Edebiyattan
sinemaya uyarlanan filmler her ne kadar çekici gibi görünse de bazı filmler
bunun hakkını veremiyor. Kitapla aynı olmasını bekleyemezsiniz ama en
azından iyi iş çıkarmasını, kendinizden
bir parça bulmak istersiniz. Film ekimi(11-17
ekim) haftası olması sebebiyle ne kadar iyi filmler olsa da beklentinizi
karşılamayacak filmler de öne çıktı. Bu filmlerden biri Gia Coppola, senaryosunu yazıp yönettiği
bu ilk filmini, James Franco’nun yazdığı “ Palo Alto Öyküleri “ kitabından beyazperdeye uyarlanan “ Palo Alto”
Gia
Coppala, bu filminde genç kuşağa sesleniyor, gençlik sorunlarına yöneliyor. Utangaç, aileden kopuk,melankolik
karakterler yaratıyor Coppala, cinselliğe kadar uzanan bir yelpazede sunuyor
bu filmi. Amerikan vari diyaloglarla sunarken bu filmi, filmi izlerken
kopukluklar yaşıyorsunuz. Kurgu eksikliğini film bağlantısında net olarak gözlemliyorsunuz.
Hikaye
kabataslak olarak Teddy, April,Fred karakterleri üzerinden
ilerlese de, bu karakterlere ilerleyen zamanda Emily ve takım koçu MR.B katılıyor. Bu karakterler film içinde önemli yere sahipler,ama ana karakter " April" karşımızda duruyor. Yönetmen april'in gözünden anlatıyor çoğu şeyi.
Karakterleri tanıtmak gerekirse; Teddy
melankolik takılan uyuşturucuyla alkolle kafayı bozan bir
karakter olarak karşımıza çıkarken, Emily cinselliğe düşkün,sevgi eksikliği
yaşayan kız olarak karşımıza çıkıyor. Filmde dikkatleri üzerine çıkan diğer
karakter “ April” . April aynı zamanda takım koçunun oğluna bebek bakıcılığı
yapıyor. Aralarında bir süre sonra hoşlantı belirtisi gelişiyor,ama zamanla
April bunun doğru bir şey olmadığını, MR.B’nin kendisini kullandığını
düşünüyor.
April’den hoşlanan diğer bir karakter
uyuşturucuyla zamanını geçiren ve sonrasında uyuşturucuyu bırakmak isteyen
Teddy. Teddy karakteriyle oynayan Jack Kilmer filmde oyunculuğuyla iyi iş çıkarıyor. Melankolik rolünü oynamasının bunda etkisi fazla. Diğer oyuncular sınıfta kalmasa
da Jack Kilmer isminin öne çıktığını söylemek yanlış olmaz. Karakterler arası kopukluk filmi izlerken net görülüyor.
Filmde açığa çıkan diğer bir özellik ana tema
sorunu ve senaryonun aksaklığı. Kötü anlatım ve
sıkılarak 1.5 saatlik zamanı geçirmiş oluyorsunuz. Araya iyi müzikler serpiştirse de üzerinizde
etki bırakmadığını söylemek gerekir. Filmin son sahnesi kötü bir anlatımla
seyirciye sunuluyor,bunun haricinde Palo Alto şehrinin filmde fazla gösterilmemesi film adına eksiklik olarak önümüzde duruyor.
Sonuç olarak Amerikan sineması her ne
kadar gençlik filmlerinde iyi işler çıkarsa da , Gia Coppala’nın vasat ve
bilindik gençlik filmi olarak karşımızda duran " Palo Alto" bu açıdan sınıfta kalıyor.
CEM KURTULUŞ
0 yorum:
Yorum Gönder