// body elementide aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir. ...
// etiketinden önce aşağıdaki kodu ekleyebilirsiniz. // body elementide aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir. ...

Etiketler

Tarih

Kategoriler

02 Nisan 2014

Yoldan Çıkmanın Bedelini Ödeyenler: Yoldan Çıkmış Şarkılar














Yoldan çıkmanın bedeli ağırdır, herkes için aynı olmayabilir bu bedel ama bedel ödeyenler bunu iyi bilirler. “ Doğdum Ben Memlekette” albümüyle Metin Kurt’a selam ederek bizi ceza sahasına sokan Cenk Taner ve tayfası bu defa denizin okyanuslarına doğru yelken açıyor, küreklerinizi çekin talimatı veriyor.  Bir kaptanın görevlerini fazlasıyla yerine getiriyor geminin kaptanı. Tayfası da kaptan’a eşlik ediyor. Albümün çıktığı zaman dilimi İstanbul’un cayır cayır yandığı, biber gazlarının  gökyüzünü kapladığı zamanlar, bu nedenle gezi sürecine dair ne varsa işlendi bu albümde. Bir nevi bu albüm Kaptan’ın dediği gibi “ Gezi ruhuyla kaydedildi”

 Bunların yanında yer alan albümün kartonetinde yer alan ve malum Kadıköy ruhunu gayet güzel anlatan fotoğraflarda ise Engin Güneysu imzası bulunuyor.“ İzin vermedi yalnızlık “ albümünde albümün genel havası itibariyle kaptan Değirmendere’ye selam çakarken bu albüm Cenk Taner albümü değil de Kesmeşeker albümü demek daha yerinde olur.


“ Yüzyüze söylemekten korkarız ama onu kitlelere söylemek daha kolaydır”  diyor geminin kaptanı. Ve Söylenecek sözü bitmeyenlerin sözüyle yola çıkıyor “ Yoldan Çıkmış Şarkılar”  Meselenin özü de burada yatıyor. Biraz biber gazını ruha  enjekte edilip albüme yansıyor. Karanlık günlerden, umutlu günlerin olduğu günlere doğru..

 Kaptan ve tayfası üretkenliğin fazlasını yapıyor bu albümde, edebi mevzulardan gidiliyor. Şairane bir adamdan çıkıyor bu sözler.  “ Bir Şehre Merhaba Dedim” şarkısıyla şehre merhaba diyerek giriyor kaptan mevzuya. “ dağları kitaplardan, yolları insanlardan, denizi gülümserken çizmişim yıllar önce” sözleriyle gol vuruşu yapıyor Kaptan.  İz bırakan kitap cümlelerinden iz bırakan şarkı sözlerinden bir kesit bu şarkıda yatıyor. "bana verdiğin acıyı düştüm tesellinden."

Kaptan bu defa edebi mevzularla Turgut Uyar’ı  “Felek Felemenk’ten Geçmiş” ile selamlıyor, bu selamlamayla  bizlerin feleği şaşıyor. Turgut uyar olunca mesele, mevzu derin ,sözler bünyeye tesirli,  diğer bir deyişle “Kesmeşeker de bir nevi akordu hafif kaymış bir ikinci yeni gitarı  değil midir ki?” sözüyle onaylanmış oluyor.  Ufak da olsa şarkıda yalnızlık mevzularına el atılıyor, sessizliğin sesiyle büyüyenlere  kaptan  “ bu sessizlik zuldür bize” diye sesleniyor. 

Mutlu Olmak İmkansız Derneği’nde kurucu üye sıfatıyla  karşımıza çıkıyor Kaptan, “ Özgür Olduğunda Marmara” ile içkiler Kaptan’dan, söylemek sizden.  Kaçkınlar defterine isimleri tek tek  yazdırıyor. “ Bizim denizde yüzmek bize yasak oldu” diye yasaklı bölgelere dair bir gönderme mevcut.  Bu göndermelerinden biri tahmini gezi parkı, İstanbul cayır cayır yanarken albümün çıktığını var sayarsak bu tahmin yanlış olmaz.

“ Aklımın Sibiryası”   ‘ Versem sana bir soluk aşk gülümser misin”  her zamanki Cenk Taner vari sözlerle  şarkı bizi eğlencenin dibine itiyor. Mızıkanın rolü büyük olsa da şarkıda, kaptan’ın tayfası iyi iş çıkarıyor.

“ Geyikli Baba Uzaylılar Şarabı”  bir Kadıköy ağıtı ya da bir Kadıköy atasözü.  Manifestosunda tek başına krallık yatan  ya da kendi krallığını ilan edenlerin “ şarap en büyük hakikattır” diyenlerin kendi manifestosunu yazdığı, köpek öldüren şaraplarının içilmesiyle edilen muhabbetlerin, elde avuçta ne varsa birleştirerek alınan ucuz şaraplarıyla  tarihi yazanların, şarkısı, “ 2 şişe ucuz şarap bir tarih yazabilir “ sözlerine ithafen de Metin Kurt’u analım.

 “ Kimseden çıkmamış şarap parası ihaleyi açmışız öyle almışız budur halimiz “   sözleri ve mızıka ile kendinizden geçişleri şaraba dahil edelim.  Aynı zamanda şarabi bünyeler geyikli babayı bekleyemese de bir manifesto olarak köşelerde bir yerde yerini alacaktır.

