// body elementide aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir. ...
// etiketinden önce aşağıdaki kodu ekleyebilirsiniz. // body elementide aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir. ...

Etiketler

Tarih

Kategoriler

19 Ekim 2012

Soykırım,Acı,Aşk : Sophie'nin Seçimi- (1982 )




















1933–1945 yılları arasında, Nazi Almanya’sı başkaları için ne ifade eder bilmem ama benim için insanların masumca katledildiği bir dönemdir. Sadece Yahudi oldukları için cezalara çarptırılanlar, insanların çıplak bir biçimde soyundurulduğu, suyun olmadığı, kapalı hücreye kapatılan insanlar…İnsanlar hücrenin kenarından isyan etse de bu isyanlarının bir anlamı yoktur. Acımasızlık her zaman önde olmuştur, merhamet artık geride kalmıştır.

Nazi Almanya’sı milyonlarca kurbanı hapsedebilmek için yaklaşık 20.000 kamp kurdu. Bu kamplar zorla çalıştırma kampı, geçici kamp ve özel olarak katliam için inşa edilen imha kampı gibi pek çok biçimde kullanıldı. Milyonlarca insan farklı türlerdeki Nazi kamplarında hapsedilerek kendilerine kötü muamele edildi. SS idaresinde, Almanlar ve işbirlikçileri yalnızca imha kamplarında üç milyondan fazla Yahudi’yi öldürdü. Böyle bir seneyi anlatmak hatta bunları yazmak sadece tarihsel bilgiler, yaşayanlar içinse büyük ıstırap…

Bunları çoğu kişi biliyordur ama yine de öncesinde bilgi vermek yararlıdır. Sinema tarihinin en iyi filmlerinin seçildiği her listede İkinci Dünya Savaşı'nın anlatıldığı filmlere rastlamak mümkündür. Ama her film aynı etkiyi yaratmıyor. Sinemayla aram çok iyi olmasa da böyle filmler konusunda seçici davranmışımdır. Şimdi size bahsedeceğim film "Sophie’s Choice" (Sophie’nin Seçimi).

Sophie’nin Seçimi; olayı başka bir boyutuyla ele alıyor.  Sophie’nin hikayesi filmin başlarından itibaren savaşın iki yıl sonrasını anlatan  genç yazar Stingo’nun ağzından seyirciye alt metin olarak anlatılıyor.  Yeni geldiği Brooklyn’de, Polonya’lı Yahudi Sophie Zawistowski ve sevgilisi Nathan Landau ile arkadaş olan Stingo, tutkulu ama bir o kadar da sorunlu bir aşk yaşayan çiftin ilişkisine tanıklık etmeye başlıyor.  

Zamanla bu iki çift ile ilişkileri ilerliyor. Sophie sürekli olarak kabuslar ve rahatsız edici hayaller görürken, sevgilisi Nathan da soykırım takıntısı yüzünden şizofreniye varan şiddetli krizler geçiriyor. Kendisini biyolog olarak tanıtan Nathan aynı zamanda uyuşturucu almakta ve değişik ruh hallerine bürünüyor.

Sophie’nin hikayesi gün geçtikçe gün yüzüne çıkmaya başlıyor. O esnada her şey başkalaşıyor. Nathan’ın Sophie’yi yalnız bıraktığı gecelerde Sophie’ye Stingo eşlik ediyor. Bu bazen Nathan tarafından farklı anlaşılsa da ilk zamanlar bu sorun biraz da olsa çözülüyor. Ama sonrasında Nathan ne olacağını seziyor. Stingo iyi bir dost olmasının yanı sıra iyi yazar olmasıyla Nathan’a kendini sevdiriyor. 

Yazdıklarını okutmak istemese de Nathan’ın bir gün onları okuması tesadüf olmamıştır ve Nathan, Stingo’nun gelecek vaat eden bir yazar olduğunu düşünmeye başlıyor. Günler geçtikçe bu üçlü bir arada vakit geçirmeye başlıyor.  Bunun zararı daha sonra anlaşılıyor. İlk başlarda Sophie’nin ölüm isteğine farklı bir açıdan bakan Stingo  Sophie’nin Nazi kampında başına gelenleri öğrendikten sonra Sophie’nin içindeki ölüm isteğini anlamaya başlıyor, bu da aynı zamanda film hakkında seyirciye ipucu veriyor.

