Bazı
siyah beyaz filmler vardır, bazen de siyah beyaz hayatlar vardır bunu tahmin
etmek zordur. Efsaneler geçidi vardır. İşte o Efsane albüm kapağında
göründüğü gibi ‘’Metin Kurt ‘’oluyor. Albüm kapağında bir süre önce
Metin Kurt belirlenmişti. 70’lerin efsanevi futbolcusu aynı zamanda sosyalist
ayrı bir kişilik.
Metin Kurt anarşist ruhlu
olduğu ve isyankar bir yapıya sahip olduğu için Galatasaray tarafından
gönderiliyor bu 70’li yıllara denk geliyor. O’na " Çizgi Metin" derlerdi o
zaman, sağ açık oynardı. Topu götürürdü. Futbolcuları örgütlerdi, sonra
Spor Emek-sen ‘i kurdu. Ve Bunun Kesmeşekerle bağlantısı ne açalım
biraz.
Kesmeşeker şarkı sözlerinde
her zaman Hayatı “ futbol terimleriyle’’ anlatmıştır. Ters
köşe olma durumları, ceza sahası, geride kaldığımız zamanlar, hayatın
şartlarına karşı yenik düşmemek, dünyada aşktan çok acıkanların olduğu bir
gerçek, sisteme karşı yenik düşmemek ,muhalif olmak ,ve grubun duruşu en
önemlisi..
Albüm kapağına baktığımızda
Metin Kurt gerçeği var. Endüstriyel futbol gerçeği de Metin Kurt'la birlikte çıkıyor. " Endüstriyel
Futbol, Tribünler, hayat üçgeninde birleşiyor albüm. Aynı zamanda Metin Kurt'un " Futbol borsada değil, arsada güzel" sözleri de hafızalarda. Bunların haricinde
memlekette doğmuş olma hallerine dair anlatılar dünyasına giriş
yapıyoruz.
Son Kesmeşeker
albümü 2004’te çıkmıştı . Onun üzerinden 7 sene
geçti. Uçsuz bucaksız azınlık bekliyordu. Konserler de haliyle fazla olmuyordu.
2010 itibariyle konserler fazlalaşmaya başladı.
Konserleri kaçırmamaya
özen gösterdik. Ekim ,Kasım derken Aralık’ta albüm çıktı sonuç itibariyle
beklemeye değdi. Her konserde soru üstüne soru soruyorduk " albüm ne zaman
çıkacak diye ". Albüm sonunda Perşembe günü çıktı. Kimileri albümü internetten
sipariş etti çabuk gelsin diye kimisi müzik marketlere koştu.
Ben de öyle yapmıştım.
Perşembe günüydü iyi hatırlıyorum. Okuldan çıkar çıkmaz heyecanla Mephisto ‘ya gittim. Gitmemle
gelmem bir olmuştu. Albümü alıp otobüs durağına doğru koştum eve bir an
önce yetişebilmek için. Albümü beklemek " maçı beklemek gibiydi’’ benim için o yüzden.
" Metin Kurt yalnızlığında’’
Kaptan bize " iki şişe ucuz şarap bir tarih yazabilir’’ diye
sesleniyor. Hayatın futbol terimleri arasında kayboluşu gibiydi bu, ceza sahası
durumları ,ters köşe olma Durumları, dünyanın düzeni ,yapılan düzenbazlıklar ,
yalnızlığın içinde kaybolan ceza sahası içinde kendini arayanlar,
Kuşkular ,Kul’a kulluk etmeyenler, sistemin önünde eğilmeyenler “ ve ne
güzel’’ derken bir tebessüm oluşuyordu yüzümüzde.
Şarkı bitmeden “ spiker
Metin’in golünü anlatır ‘’ sonrasında ne güzel nidaları yükselir.
“ Her şey sermaye için sevgilim “ bu
parçanın öncesi vardı birinden duymuştum albüm çıkmadan önce kiraz
sözleri geçiyor o zaman merak içindeydim. Ve dinlediğimde de favorilerimden
biri olmuştu.
Zaman geçer
karanlık çöker , yolculuk vaktidir artık martılar deniz aramaya çıkmıştır,
kemerler bağlanmıştır. Sonrasında kaptan ‘bir mektup yaz parasız yatılıya
derken “ kaptan okuduğu dönemlere
selam çakar. “ Bu dünyada aşıklardan çok acıkanlar var “ derken dünya düzenine tepkide bulunuyor.
