Bazı
sanatçılar vardır ki coğrafya gereği bir devrimci duruş sergilerler.
Şarkılarıyla, düşünceleriyle topluma aydınlatırlar. Zaten bu yüzdendir ki
devrimci duruşları vardır. Şarkılarıyla gerçek yaşamı ve toplumu fazlasıyla
etkileyen Kazım Koyuncu bu albümüyle pek
çok kişiye hitap ediyor. Bu albümde aynı zamanda yayınlanmamış daha
önce duyulmamış parçalar var. Kazım
Koyuncu ile ilgili Erkan Oğur bir sözünde onu şöyle anlatıyor;
Erkan Oğur: Kazım Koyuncu'nun varlığı,
ruhu, cismi, sanatı, dostluğu, sıcaklığıyla ve arkasından sürüklediği
sevenleriyle ve bütün insanlık erdemleriyle, ben kendim olarak dünyanın tüm
sömürücelerini ve onların uşaklarını lanetliyorum.
Kazım Koyuncu aramızdan ayrılırken mesaj
vermeyi de unutmuyordu. “ Hoşça
kal “ şarkısında dediği gibi “ işte
gidiyorum bir şey demeden, arkamı dönmeden şikayet etmeden” Bu dünyada
söyleyecek sözü olandı Kazım Koyuncu, sözleriyle anlatıyordu her şeyi. Bir
ayrılık bir gidiş ancak bu kadar asi anlatabilirdi. Ayrılanlar,başaramayanlar,umudu
tükenenler,biryerlerde çare arayanlar bu şarkı onlara hitap ediyor.
“Yalnızlığı
Anla “
ile Parçalayacak ve mahvedecek bir şekilde
parçaya girilir. Bir milli marş niteliğinde,bir şarkı bu kadar özel
yapılabilir. Eşsiz bir o kadar kıfayetsiz.
“
Askıda yaşamak “
Bu şarkının en önemli özelliği Atilla
İlhan’a ait şiir olmasıdır. Mükemmel flüt sololarıyla birlikte şarkı şeklini
alıyor. “ Sokaklarda mızıka çalma çocuk Vurulursun”
sözleriyle devrimci duruşunu sergilemeye devam ediyor Kazım Koyuncu.
“ Dünyada Bir
Yerdeyim “
Bu şarkı Kazım Koyuncu’nun hayatını gözler
önüne seren bir şarkı olmakla birlikte yeri yurdu olmayanlara, gökyüzüne selam
niteliğinde. O sözlerde şöyle şeklini alıyor;
Yerim yurdum yoktur benim
Yarim yurdum yoktur benim
Sadece gökyüzüne göreyim “
Yarim yurdum yoktur benim
Sadece gökyüzüne göreyim “
“ Anılar
düştü peşime “
Şarkıyı sanki eskilerden değil de
şimdilerdeki gibi söyleyen parçadır, Ayrıca Dünyanın çaresizliğine ,adaletsizliğine
meydan okuyor Kazım Koyuncu. Şair ceketli çocuk bize bizi anlatıyor. Bu şarkıyı Gece ruhuna uygun “ Yine
Burada “ şarkısı takip ediyor. Kazım
Koyuncu’nun iniş ve çıkışlarıyla parça şeklini alıyor..
“ Sürgün
Başlar “
sessizce akan zamanın tarifi bu kadar mı
yerinde olur dedirten şarkıdır. Zaman peki bu kadar mı çabuk geçer. Peki
dünyada yapacaklarımız bitti mi bitmedi,ama kazım koyuncu aramızdan erken
ayrıldı. Sözlerini hayranlarına bıraktı. “ sessizce akar zaman
yalnızlık gövden olur” sözüyle pek çok şeyi anlatır Kazım Koyuncu bize.
yalnızlık gövden olur” sözüyle pek çok şeyi anlatır Kazım Koyuncu bize.
“ Anlat bana “ Bu şarkı Kazım Koyuncu’nun karakterinin
oluştuğu dönemde boşluğa düşmemesi korkuya kapılmaması için yazılan bir
parçadır. Sevgi,sevinç,arzular,hisler,korkular,kabuslar, içinizden bir şeyler
bulabileceğiniz parçadır. En önemlisi ise bu parçanın verdiği duygunun paylaşma
olduğunu öğretmesidir.
“
Ayrılık Şarkısı “ ile bazı şarkıların üzerimizde ne denli tesir
yarattığını daha iyi anlıyoruz. Aslında bu Kazım’ın aramızdan ayrılmasıydı. O gün bugündür Kazım Koyuncu aramızdan
ayrılmıştı. Sevenleri de arkada üzgün bir biçimde bırakmıştı. Bu ayrılışın
hikayesiydi. Bu şarkı bizi alıyor başka yerlere götürüyor. Şarkıların
sistemlerden daha güçlü olacağını savunmuştu. Doğduğu yeri çok seviyordu,aynı
bir aşk gibi. Burda da bunu söylüyor şair ceketli çocuk.
“ Hayat” Bir insan hayatı bu kadar iyi anlatırdı.
Hayat,iyiliklerle ve kötülüklerle yaşanılan bir yoldur. Bu yolu insanlar
basamak basamak çıkarlar. Karşılarına ne çıkacaklarını bilemezler. Ama
yaşayarak bunu öğrenip tecrübe edinirler. Kazım Koyuncu da tecrübeyle bu hayatı
iyi analiz etmişti.
Sözü
olan, sözü bitmeyecek olandı Kazım Koyuncu. Şair ceketini giyerek aramızdan
şarkılarla geçti o hırçın çocuk. Bu
albümle Şair ceketli çocuğu anarken kendisinin sözleriyle yazımı bitiriyor,
kendisini selamlıyorum
“Bu arada; hiç
başımızdan eksik olmayan gökyüzüne, günün karanlık saatlerine, ara sıra kopsa
da fırtınalara, bir gün boğulacağımız denizlere, eski günlere, neler olacağını
bilmesek de geleceğe, kötülüklerle dolu olsa bile tarihe, tarihin akışını düze
çıkarmaya çalışan tüm güzel yüzlü çocuklara, Don Kişotlar’a, ateş hırsızlarına,
Ernest…o ‘Çe’ Guevara’ya, yollara-yolculuklara, sevgililere, sevişmelere,
sadece düşleyebildiğimiz olamamazlıklara, üşürken ısınmalara, her şeyden sıcak
annelere, babalara ve tadını bütün bunlardan alan şarkılara kendi sıcaklığımızı
gönderiyoruz... Kötü
şeyler gördük. Savaşlar, katliamlar, ölen-öldürülen çocuklar gördük. Kendi
dilini, kendi kültürünü, kendisini kaybeden insanlar, topluluklar gördük. Yanan
köyler, kentler, ormanlar, hayvanlar gördük. Yoksul insanlar, ağlayan anneler,
babalar, her gün bile bile sokaklarda ölüme koşan tinerci çocuklar gördük. Biz
de öldük. Ama her şeye rağmen bu yeryüzünde şarkılar söyledik. Teşekkürler
dünya.”
Cem Kurtuluş, 2009
Cem Kurtuluş, 2009
0 yorum:
Yorum Gönder