O süreçte Sophie ile Stingo yalnız kalmaya başladıklarında kendi hikayesini anlatmaya başlıyor Sophie. Yaşadıklarının korkunçluğunu izlediğinizde rahatlıkla anlayabilirsiniz. Nazi Kampına çocuklarıyla getirilen Sophie getirildiğinde O’na kötü davranılmaktadır. Bazı ifade edemediklerini kampta bulunan bir üst merciye anlatmak istese de üst bunu anlamak istemez ama sonrasında çocuğu için yalvararak çocuğunu kurtarır.

Filmde bu sahnelerle beraber "Feedback" de yapılıyor, o sahnelerde kumandan ile Sophie arasında geçen diyaloglarda bu rahatlıkla görülüyor.  Kumandan Sophie’ye yaklaşır "seninle sevişmek istiyorum" der, buna ses çıkarmaz Sophie, komünist olduğunu ima eder Kumandan, buna da ses çıkarmaz; tam giderken komünist olmadığını dindar bir Katolik olduğunu ve Polonyalı olduğunu söylemektedir.

Bu konuşmalar geçtikten sonra Kumandan, Sophie’ye çocukları arasında bir tercih yapmasını söyler. Sophie, tercih yapamamıştır ve Kumandan askerlere emir verip iki çocuğu aldırtmıştır. Bu da hikayenin öncesi olsa da devamı olarak gözükmektedir. Bir otel odasında Sophie, Stingo’dan içki isterken bunları anlatmaktadır.

Nathan ortadan kaybolduktan sonra Stingo ve Sophie’yi tehdit eder. Sophie ve Stingo deli gibi Nathan’dan korkmaktadır. Kendilerini temizleyeceklerini düşünür ve kaçarlar. Stingo, Sophie’yi ne kadar çok sevdiğinden, hayallerinden, nerede yaşamak istediğinden bahseder, ama Sophie için durum aynı değildir. Sophie yaşlı bir kadın olduğundan ve bir çok sorundan bahseder. Beraber aynı yatağa girerler. Sevişirler. Stingo yatakta öyle huzurludur ki havalarda uçmaktadır. 22 yaşında bakir biri olarak sonsuz fantezilerinin tanrıçası ile aynı yataktadır. Hisleri öyle derindir ki karşısındaki kadının hisleri buz gibi olsa da onun için fark etmez.

Stingo, sabah uyandığında Sophie Nathan’a dönmek zorundadır. Çünkü Nathan kendisinin annesi,babası,kocasıdır.  O'na ait her şey Nathan'dadır. Her seviştiğinde Nathan aklına gelir, ellerini bırakmamak üzere birbirlerine söz vermişlerdir. Stingo uyandığında Sophie bir mektup bırakır. Anlattığı hayallerinde istediği kadını bulacağından, iyi sevgili olduğundan, kanında buz dolaştığından, ne olursa olsun Nathan ile olması gerektiğinden bahseder.

Filmin sonlarına doğru Stingo, Nathan ile Sophie’yi aynı yatakta ölürken görmüştür. Verdikleri sözü yerine getirmiştir Nathan ile Sophie. Ama bu hem Stingo için hem de Nathan’ın abisi için ağır olmuştur. Filmin sonlarına doğru Emile Dickinson yazılı defterde şiir okunuyor, bu da bizi filmin öncesine götürüyor. Stingo, Nathan, Sophie arasında geçen karmaşık duygulara tanık ediyoruz Sophie'nin Seçiminde. Dostluk, arkadaşlık, karmakarışık duygular öne çıkıyor, bir yandan tek seçimi olduğunu bildiğimiz bir kadın izletiliyor bize.  Nazi kamplarında yapılan işkencelere de yer vermeyi unutmuyor " Sophie's Choice" filmin ana teması bu gerçekler üzerine kurulu, bizi bu kadar etkilemesinin de nedeni bu. 


Sonuç olarak;  Soykırımı, aşkı, tutkuyu, acıyı ve bütün duyguları içinde barındıran “ Sophie’s Choice “ Seçim yapmak zorunda kalmış bir kadının, aşkın ve savaşın hikayesini anlatıyor. Yer yer tutuk, durağan ilerlese de geride  iyi bir film izlenimi bırakıyor. 

Filmin artıları:

* Merly Streep, Peter Mac Nicol, Kevin Kline’nin mükemmel oyunculuğu,
* Senaryo ve anlatımın akıcı ve sadeliği,
* Her anlamda merak duygusunu sonuna kadar taşıyan bir film olması,
* Konusu itibariyle gerçekçi bir anlatımı tercih etmeleri filmi daha izlenilebilir kılmış.


CEM KURTULUŞ, 2012