// body elementide aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir. ...
// etiketinden önce aşağıdaki kodu ekleyebilirsiniz. // body elementide aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir. ...

Etiketler

Tarih

Kategoriler

04 Ocak 2010

Kesmeşeker-Dipten ve Derinden (1991)



















Yıl 1991. Benim için grupların ilk albümleri her zaman  önemli oldu.  Dönemin zorluklarından bahsetmek gerekirse  insanlar bir albümü bulabilmek için çok uğraşıp, güç bela buldukları albümün kopyasını kasete çekerlerdi.  Çoğu kez bunu yapmışsınızdır. O dönemler müzik dinlemenin yegane aracı walkman idi ve walkmanden müzik dinlemek  zevkliydi. Pil bittiğinde, ya da kaset bozulduğunda buna çare bulamazdınız. En basit çare kalemi  kaset tekerliğine sokup ileri-geri sarmaktır. Bunun ne müthiş şey olduğunu bunu yapanlar bilecektir.


Walkmani bir kenara bırakıp, Kesmeşeker’in Dipten ve Derinden albümünü kendimize göre yorumlamaya bakalım. Hayatın içerisinde ne varsa Kesmeşeker’in içeriğinde de o vardı. Cenk Taner ve arkadaşları malum albümde bize kırık aşklardan, ayrılıklardan, yalnızlıktan, teknolojinin içimizden kopardığı değerlerden, bilinmeyeni keşfetmekten, özgürlükten, ırk ayrımından kısaca hayattan bahsediyordu. Karşımızda müzikal açıdan son derece  zengin bir albüm var. Blues, punk ve reggae ye  yakışıklı selamlar, bunca farklı bir etkilenime rağmen  ustaca çalınmış gitar ve davullar, her şeyden önemlisi o "kırık dökük vokal".



Kapak bir müzik grubunun doğuşunu simgeliyor. Kent ozanımız Cenk Taner’in Mevlana’ya olan sevgisi albümde "Dipten ve Derinden" şarkısıyla açığa çıkıyor. Dikkat çeken  şarkılardan biri de ‘’Ben Bir yolcuyum’’.  Bu hayatta her şeyin bir şeyin sonu olduğuna dair mesajlarla sonu “ ne zaman sona erecek bu ayrılıklar “ sözüyle bitiren ozanımız için ne desek yetersiz kalır.  Dinlerken kendi içimizde gidip gelmeler ve bir yolculuğa hazırlanıyoruz.   Belen Ünal’ın   gitar tonları kalite kokuyor. İçimizi eriten, bizi uzaklara götürüp de getiremeyen bir şarkıyla karşı karşıyayız..."Senin İçin" albümün şampiyonlar ligine çıkışını simgeleyen şarkı. Cenk Taner bu parça için vokallerde fazla uğraşılmaması nedeniyle geride kaldığını dile getiriyor. Ama parça bence hiç de geride kalmamış, bu sözleri Cenk Taner albümün çıktığı döneme göre söylemiş olabilir ya da bu rivayet olabilir. Edebi açıdan ne güçlü sözler sarfettiğini, sessizliğin sesinin ne kadar güçlü olduğunu Cenk Taner bu şarkıyla bir kez daha gösteriyor. Yitirilen bir aşktan geriye kalanları tamamlıyor Kaptan ve onu da " Akşam telefonları, gazete başlıkları
geceleri televizyon açık kitap sayfaları.."

Kesmeşeker her zaman haksızlığa karşı çıkan bir grup oldu. Bunun şarkı sözlerinde alenen haykırmasa da ara mesajlara söylemek istediklerini saklar ve mesajları bulmayı dinleyicilere bırakır. "Güney Afrika'da" şarkısı  politik sözleriyle  göze çarpar albümde , ırkçılığa karşı tavrını grup bu şarkıda net olarak ortaya koyuyor. Müzikal olarak da albümün en güçlü şarkısı olarak karşımıza çıkıyor. Aynı zamanda bu şarkıyla Kesmeşeker  Mandela'ya selam ediyor.

