// body elementide aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir. ...
// etiketinden önce aşağıdaki kodu ekleyebilirsiniz. // body elementide aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir. ...

Etiketler

Tarih

Kategoriler

27 Temmuz 2010

Metalium- Suffer (1995)


Onlar piyasaya çıktığı zaman belki okula yeni başlamış bir öğrenci,  belki daha yeni doğmuş birer velettik. Piyasaya “ Behind The Power “ gibi önce sıkı  bir albüm hediye ettiler,  dönemin şartları düşünüldüğünde bu kadar güç bir durumda prodüksiyon itibariyle o kadar iyi  olmayabilirdi,  ama o döneme göre en iyileri arasına girebilecek kalibrede olmuştur. Bunun öncesinde de 1989 yılında  “ Servants of Death “ demosunu yayınlamışlardı. Amerikada bir radyo istasyonunda çalınan  ilk Türk speed /thrash metal kaydı olma özelliğini taşır. 1990 yılına geldiğimizde Metalium 1990 yılında  “Behind The Power” albümünü yayınladığında, Pentagram’da “Pentagram’’albümünü yayınlamıştı. Bu albüm daha arka planda kalmıştı, Pentagram daha çok tanınıyordu. Ve 90’ların ortalarında Suffer albümü gelir.  Öldürücü, agresif, vahşi, saldırgan, yırtıcı, gürültülü, hızlı, teknik ve tabii ki Old School...

Thrash/death metal sentezi herhalde bir daha bu kadar iyi  olamayacak. İlk albüme göre Metalium müziğini üst seviyeye taşır , pek çok parça death metal’e göz kırpar. Özellikle  Alman thrash riffleri, , akıcı ritimler, yüksek tempolu ve aşırı yıkıcı davullar kendini gösteriyor.  Suffer'ın kapağında Saraybosna'da sokakta bir keskin nişancı tarafından vurulmuş, kanlar içinde yatan bir kız çocuğunun renksiz fotoğrafı var. Albüm kapağı bile her şeyi anlatmak için yeterli nedenler arasında.

Albüm “Denial”   ile açılıyor şimşek gibi . Saldırgan gitarlar , kükreyen vokal ve o yıkıcı davullar. Mazhar’ın’’Denial’’ diye haykırışları isyankarlığın birer göstergesi,her davul temposu kafa kopartıcı cinsten. Old school death metal’e ve alman thrash metal’ine göz kırpıyor parça. Dinlerin yalanlar üzerine kurulduğunu, savaşlarda ölen o kadar masum insanın din için parçalandığını resmediyor.  

“Pessimistic Warning”  ezici gitarların üstünlüğüyle başlıyor,   ona ahenk sağlayan davul temposuyla devam ediyor. İleriki bölümlerde  yıkıcı davul temposu araya giriyor ve araya sıkıştırılmış sololar  lezzetiyle klaslık resmediyor. Bir öfke patlaması resitali sunuyor.  Geleceksizliğe, dünyadaki düzene dair   söylenen sözler agresiflikle yer buluyor kendine.  Mazhar’ın “Ughh" demesi bizi daha da hırçınlaştırıyor. “ The Last 15 Minutes”   çekiç gibi davullarla giriş yapılıyor ,Mazhar’ın o kükreyen vokaliyle  dinleyicide “ acımak yok “ hissi yaratıyor. Sözlerde büyük nitelik taşıyor.  “believe in god/ in his angels/ in his messiah/ in his kingdom’’

Klibi çekilen ama kimsenin klipten haberi olmadığı “Circle Of Despair”   bass gitar kullanımının etkinliğine tanıklık ettiğimiz,  karanlık bir atmosferde ilerliyor.  Girişlerinden itibaren vokalin mistik havası, karanlık soundla birleşmesi cezbedici bir hale sokuyor. “ The End”    “ Acıyı derinliklerinizde hissediyorsunuz biliyorum’’ mesajı veren umutsuz liriklerin temsilcisi adeta.  Soloların ürkütücülüğü, bass tonları,  ölüm vokalleriyle gelen kusursuz karanlık hissiyatı…

Hızlı gitar saldırılarının üstünlüğü ile devam eden   “ Inhuman Conscious”  nükleer deneylerin ve radyasyonun dünyanın içinde bulunduğu tehlikeye karşı uyarıyor. 50’li yılların Londra’sından 90’lı yıllar Türkiye’sine kadar uzanan sözler albümün en önemli liriklerini içeriyor.  

Albüme ismini veren “ Suffer”  karanlık bass tonlarıyla açılıyor, daha sonraları saldırgan tempoya doğru ilerliyor. Kelime anlamıyla “ suffer “ acı çekmekten ziyade çekilen çilelere katlanmak anlamına geliyor.  Kükreyen nefretsi ve öfke dolu vokaller,şarkının altyapısındaki büyük nefret vurgusu hissiyatı dinledikçe yayılıyor.  

Hükümetlerin yarattığı korku ekseninin insanın geleceksizliğine vurduğu darbeye ve demokrasi yalanlarına dair sözünü söyleyen  “ Social  Desperation “  öfke ve nefret patlamasıyla kaosun içine davet ediyor. Albümün kapanış parçası “ X “  bir takım konuşmaların geçtiği geçmişi yad etme niteliği taşıyor, ve albümün ruhuna aynı soundla klas bir kapanış oluyor.   “ Ver Lan “ bestesi de grubun denetime takılan diğer bir parçası oluyor.

Sonuç olarak; 90’ların başında Pentagram grubu “ Pentagram “ albümüyle ortalığı inletirken, diğer tarafta  Deathroom, Death Oath, Death Project, Hazy Hill  gibi gruplar klas işler çıkarırken, 90’ların ortalarına doğru “ Suffer “   thrash/death metal sentezli temelinde öfke, ve agresifliğiyle, dünyanın içinde bulunduğu duruma lirikleriyle öfkesini gösteren  türk metal müziği için klas işlerin devamı niteliğindedir. 

Cem Kurtuluş,2010

0 yorum: