Geçer Gider üç hafta önce raflara düşen çiçeği burnunda bir çalışma. Hatırladığım kadarıyla 28 Şubat'ta bazı web sitelerinde paylaşıma açıldı ve çıktığı günden beri eminim dinleyen de bağımlılık yarattı. Formül yine bildiğimiz gibi... İmkanlar dahilinde her şey, olduğunca, gücün yettiğince çalışma; Kaptana, Kesmeşeker’e ve kaybeden uçsuz bucaksız azınlığa ithaf edilmiş durumda...
Biranı al, şöyle biraz yürü; uzakta belki birşey görünür ya da en iyisi biraz sessiz kalmak, belki sessizlik bünyeye iyi gelecektir. Hayattaki zorluklar, kendimizi kaybetmenin ödülü, eski düşler, eski dostluklar, eski hatıralar, eskilere ait ne varsa, hayat durmadı yine de devam ediyor eksik bir şeyler olsa da... Eksiklik hep vardır zaten, olmalıdır da; zira ne zaman bir şeyleri tamamladık diye yola çıksak bir şeylerin eksik olduğunu anlarız.
Biranı al, şöyle biraz yürü; uzakta belki birşey görünür ya da en iyisi biraz sessiz kalmak, belki sessizlik bünyeye iyi gelecektir. Hayattaki zorluklar, kendimizi kaybetmenin ödülü, eski düşler, eski dostluklar, eski hatıralar, eskilere ait ne varsa, hayat durmadı yine de devam ediyor eksik bir şeyler olsa da... Eksiklik hep vardır zaten, olmalıdır da; zira ne zaman bir şeyleri tamamladık diye yola çıksak bir şeylerin eksik olduğunu anlarız.
"Bir varmış bir yokmuş" masal gibi başlayan ama hayatın ta kendisi bir şarkı. Yorgunluk bizi sarmış durumda şu ara, yeni sözler yeni şarkılar yeni oyunlar yeni olan her şey. "Dostum anladık, hayat o kadar şiirsel değilmiş" belki de son sözün söylendiği yer burası. Sercan yine iyi iş çıkarmış . Bu kayıtları nasıl yapıyor anlamak güç, ama o bunun üstesinden gelen bir isim. Bir o, bir gitar bir de bilgisayar (o da düzenlemek için.) Böyle devam...
"Ben Hala Aynı Ben" biraz eskiye dönüş yapmanın zamanı geldi. Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir sözüyle benzerlik göstermese de şarkıyla birlikte o sözü hatırlamamız kaçınılmaz oluyor.
"Dedim Selam" isimli parça Kesmeşeker'e, kaybedenlere ve uçsuz bucaksız azınlığa ithaf edilmiş. Defalarca dinledim ve fark ettim ki geçmişten kayıplar, özlem duyduğumuz şeyler bu parçada toplanmış. Birçok gülüşe ve ardından gelen birçok şeye aldanmışız çoğu zaman.
"Bu şarkıda olmadı, şimdi vazgeçsek Cenk Taner söylese biz dinlesek’’ dizesi ile büyük kaptana buradan selam olsun... "Kaç feetteyiz ne kadar sürer kaptan, gerçi fark etmez seninleyken". Arkadan gelen sesler "farketmez" diyor; gerçektende hiç fark etmez kaptan.
"Ortalama bir insan ömrü ne kadar" parçasındaki vokal ve gitar kayıtlarını sevdim, farklı bir şey olmuş. Gelip geçen bir dünyaya ait olan bizler yaşıyoruz ama bazen farkına varamıyoruz bazı şeylerin. İnsanoğlunun doğasında olan bir şey.
"Kaybedenlerin Şarkısı" na geldik bir çırpıda. Kaybedenler, kazananlar, defans yapanlar, galip gelenler, hayata karşı tutunanlar, işte böyle garip bir şey hayat. Savunma yapmasan yenik düşersin, mücadele etmesen kaybetmeye mahkumsundur. Çoğu zaman hayata karşı yenik düşmüşlüğümüzde vardır. Bertolt Brect, "Her insan kendi adasında yaşar" diyor , bu da bu şarkıyla eş değer.
"Sessizlik" sessizliğin tanımı her birey için değişebiliyor. Can sıkıntısı, dertler, sıkıntılar bunlar hayatın olmazsa olmazları arasında maalesef, sessizlik işte burada çıkıveriyor karşımıza , sessizlik iyi geliyor. Bazen kimsenin sesini duymak istemiyoruz. Sakinlik, sessizlik, huzur. Bu parçada Sercan bizleri uzaklara götürüyor, hem de sessiz bir şekilde. "Sessizlik aldı beni yanına" diye de sözler açığa çıksın.
"Ya Bir An ya da Bir Yüzyıl" benim için müzikte sözlerin önemi her zaman önplanda olmuştur. Sözler müzik ile ,uyum içinde olmalıdır ve uyum içinde olduğu zamanda tadından yenmiyor. "Dedim Selam", "Bir varmış Bir yokmuş", "Ben hala aynı Ben" parçalarından sonra bende bağımlılık yaratan parça... Hani böyle şeyleri söylemek basit görünebilir. sokaklar, hayat, o, bu, şu, yalanlar üstüne kurulan şeyler, dertler, ihimaller,olasılıklar ve birçok şey ama hayat devam eder. Ve o nakaratlardan bir kesit;
"Oysa biz o bir yüzyılı,geride bırakan çocuklardık."
"Geçer Gider" demoya ismini veren parça. Bütün melankolik unsurları bir araya getiren bir odaya kapanmış gibi sadece kendinle konuşmanın sesini dinleyen notalara sahip. Birden akıllara Kesmeşeker’in "Bu bir yaşam sakin ol geçer gider" sözleri geliyor. Ve sonrasında Sercan'ın edasıyla Geçer gider diyelim…
İşin özü Sercan Candemir dinleyicilere yine güzel bir müzik ziyafeti sunmuş, bize de dinlemek düştü. Bir yüzyılı bırakan çocuklardan güzel bir hediye dinleyiciye, her şeyden önce dinleyeceğiniz bu çalışma ruhu olan bir çalışma!
Cem Kurtuluş, 2010
0 yorum:
Yorum Gönder