"Hamdık, Piştik, Olduk" isimli parçada söz ve müzik Cenk Taner’e ait olsa da mikrofon Tayfun Çağlar'a emanet. Grup albümde reggaeye selam çakıyor demiştik ya, işte selam çakan şarkı tam da  bu. Sözlerde Mevlana’ya bir gönderme ve eskilere bir özlem söz konusu. Cenk Taner'e göre "Sos" albümde kötü kayıt yüzünden harcanan bir parça. Barışarock ve 24 Mayıs  Ghetto konserlerinde grup malum parçaya yer verdi. Sessiz bir giriş ve hemen ardından Cenk Taner’in o muazzam sesi çok etkileyici.

"Malum Teknoloji" güzel bir ritm ile başlıyor, hemen arkasından Tayfun Çağlar "Amannnnnn" şeklinde şarkıya giriyor. Ardından onu Cenk Taner takip ediyor. Parça teknolojinin içimizden kopardığı değerlere sesleniyor. Teknolojinin olmadığı zamanlara, kasetle müzik dinlenen ama mutlu olunan zamanları hissettiriyor bize.  Ve sadece müziğin sesinin yükseldiği karanlık odaları anımsıyoruz dinledikçe. 

Cenk Taner'in memnun olmadığı parçalardan bir diğeri de "Olağan Durumlar". Cenk Taner verdiği röportajlardan birinde malum çalışmayı;

"Olmaması gereken parça var o albümde.Yani o sound'da olmaması gereken bir parça" d
iyerek tanımlıyor.  Şarkının açılışını ritm gitar eşliğinde çello ile çalınan güzel bir melodi yapıyor, sonra şarkı gayet punk bir şekilde devam ediyor. Parçada Cenk Taner sanki kendini anlatıyor.  Keşiflerden, hayatımızda uçurumların olduğundan, zaman içinde yolculuklardan ve koşulların yeterli olmadığından söz ediyor.

"İstanbul İstanbul" albümün çıktığı dönemlerde radyolarda en çok çalınan şarkılardan biri idi; hala bazı radyolarda çalınıyor. İstanbul'u sevmeyenlere İstanbul'a sevdiren parça diye söz edilmesi kimseyi şaşırtmaz. Yokluklardan da bahsetmeyi unutmuyor Kaptan. Tam radyo formatına uygun zaten. Cenk Taner anladığım kadarıyla İstanbul’u hiçbirşeyi değişmeyeceğinden söz ediyor. 

90'larda birçok albüm çıktı, bir çoğu farklı yere koyulabilir. Ama bir dönemin gerçeği Kesmeşeker olmuştu. Televizyonlarda dönmeyen klipleri, imkansızlıklara rağmen ürettikleri vardı, kimseyi umursamadan çaldıkları müzikle " Sevgiler Dipten, saygılar Derinden " diye selamlıyordu bizi. Hayatın içinde ne varsa Kesmeşeker 'in içinde de o vardı. Aşk vardı , eskiye özlem, ırkçılığa karşıtlık ve bir çok şey sıralıyordu. Bir dönemin tokatını Kesmeşeker bu albümle lap diye yapıştırıyordu suratımıza. Sözler yüzümüzde kızarıklık oluştururken müzikal olarak da  blues, reggae, punk bütünlüğünün olduğu bir albüm sunuyordu bize. 

Parça Listesi

1. İstanbul İstanbul             
2. Tek Sorumlu             
3. Hamdık Piştik Olduk             
4. SOS             
5. Malum Zaman Teknoloji             
6. Olağan Durumlar             
7. Güney Afrika'da             
8. Senin İçin             
9. Ben Bir Yolcuyum             
10. Dipten ve Derinden

Cem Kurtuluş, 2010


0 yorum: