// body elementide aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir. ...
// etiketinden önce aşağıdaki kodu ekleyebilirsiniz. // body elementide aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir. ...

Etiketler

Tarih

Kategoriler

16 Haziran 2012

A.C.A.B.: All Cops Are Bastards (2012)



A.C.A.B., 1940'larda Birleşik Krallık madencilerinin grevleri sırasında kullanıldı ilk kez.Kısaltma olarak kullanılan şifrenin anlamı sorulduğunda grevciler, Always Carry A Bible (Daima Kutsal Kitabı Taşı) olduğunu söylemişlerdir. Taraftarlar arasında A.C.A.B (All Cops Are Bastards ) olarak çevriliyor, kimileri de " All colour are beautiful " diye yapıyor bu açılımı.

Bu kelimeden dolayı kodese tıkılma olasılığınız yüksek.  Yabancıların tabiriyle polis ve çevik kuvvetin diğer tanımı Aynasızlar. Her yerde onlar tarafından göz önündeyizdir, cop ve biber gazı kullanma yetkileri vardır, aniden seni kodese götürme gibi yetkileri vardır. Soru sordurmazlar, cevap veremezsin, ağzını her zaman kapalı tutmak zorundasındır. Bu zorunluluk böyle gider.  Şimdi 2012 yılında vizyona giren “  A.C.A.B.: All Cops Are Bastards’’ filmini ele alacağız.  “ A.C.A.B “ Carlo Bonini’nin kitabından uyarlanan bir film.
  


Filmde olaylar üç çevik kuvvet polisi etrafında dönüyor.  Kendilerini şiddet dolu bir dünyaya orantılı/orantısız tepki verirken görüyoruz. Orantılı-orantısız güç kullanımlarından dem vuruyor film. Çevik kuvvetin bütün yetkileri elinde bulundurduğunu, bir yoldaşı öldüklerinden ortalığı dağıtmaya kadar gideceklerini, ama bir taraftar öldüğünde ses çıkarmadıklarını ve aynı zamanda polis ifade etmek zorunda kaldığında mazeret bulmaya çalışmasını filmde çokça görüyoruz.

Her şey bir Napoli taraftarının bir polisi bıçaklaması ve Polisin bir süre sonra Topal kalmasıyla başlıyor. Yatağına bağlı kalan bir adam ne yapabilir ki bu durumda? Çocuğundan bir süredir haber alamaması onu endişelendirmiştir, ve onu o ortamdan koparmak istese de bu işe yaramaz. O ortama girdiğinde oğlu ona “ sen çevik kuvvetsin’’ diye sesleniyor.  Ortamda bulunanların hepsi de Polis düşmanıdır, adamı kapı dışarı etmişlerdir.

Filmde her türlü karaktere rastlamak mümkün. Topal, deli, kafayı bozmuş psikopat.. Bir polisin öldürülmesiyle ekip toplanır, polisi öldürenlerden hesap sorarlar, acımasızca coplarlar. Öldüresiye bir işkence şeklidir bu, orantısız güçtür.

Lazio Taraftarının bir polis tarafından öldürülmesiyle her şey daha da kızışıyor. Taraftarlar ayaklanıyor, Romalılar ve Laziolular bir yerde toplanıyor ve polisler bunun haberini alıyor.  Topal Polisin oğlu 3 Arnavut’u öldürmekle suçlanıyor. Polis oğluna bunu yapmadığını söylettirmek ister oğlu zarar görmesin diye. Polisler ,işler kendilerine geldiğinde nasıl da her şeyi saklar. Filmdeki o sahnelerden biri de trende geçiyor.

Polis, taraftardan kimlik çıkarmasını ister, taraftar kimliği çıkarmaz ve polis sert bir şekilde taraftarı coplamaya başlar. Coplasa da bu sonradan unutulacaktır, çünkü yalan uydurmaya başlamıştır polis amirleri. Konu, taraftar olunca polis onu kodese tıkmak için elinden geleni yapar, ama iş kendine geldiğinde mazeretler diz boyudur.

Polis gücünün orantılı-orantısız kullanıldığı, sadece taraftara değil polisin herkese karşı şiddet uyguladığını anlatan bir film olsa da “ A.C.A.B”   bolca eksikleri olan film olarak da karşımıza çıkıyor.   Sinematografik anlamda konu çekici gibi görünse de  film bekleneni karşılayamıyor. Filmin isminin “ A.C.A.B” olması herkes gibi bende de heyecan yarattı, ama bu heyecan filmi bitirdiğinizde heyecandan çok hayal kırıklığına dönüşüyor, kısacası " A.C.A.B " filmi A.C.A.B isminin ağırlığını taşıyamadığını ve  altında ezildiğini söylemek yanlış olmaz! 


Cem Kurtuluş, 2012