Her şey benim için küçük yaşta başlamıştı. O zamanlar grup ismi
bilmezdim. Babamın omzunda maçlara giderdim, çoğu zaman biletlerin pahalı
olması nedeniyle babam maça götüremezdi, ama çocukluğumdan kalan anılar aklımda kalmıştı. Meseleye gelirsek ben ve benim
gibilerin çocukluğunda sempati duyduğu gruplardan biriydi Kill For You. Anlamı
itibariyle, yaptığı icraatlerle çok şeyle.
Çoğu isimsiz kahramandı. Küçüklüğümden beri onları takip ettim, hep
takip etmekle yetindim. Karşıdan izliyorduk. İlk önce numaralıdaydılar. Her Galatasaray maçı öncesi galatasaraya olan
nefretlerini görmeniz kendinizi onlardan biri görmenizi sağlıyordu. Onlardan
biri derken; her Fenerbahçeli gibi.
Numaralıdan sonra maratonda oldular. O sarı montlular olarak aklımızda kalmıştı,
sonrasında beyaz montlular. Yaptıkları pankartlarla önde oldular ama önde
olmaları reklamcı bir tribün politikasında değillerdi.
Numaralıyı efsane yapan onlardı, Türkiye’nin bağıran tek
numaralısıydı. ama onun daha da öncesi
vardı. Grubun resmi kuruluşu 1996 yılıydı. Onun daha öncesinde 80’lerde
numaralıyı efsane yapan kadro aynı zamanda Kill for you’nun kurulma sebeplerindendi.
Onlar hiçbir zaman reklam yapmak için bu yola çıkmadılar (!)
Her şeyi derin ve sessiz hallettiler. Olmadığını düşündüğünüz anda
onlar çıktılar. İsimsizdiler. Yapılan çoğu şey vardı bu icraatlerle birlikte. Köprüde Galatasaray bayrağı kesen onlardı, fatih
terim’e yendiğimiz maç sonrası ‘’iyi ki doğdun terim’’ diye sürpriz yapan
onlardı. Yunanistan takımı panathinaikos ‘a karşı 1453 fatih sultan Mehmet
pankartı açan yine onlardı.
1998 yılı Parma maçındaki efsane tribünde Kill for you yazılı
tişörtlerle zihnimizde yer etmişti, sadece bunlarla sınırlı değildi. İlk kar
maskesi onlar tarafından çıktı. Taktığınız atkı ile onların giydiği
ürünlerle ‘’KFY ‘’olunmadığını her Kill for you ruhunu bilen biliyordu. Onları
özelliği Fenerbahçeye olan bağlılığı, isimsiz bir şekilde icraatlarını
yapmasıydı.
Kendinizi onlardan görebilirsiniz her Fenerbahçeli gibi. Onlar
sessiz ve derinden yaptıkları icraatlarla bilindi. Gerisini söylemeye gerek
yok.
KFY’nin küçüklüğünden beri sempatizanı oldum. Seneler geçtikçe o KFY ruhuna sahip olan
insanları tanıdım. Fenerbahçelilik ruhunun en büyük temsilcileriydi onlar. Kimileri
sevdi onları kimileri sevmedi. Onlar birbirlerini uzun zamandan beri tanıyan
insanlardı. Herşey underground olmakla başlamıştı zaten. Ama her şey şimdi çok
başkalaştı, çünkü o underground ruh kayboldu…
27/03/2011
Yazan:Cem Kurtuluş
1 yorum:
zaten aramızda olan birine "hoşgeldin" denilmez değil mi?...
Yorum Gönder