“Deplasman” her tribüncünün her türlü zorluğa rağmen gittiği, sınıfsal farklılıkların olmadığı, cigara, alkol muhabbetlerinin döndüğü, takımı uğruna giden taraftarların kendini özel hissettiği tek yer, bütün sorunlardan taraftar burada arınıyor. “Awaydays “ deplasman kültürü üzerinden yola çıkıyor. 1979 yılındaki bir sahneyle açılıyor filmin ilk sekansı, bu sekansla birlikte mezarlık ziyareti bunda belirleyici oluyor. Tren yolculuğunda deplasmana konuk oluyoruz bir yanda, filmin açılışta fikrini “ burada kaçanlara yer yok” mesajıyla veriyor.
Köprü altında kendilerini bekleyen düşman tribüne karşı edilen alaylara karşılığı fazlasıyla veriyor Carty ve arkadaşları bu da aynı zamanda Carty’nin gruba alınışının sinyali oluyor. Carty ile Elvis arasındaki bağa tanıklık ediyoruz filmin ilk yarısında. Bu ikili beraber içiyor,beraber kavgaya giriyorlar. Filmin ilk yarısında köprüaltı kavgaları ve kavga etmek içilen gidilir holigan kültürünün olmazsa olmazı vurgulanıyor; Carty’nin düşmanlarınca öldürülesiye şekilce dövüldüğü esnada cebindeki bıçağı çıkardığı sahnede filmin en sarsıcı bölümü olarak kayıtlara geçiyor.
“Ne olacak bizim sonumuz “ sorusu
ise filmin ilk yarısında kendilerine sordukları soru oluyor. Filmin
holiganlıktan ziyade dramın ve hüznün tonu Joy Division ve sountrack şarkılarla
daha fazla destekleniyor.Filmin ikinci yarısıyla birlikte ilk yarıdaki
deplasmana gidişlerdeki edilen kavgalar,ikinci yarı biraz daha sevişme sahnelerine
bırakıyor ve dram yönü daha ağır basıyor. Filmin bitişiyle birlikte “
Christopher Paul Sampson’un anısına “ mesajı not olarak düşülüyor.
Sonuç olarak; Kevin Sampson’un Awaydays romanından uyarlanan “ Awaydays” pek çok holigan filminin aksine; birkaç sahnesi hariç futbol holiganlığına uzak bir yapım oluyor. Yine de ingiliz kültürüne ait karakter tiplemelerini iyi yansıtıyor ve Az mevzu,bol adidas ve bol müzikle yine de şans verilmesi gereken yapımlardan biri olduğunu kanıtlıyor.
Filmin dediği gibi “hayran olursanız kör olursunuz”
Cem Kurtuluş,2011
0 yorum:
Yorum Gönder