// body elementide aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir. ...
// etiketinden önce aşağıdaki kodu ekleyebilirsiniz. // body elementide aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir. ...

Etiketler

Tarih

Kategoriler

01 Aralık 2011

dört duvar arasındaki kitap satırları !

Selçuk'ta  10 günlük bir tatildeydim.Günlerim geçmek bilmiyor, küçük bir kasaba’da kalıyordum. Fazla insan yoktu ,sakin ve gürültüsüz bir kasaba.Dışarı çıktığımda sokakta kimseyi göremiyordum. Köşede bir kahve vardı, herkes orada  takılıyordu. Kitapların arasında boğulmuş,dört duvar arasında sıkışmıştım. Dışarı çıkınca ihtiyaç’tan çıkıyordum. Oda’ya  kendimi kapatmıştım. Oda’dan başka yere çıkmıyordum. Ev ,50-60 sene önce yapılmış  evlerden biriydi.   Günlerimi o evde geçiriyordum, başka kalacak bir yerim yoktu.

Dışarı çıktık mı  genellikle akşam çıkıyorduk.   4-5 kişi olurduk. Fazlası yoktu. Yaptığımız şeylerden biri "içmekti”  Bu bize iyi geliyordu. Yapılacak başka bir şey olmadığından ya kahvede takılır çay içerdik, ya da dışarıda tenha bir köşede takılıp alkol alırdık.  Günlerim geçmek bilmiyordu. 10 gün olmuş, yıkanmamıştım ,pistim, kokuyordum, bitlenmiştim.  Ev zor bir evdi, ama şartlara uymak gerekiyordu. Ne tuvalet vardı, ne de banyo...

  Önümde yaşanılası zor 10 gün vardı. Dayanmak gerekiyordu. İmkansızlıklara alışmak gerekiyordu bazı zamanlar . Bir kasaba,4-5 arkadaş, ve kahve sakinleri..Gündüzleri sıkıntıdan patlayıp,geç uyanıp geç kalkıp sadece kitap okuyarak zamanımı geçirip kendimi odaya günlerce kapatsam da  kasabada yaşadıklarım samimi bir ortam olduğunu hissettiriyordu. 

Kendimi yalnız hissettiğim bir kasabaydı. Bu her zaman olurdu bilirsiniz.  Nereye gitsem yalnızlık peşimden geliyordu. Buna bağlıydım. Zincirimiz buna bağlıydı. Evime dönmeden önce yapmam gerekenleri yapıyordum. Çantayı açarak kitap okumaktan başka bir şey bırakmamışlardı    Bir sabah erken kalktım, evdekilerle birlikte bahçeye indik, önce kahvaltı yaptık,sonra derin havayı içime çektim.. 

Bazen böyle şeylere ihtiyaç duyuyordu insan. Sonra sokağa çıktım, Sokakta cinler top oynuyordu. Lafın özü kimse yoktu. Bende yoklayım dedim. Hava berbat derecede sıcaktı. .  Sonra bulunduğum yere döndüm. Bulunduğum yere döndüğümde hemen çanta’yı açtım. İçindeki kitaplardan birini aldım, okumaya başladım. Kitap sayfalarını çevirdim. Sabah 8 sularıydı. Biz 7’de kalkmıştık. Kahvaltı yapana kadar zamanı böyle geçirmiştim. Kitap sayfalarını çevirdikçe çevirdim, ilk bölümler sıkıcıydı.

 Kitabı okudukça kitap  beni kendine esir etmişti. Sayfaları okudukça derine iniyordum. Düşünceler beynimi kemiriyor, beynimin içi kendi kendini yiyordu. Bu bir beyin zonklamasıydı. Bir adam ve bir kadın. Adamın ailesiyle sorunu vardı, her şeyden sıyrılmak ve yalnızlığın gölgesinden giden bir adamdı kitapta anlatılan.

Duvarlar üstüme geliyordu. Sıcak bir çaya ihtiyacım olsa da bunların hiçbiri yoktu.   Evde tektim, kitap okumaktan başka çarem yoktu. Bazen ara  veriyordum ama sonra kitap okumaya devam ediyordum. Kitap akşam 10’a doğru bitmişti. Dört duvar arasında bir yaşam, bırakmayan yalnızlık, kitap satırlarının arasında gezinen bir adam.  Bu 3 cümleyi o günlerde bir kenara not etmiştim..

Yazan:Cem Kurtuluş





0 yorum: