Kimileri için AC/DC kopyası bir grup, kimileri için Rock’n'Roll’un genç lejyonerleri. Müziklerindeki coşku paha biçilemez. Onlarla da tanışmam 2008 yılında oldu Runnin' Wild albümünü dinlediğimde ne kadar coşkulu ne kadar rock'n'roll bir albüm olduğunu anladım. Hatta yolda yürürken sizi tehlikeye bile sokabilir, Araba’da sürüyorsanız sizi uçuruma doğru sürükleyebilir. 3 sene aradan sonra bomba gibi döndüler.
Coşku, adrenalin, ve bir Rock’n'Roll dersi vermeye döndüler. Piyasada da bu tür gruplar fazla yok. Varsın AC/DC kopyası bir grup desinler, bunların hiçbirin önemi yok. Müzikteki coşkuları çok önemli, eğer dinleyicide bunu da alıyorsa sorun yok. Roadrunner etiketiyle yayınlanan albümde 13 şarkı bulunuyor, bonus şarkılarla birlikte 18’i buluyor. Roadrunner’da doğrusu işi biliyor, adamlar uyanık.
Hızlı akıcı müzikleri dinleyiciye uçuruyor her zaman ki vokal eskisi gibi o eğlenceli ve dinamik enerjisi ile hemen dinleyiciyi havaya sokuyor. Yerinizde durmaya ihtimal vermiyorum hele o Wacken’da sergiledikleri performansı görünce bu adamları burada neden göremiyoruz diyorum. Lafı fazla uzatmanın anlamı yok.
Adamlar bir bütün, bütün şarkıları birbirine benzeyebilir, AC/DC kopyası bir grupta diyebilirsiniz ama bu adamların rock’n roll yapmadığını inkar edemezsiniz. Rock’n'roll coşkudur, heyecandır, adrenalindir sizi sololarıyla uçurur eğer bu şeyleri hissediyorsanız hiçbir sorun yok. Başka albümlere yönelebilirsiniz.
Giriş şarkısı "Born to Kill" ile aklıma birden Full Metal Jacket filmi ve oradaki askerlerin kafasına taktığı şapkada yazılı born to kill notu geldi. Giriş pek bir yavaş ve sonra hızlanıyor o coşkuyu yaşıyor, vokal oyunlarına şahit oluyorsunuz. "No Way but the Hard Way" albüm çıkmadan önce piyasaya sunulan parçadır. 2007’de Runnin’ Wild albümündeki coşkuyu bu şarkıdan alıyorsunuz, tam bir uzun yol şarkısı olan çalışmada tek kelime ile insan yoldan çıkarıcı!
"Blonde, Bad and Beautiful" hızlı, coşkulu, adrenalin dolu insanın içini kıpır kıpır eden bir parça. Şarkı isminide güzel seçmişler doğrusu, tam bunlara bu uygun olurdu zaten. "Bottom of the Well" girişi ile bana "Born to Kill" i anımsattı.
"Raise the Flag" ile Rock 'n' Roll ölmez mesajı veriyor elemanlar. Ne kadar çılgınlar gerisini siz düşünün. Sololarda yerinde olmuş vokalin o enerjisi etrafa yayılıyor kendimi bir anda Wacken’da zannettim belki abartı gelebilir. Rock'n' Roll dedik, durmak yok enerjiye ihtiyacımız var , tempo hiç düşmüyor hız hiç kesilmiyor, motora gazı köklemiş gibi oluyorsun ilginç bir tanım oldu bende farkındayım. Öyleyse "White Line Fever" diyorum, patlamaya hazır olun. Bu belkide bütün şarkılardan en hızlısı yetişebilmek zor. O söylesin biz devam edelim. Coşkuyu yaşayalım yeter zaten. Davul durmadan çalışıyor ve gitarda aynı şekilde. Dinlediğinizde nefessiz kalmayın vokal vites’te üçe takmış gidiyor. Parçayı güzel yapanda lezzetli sololar.
