“ World Painted Blood “ son
albümünüz olabilir mi?” soruları soruluyordu albümün çıkışına birkaç
hafta kala Slayer için. Etrafta
dedikodular dönmeye başlamıştı .Çünkü bir çok müzik eleştirmeni grubun
dağılacağını söylüyordu eleştirmenlere tokat niteliğinde bir cevap geldi.
Cevabın adı, World Painted Blood idi. Sloganları ise
Dünya’yı kana boyayacağız kelimesinden ibaretti.
Diabolus
In Musica , God Hates Us All albümlerini çıkardıklarında beklenen Slayer’dan
uzaktılar. Özellikle Diabolus In Musica
albümü benim için tam bir hayal kırıklığıydı. Diabolus In Musica çıktığında
davulda Paul Bostaph vardı, Dave Lombardo yerini
Paul Bostaph’a bırakmıştı. Paul Bostaph elbette kötü davulcu değildi , iyi de
iş çıkarmıştı. Ama albüm sound olarak
nu-metal’e kaydığı için çoğu thrash metal sever tarafından sevilmemişti.
World
Painted Blood albümüne yakın zaman
kala Slayer’dan Kerry albümün çıkışına yakın zaman kala albümün tüm albümlerden
karışım olduğunu bunun içine “ Seasons
in the Abyss " albümünden karşılaştırmalar olacağından bahsediyordu. Konumuza gelelim. “
World Painted Blood” grubun on birinci stüdyo albümü. Albümü dinlemeye
başladığınızda dikkatinizi çeken ilk şey, tabii ki prodüksiyon. Grup, Death Magnetic’i katletmekle suçlanan Greg Fidelman ile çalıştı. 11 şarkı toplamda 40 dakika gibi bir süreye
tekabül etmekte albümde, gerekli bir detay olmasa da 6 şarkı Kerry King imzası
taşıyor.
Albüme adını veren “ World Painted Blood,” ile açılıyor albüm. Slayer'ın her
zaman ki açılış parçalarından biri olmuyor,ama Black Sabbath rifflerini etkini
gösteren bir başlangıç oluyor. Bu bölümden sonra Tom Araya’nın öfkeli vokaliyle
saldırı hissi yükseliyor,şarkının ikinci yarısında Tom, vokal söylemini
değiştiriyor bu da etkiyi azaltıyor. Klipte baş merkezde Bill Clinton’a
benzeyen biri vardır, savaş araçlarının altına kalan insanoğlu resmedilir. “Man
himself has become God “ sözüyle özet geçer.
“ Unit 731” ikinci dünya
savaşında 731. Birim olarak bilinen biyolojik ve kimyasal savaş birimine verilen
ad,aynı zamanda insanlar üzerinde pek çok deney bu birim üzerinden
sağlanmıştır. Tom Araya bununla ilgili
Nazi toplama kampında bir doktor olan Josef Mengele’nin bu tür şeyler
yaptığının,şarkının konusunun da bunun içeriği olduğunu söyler. Dave Lombardo bu şarkıda tabiri caizse
döktürüyor. Lombardo, atakları söz konusu olduğunda kendini göstermesi
şaşırtmıyor. Pure thrash-hardcore karışımı
ortaya bir şey çıkmış. Yer yer Angel Of
Death şarkısına bir gönderme de mevcut vokalde. Dave Lombardo’nun davul ataklarından bizi
mahrum bırakmadığı, Kerry King imzalı “
Snuff “ “ murder is future “ sözlerine dayalı sözler üzerine kurulu.
Eski dönem Slayer
etkilerinin hissedildiği “ Beauty Through Order” kadın seri
katili olarak tanınan ortaçağ
kontesi olarak bilinen Elizabeth Bathory
ile ilgili. “my birthright, is murder”
sözleriyle de bahsedilen karakter hakkında olanı anlatıyor. Tanrı tanımaz sözlerin ağırlıkta olduğu “ Hate Worldwide ” eski Slayer
dönemlerinden bariz etkiler hissediliyor.Hızlı sololarla birlikte, Tom’un
alışageldik vokallerinde klaslık olarak albümün dinamiklerinden.
Mareşal
yasası sözleriyle “ Public Display
Of Dismemberment “
bir nevi tarihte de Marshall Planı olarak bilinen gerçeklere atıfta
bulunur. Adaletin yalan olduğu
vurgusundan dem vurulur,ama şarkıda bir nevi Marşhall planının ABD’yi getirdiği
nokta anlatılır. En azından şarkıyı yazan Kerry King şarkıda huzursuzluk,kargaşa gibi temalardan yola
çıkar. Buna yakın temalarla politik mesajla “ Americon “ albümün vasat parçaları arasında yer alıyor.
“ Psychopathy Red” tarihte
öldürdükleri insanları kanını içmesiyle bilinen Rus seri katil Andrei Chikatilo’yu
merkeze koyuyor. Hanneman imzasını taşıyan şarkı albümün aynı zamanda ilk yayınlanan parçası. Speedy
rifflerin de sıkıştırıldığı Hanneman söz cambazı olduğu gibi riff konusunda da
ustalığı bu parçada açığa çıkarıyor.
Sonuç
olarak; “ World Painted Blood “ dünyayı kana boyamak parolasıyla yola çıkan
bir albüm. Lirikleriyle özellikle bir kan haritası çiziyorlar. Eski Slayer kalmadı cümlesinden ziyade
sonuçta bu albümü yapan Slayer ismi ve Hanneman’ın ağır işçiliğinin önde
olduğu, Kerry King’in pek çok şarkıda imza
attığı, Dave Lambordo’nun müthiş iş çıkardığı, Tom Araya’nın öfkeli vokalleriyle
delirttiği bir albüm vaat ediyorlar bize.
Kötü bir albüm değil, ama bu kadro için yapılan klas işlerden biri. Ne kadar Slayer vari konusuna girersek
çıkamayız ki; sonuçta bu albümde de Eski Slayer yok.
Kan yağmuru dinmesin, dünya kana bulansın!
Cem
Kurtuluş, 2009
0 yorum:
Yorum Gönder