yapmıştık. Delirircesine, çıldırasıya, Her şeyi göze alarak...

 Biz olayın maç faslında değil,tribün faslındaydık. Hakkını vererek; eskisi gibi gırtlağımızı orada bırakarak tamamladık bize verilen görevi…

 Cem Kurtuluş, 2011

0 yorum: