Şampiyonluk engellerini birer
birer aşıyorduk, bu yolda taraftar tam desteğini vermişti,vermeye devam etmek
zorundaydı. Rotamızı Buca deplasmanı olarak belirledik. Deplasmanın olmazsa
olmazı sıkıntıdır. Sabah gidilen deplasmanlarda uykuyla boğuşursun yol boyunca
uyursun, sonra açılırsın güneş Doğar. Bileti çoğu kişi buradan almıştı, bu defa
İzmir’de bu işin tersoluğu çıktı karşıma. Davetiyede benim ismim yoktu. Tribün kapalıyı
kapmıştı.
İçeriye maç başladıktan sonra girdim tribünde yer olmamasına rağmen
tribün performansı olarak iyi değildik. Tıklım tıklım olsa da bazen tribün
nitelikli tribüncüler olmadıkça bu işin hakkını zor verirsin. Maç başlayıp golü
yedikten sonra tribün performansı daha da zayıfladı. Tribünün çoğunluğu sanki
şampiyonluk maçına değil de hiçbir iddiası olmayan bir takımın maçına gelmiş
gibiydi. Yer yer takımı ayağa kaldıracak besteler bağrılması gerekirken yine
takımı ileriye itmekte zayıftık tribün olarak.
Kapalıyı parası olan kişilerin
girmesinin bunda olması etkiliydi.
Karşılıklı besteler takıma daha da can kattı. Stoch’un girmesiyle tribün
biraz olsun ateşlendi. Oyuna göre tribün anlayışı bariz burada ortaya çıktı. Buca deplasmanında unutulmaması gereken Guiza’nın golünde karşı tribünde bir
abimizin tribünde uçmasıydı. Öyle uçtu
ki bizim bile tribünde uçmamıza sebep olacaktı tribün manasında. Bu yıllar
sonra hep hatırlanacak bir hadise olarak kayıtlarda yerini aldı. Her ne kadar
bu deplasman zayıf olsa da şampiyonluk yolunda en önemli engeldi bu deplasman.
“ Sana gelen yollar yasakla
kesilmez, deplasman hakkımız engellenemez “
Cem Kurtuluş, 2011
Cem Kurtuluş, 2011
0 yorum:
Yorum Gönder