Bütün parçaları yorumlamak yerine herşeyi size bırakıyorum. Dinleyin ve Rock'n' Rollun o coşkusunu yaşayın.
Coşku, adrenalin, ve bir Rock’n'Roll dersi vermeye döndüler. Piyasada da bu tür gruplar fazla yok. Varsın AC/DC kopyası bir grup desinler, bunların hiçbirin önemi yok. Müzikteki coşkuları çok önemli, eğer dinleyicide bunu da alıyorsa sorun yok. Roadrunner etiketiyle yayınlanan albümde 13 şarkı bulunuyor, bonus şarkılarla birlikte 18’i buluyor. Roadrunner’da doğrusu işi biliyor, adamlar uyanık.
Hızlı akıcı müzikleri dinleyiciye uçuruyor her zaman ki vokal eskisi gibi o eğlenceli ve dinamik enerjisi ile hemen dinleyiciyi havaya sokuyor. Yerinizde durmaya ihtimal vermiyorum hele o Wacken’da sergiledikleri performansı görünce bu adamları burada neden göremiyoruz diyorum. Lafı fazla uzatmanın anlamı yok.
Adamlar bir bütün, bütün şarkıları birbirine benzeyebilir, AC/DC kopyası bir grupta diyebilirsiniz ama bu adamların rock’n roll yapmadığını inkar edemezsiniz. Rock’n'roll coşkudur, heyecandır, adrenalindir sizi sololarıyla uçurur eğer bu şeyleri hissediyorsanız hiçbir sorun yok. Başka albümlere yönelebilirsiniz.
Giriş şarkısı "Born to Kill" ile aklıma birden Full Metal Jacket filmi ve oradaki askerlerin kafasına taktığı şapkada yazılı born to kill notu geldi. Giriş pek bir yavaş ve sonra hızlanıyor o coşkuyu yaşıyor, vokal oyunlarına şahit oluyorsunuz. "No Way but the Hard Way" albüm çıkmadan önce piyasaya sunulan parçadır. 2007’de Runnin’ Wild albümündeki coşkuyu bu şarkıdan alıyorsunuz, tam bir uzun yol şarkısı olan çalışmada tek kelime ile insan yoldan çıkarıcı!
"Blonde, Bad and Beautiful" hızlı, coşkulu, adrenalin dolu insanın içini kıpır kıpır eden bir parça. Şarkı isminide güzel seçmişler doğrusu, tam bunlara bu uygun olurdu zaten. "Bottom of the Well" girişi ile bana "Born to Kill" i anımsattı.
"Raise the Flag" ile Rock 'n' Roll ölmez mesajı veriyor elemanlar. Ne kadar çılgınlar gerisini siz düşünün. Sololarda yerinde olmuş vokalin o enerjisi etrafa yayılıyor kendimi bir anda Wacken’da zannettim belki abartı gelebilir. Rock'n' Roll dedik, durmak yok enerjiye ihtiyacımız var , tempo hiç düşmüyor hız hiç kesilmiyor, motora gazı köklemiş gibi oluyorsun ilginç bir tanım oldu bende farkındayım. Öyleyse "White Line Fever" diyorum, patlamaya hazır olun. Bu belkide bütün şarkılardan en hızlısı yetişebilmek zor. O söylesin biz devam edelim. Coşkuyu yaşayalım yeter zaten. Davul durmadan çalışıyor ve gitarda aynı şekilde. Dinlediğinizde nefessiz kalmayın vokal vites’te üçe takmış gidiyor. Parçayı güzel yapanda lezzetli sololar.
Bütün parçaları yorumlamak yerine herşeyi size bırakıyorum. Dinleyin ve Rock'n' Rollun o coşkusunu yaşayın.
Yazan:Cem Kurtuluş
0 yorum:
Yorum Gönder