Fenerbahçe Tribünleri eskiden
bugünlere kadar mücadelesinin en büyüğünü vermiş, 2000’lerde farklı bir yapıya bürünmüştür.
Bunda bazı etkenlerin rolü yadsınamaz. Aziz yıldırım’ın uyguladığı politikalar
baş etken. Taraftarı uzaklaştırma politikaları izlenmiştir..
Fenerbahçe
tribünleri her zaman abiler ve kardeşlerin olduğu zaman farklı bir
noktada olmuştur. Gerçek birliktelik hikayelerini 80’lerde yaşayan
tanıdıklarımızdan duymuşuzdur O zaman insanların gözlerinde “ ben lider
olacağım, ya da parayı cebe indireyim ’’diye kaygısı yoktu. O zamanlar amigolar
vardı, ilk amigo kavramı eskişehir’li amigo Orhan’a aittir. Kendisi
yanılmıyorsam Mustafa Denizli’ye kafa atmasıyla ünlüdür.
Fenerbahçe tribünlerinde ise “ amigo
efsane Adnan ağabey, Amigo Kemik Ağabey ’’bu sıfatları taşıyan
amigolarımızdandır. Ama her şey bir
zaman sonra farklılaştı. Amigo kavramı tarihe karıştı, tribünlere rant karışıp,
böylece bu insanlar tribünden ayrılınca
tribünler farklılaştı. O kişilerin tribüne girmesiyle tribünler çok çok
değişti. 80’lerde sabahlamaları yaşayanların efsane olduğu unutulmuş oldu, mücadeleleri
unutuldu , ve işin içine başka şeyler girmiş oldu.
80'ler hep mücadele ile geçti.
Savaşlar ile geçti. Tribünler hep ön plandaydı Sabahlamalar ve
sabahlamalarda alınan yaralar, takımı için mücadele edenler. Aşağıdaki alıntıya
da önem vermek gerekir.
Tunç Demirci’nin bir yazısından
“ Doksanlı yıllardan başlayarak Türkiye’deki ekonomik ve sosyal değerlerin yozlaşmasıyla, o güzel insanlar o tribünlerden kovulmuş, koparılmış, sürülmüş, yıldırılmış ve yerlerini çift tabancalı, cipli reisler almıştır.’’
Yönetimlerin reis adı altında
bazı kişilere elden verdiği biletler, bu kişilerin paralarını Fenerbahçe
üzerinden kazanması ve birçok diyebiliriz. Bedava bilet her dönem olmuştu, 90’lı
yıllarda semtlere inen bedava biletlerle tribün dışında kimse kalmaması bu
noktada önemliydi.
Çeşitli semtlerden gelen
insanların semt sevgisi Fenerbahçe’nin
önüne geçemezdi. Şimdi öyle bir şey oldu ki grupların çoğalmasıyla grup sevgisi
Fenerbahçe’nin önüne geçti. 90’lı yıllarda kavgalar azalmamıştı ,çatışmalar
had safhadaydı. Beşiktaş tribünüyle kapalı tribünü kapma mücadelesi o dönemlerin
önemli olaylarındandı.
Kapalının sağ tarafı hep
Fenerbahçe tribünün olmakla birlikte kapalı savaşı o dönem iki tribün arasında
geçti. Galatasaray tribünü bu savaşın dışında kalmıştı. Elbet eksik bilgiler
olabilir ,bizim büyüklerimizden dinlediklerimiz bunlar.
Ve Bir alıntı daha yapmak
istiyorum.
“ İhale ve açık artırma usulüyle hareket eden devşirilmiş ‘Reisler’, etraflarında oluşturdukları yüz, ikiyüz kişilik gruplarla fiziki şartları elverişsiz ve seyirci kapasitesi sınırlı stad tribünlerinde etkili olabilmişlerdir.Bedava biletle, karaborsayla, yönetimin ya da muhaliflerin beslemesiyle palazlanan, çıkar ve güce göre anında kıble değiştirebilen bu ‘Reis’ler, o masum çocuklardan ‘menfaat çetesi’ oluşturmuştur.’’
Menfaat olayı devreye girer.
Reis diye hitap edenler , Fenerbahçe’ye değil de bedava bilet verdikleri reis
diye hitap ettikleri kişiye bağırırlar. Şimdi Tribünde önemli olan gruplara
ayrılmak mı, yoksa birlik olup herkesi aynı görmek mi.
Fenerbahçe tribünleri belki bir gün eski günlerine
dönecektir , ama bir tek şartla dönmesi olasıdır. Reis kavramını rafa
kaldırılmasıyla. Zamanında da liderler vardı ,ama gerçekten liderlerdi. Bu bir
komutanın askerlerini yönetmesi gibi. Tribünde de şuna şöyle açıklık getiririz
paraları cebe indirmek gibi değil.
Fenerbahçe tribünleri
bilinmelidir ki yönetimci değildir ,ama şimdi durum çok farklıdır. Zamanında
tahsin kaya'yı her ne olursa olsun protesto eden bir topluluktur Fenerbahçe
taraftarı. " " Es eslerde yalnız kaldık helal olsun Tahsin kaya"
1987 Eskişehir deplasmanı.
Kısacası Fenerbahçe tribünlerinde " Sadece Fenerbahçe" ilkesiyle yola çıkanlar vardır ,olacaktır. Ama Fenerbahçe üzerinden rant sağlayanlar, parayı cebe indirenler oldukça durum daha da kötüye gidecektir..
Yazan:Cem Kurtuluş
0 yorum:
Yorum Gönder