“ Her Şey Siyaha Giderken” mevzusunu genele yayarak özetliyor Kaptan. Her şeyin berbatlaştığı, üstümüze bombalar yağdığı  ve gazlarla çevrili olduğu zamanlara da gönderme yapıyor inceden. Anlaşılmayanlar, yanlış anlaşılanlar, yoksullar ve bir çok şeye dair perde aralıyor.  Kendi kendine kendinle savaşanlara,  kendini vuranlara kendi kendine  yenik düşmüşlere kendini hatırlatıyor kaptan.  Bunla sınırlı kalmıyor, aşksal mevzulardan yalnızlığa kadar uzanıyor Her şey siyaha giderken. Kendisinde de dediği gibi “ Siyah kir göstermez.”

"  Öyle İnce "  derinlik sarhoşluğundan gelen akıntılara doğru şairane sözlerle nokta atış yapıyor. Memlekete dair mevzulara değiniyor, ince mesajları içinde barındırıyor.  Kaptan  Şarkılarla politika yaptığını daha önce bize gösterdiği gibi bu şarkıda da gösteriyor.   “ Sonra bu herifler yıprattı beni. Dershaneler ,tershaneler, memuriyet falan derken yedi bizi..”

“ Tahta Kılıçlar “ sessizliğin sesiyle büyüyenlerin ruhuna  bir nevi insülin enjekte ediyor. Andıran Otu kitabında geçen adanmışlar sokağı, çay bahçelerinde dolanmacalar  ve en sonunda “ savaşmaktan çekinmezdik aslında  tahta kılıçlarla” sözü.   Her şeyden bir dem var. Hayatın içinde ne varsa  Cenk Taner sözlerinde de o var. Sessizliğin sesinde kaybolanlar, anlaşılmayanlar, yanlış anlaşılanlar,  yalnızlığın gölgesinde saklananlar,  gençlik zamanlarına göndermeler, engel olan geçmiş ve geleceği selamlamak  ve savaşmaktan çekinmeyenler… 

Eski albümlerinde futbol vari sözlerini Cenk Taner “ Yarın Olsun“ şarkısıyla tekrardan hatırlatıyor.   Eski dönemde yapılan mahalle maçlarında gazozuna oynanan maçlara selam veriyor kaptan.  Futbolun borsada değil, arsada güzel olduğuna dikkat çekiyor.  “Kadroda yıldızlar, önümüzde kupalar var sandın/ Oysa hep biz bizeydik, oynuyorduk forma aşkına / … / Oysa hep biz bizeydik, oynuyorduk tozlu sahalarda, gazozuna” 

Yıl 1993,  Irkçılığa olan tepkisini “ Güney Afrika” şarkısıyla dile getiriyordu Kesmeşeker.(Cenk Taner) Aynı zamanda Mandela’ya selam ediyordu. Sene 2013’ü gösterirken Cenk Taner ve Tayfası  “Kara Şair “ ’le 3 Mart 1992'de Zonguldak'ta meydana gelen grizu faciasında hayatını kaybeden  263 maden işçisini unutmuyordu.  Şarkılarla senelerdir politika yapıyordu Cenk Taner, bunu şarkı aralarında verdiği mesajla gösteriyordu. Almak isteyen bu mesajı net şekilde alıyordu.  Buradaki " Kara Şair “ işte geldim buradayım dökülmüş sıvalarım “ diye gerçekleri acı bir dille anlatıyor.  Kara şair aynı zamanda edebiyat güzellemesi olarak karşımıza çıkıyor.  kaptan “ diğeri bir lorca, vurulmuş otuz altıda” diyerek Lorca’yı Mandela gibi selamlıyor.   “ Huzursuz bir yatakta huzura yattın, ama öyle bir coğrafya ki hep kana bastın  “ diyerek  memlekette kana bastığımız yerleri işaret ediyor.

“ Silah Sesinde Yunuslar”  daha önce Andıran Otu kitabında karşımıza çıkan bir metnin şarkı hali olmasıyla birlikte ufak eklemelerle melodiye dönüşmüş hali.  ‘ Silah sesinde yunuslar, ağır ağır kaçıyorlar. Yardım edemedim, kurtulanlara sevindim’  sözüyle tehlike çanları çalıyor. Gazların etrafı sardığı bir dönemde yayınlanmıştı “ Yoldan Çıkmış Şarkılar “   

Özgür olan Marmara’yı düşleyenlerin, kendi manifestosunu  bir sokak köşesinde şarapla yazanların , kendi kendine yenik düşmüş olanların, umutların yeşerdiği bir dünyaya Turgut Uyarla selam eden, içinde direniş ve özgürlük barındıran, gezi ruhunu yaşayanların albümü  “ Yoldan Çıkmış Şarkılar. “

Yapım: Ada Müzik
Kayıt ve Mix: Anıl Çifter - Jinxx Productions
Temmuz - Ağustos 2013
Kayıt (8): Mayday Stüdyoları - Alper Ketenci
Mastering: Demirhan Baylan

Tüm Şarkıların Söz ve Müziği Cenk Taner'e aittir.

Düzenlemeler: Cenk Taner - Mehmet Şenol Şişli - Veysel Çolak - Anıl Çifter
Cenk Taner: Vokal, Akustik Gitar

Karabataklar:
Mehmet Şenol Şişli: Bas Gitar, Geri Vokal
Veysel Çolak: Elektrik ve Akustik Gitar, Harmonium, Melodika, Geri Vokal
Gökhan Özcan: Davul

Çağrı Büyükçoban: Davul (8)
Mert Fehmi Alatan: Trompet
Cem Dinler: Hammond
Kerem Sefil: Perküsyon
Ali İzzet Çalışkan: Mızıka (4, 5)
Gülce Altunel: Mızıka (9, 12)
Serhan Baki: Tabla

Fotoğraf: Engin Güneysu
Tasarım: Ergin Yavaş
Karabatak Çizim: Nihan Şişli
Tipografi: Volkan Şeker

Cem Kurtuluş, 2014