Sistemin Acımasızlığı ,yaşama sandviçleri ona rağmen ayakta duranlar
ve sermaye’ye yenik düşenler..
7 yıl olmuştu artık bir şeylerin
değişme zamanıydı. Ve “ Atlar dönmedi’’
ile devam ediyoruz. Can Alper şarkıyı mükemmel hale getirmiş.
Bulamadıklarımız, bulup da bizden uzakta olanlara , geçmişte
bıraktıklarımız, hala orda mıyız diye söylenmeler, dönmek isteyip de
dönemediklerimiz ve gerçekten özleyince dönmek gerek “ başka insan, başka
şehir başka lisan başka nehir bilmem ben ‘’ her şeyi özetliyor.
“ Kim sessizse o ağlasın “ şarkının ismi tuhaf kaçabilir.
Devrimciye yazılmış ağıt dersek tuhaf kaçmaz. Kimliksizlere atılan
tokatlar, doğmak istemediğimiz yerler, yarı yolda düşen bir arkadaş, sesini
çıkaramayanlar, sesini yükseltince kodese tıkılanlar ve niceleri.
Kaptan’ın sesiyle uzaklara doğru yolculuğa çıkıyoruz.
“ Gittiğin Gün “ gittiğin gün geldiğin güne uzaktan baktım
girişiyle bu parça çoğu kişiyi mest etse de benim ısınamadığım parçalardan biri
oldu. Yalnızlar ligi, rakiplerin zorluğu ve niceleri bu şarkının
bana anımsattıkları..
“ Eğ başını Eğeceksen “ zamanında kent ozanları
albümünden yer alan şarkı olmakla birlikte değiştirilmiş olması ayrı bir hava
katıyor şarkıya. Ama ben her zaman akustik gitarla çalınmış halini tercih
ederim.
“ Sıcak ve Kurak “ temposuyla bizi sarsan albümün
bombalarından. Can Alper coşmuş ,esmiş ,gürlemiş albümde genel
olarak ama bu şarkıda ayrı bir performansı var ,ayrıca davulda emre iyi
çıkarmış. Konserlerde farklı bir coşkuyla söyleniyor bunun da altını
çizelim. Sözler de vurucu özellikle “ Hem önemsiz hem de nemsiz bir yerde
geçer hikayemiz ‘’ kısmı ayrı.
“ Doğdum ben memlekette “ geçmişe dönüş ,memlekette
doğmuş olma halleri, yaşamın sıkışıklığı arasında yaşama halleri, başka
bir şey olabilmek ve “ bana
versen milyon dolar / oyununda oynamam ki / diyelim mi?’’ vurucu sözler
devam ediyor. Medya patronlarına sisteme karşı bir savaş, kayıp
kuşağa sesleniş, muhalif yanlar da her kesmeşeker albümünde olduğu gibi burada
da devam ediyor.
“ İsmail’’. Dinlerken ilk göze çarpan
sözler, sonrasında gitar temposu. Denizin ve yosun kokularını
alanlar, rota bulamayanlar, rotasını şaşıranlar, yol bulmak isteyenler.
Andıran otu kitabının etkileri yok değil sözlerde. Konserde çalınmasını
istenilen şarkılardan. “ Burası bittiği
yer mi başladığı yer mi denizin “ Andıran otu kitabında geçer.
“ Benim Adım ne “ politik mesajlar
önemlidir ama kesmeşeker bunu şarkı aralarında verir. Savaşa karşıt
olmalarını söylemeye gerek yoktur sanırım. "
Benim adım ait değil ki barışa / bütün dünya bir yana / her şey bir yana
/ benim adım ait değil ki savaşa “ . ölenler, kalanlar, hiç uğruna
savaşanlar , başkalarının keyfini bekleyenler ve adı oraya ait
olmayanlar.. bu şarkıda ait olmayan şeylere dair politik bir mesaj olduğunun
altını çizmek gerekir.
“ Tezatlar Kitabı’’ İnsanın kendini
tanıyamadığı zamanlar vardır ruh hallerinin farklılaştığı dönemler, kendine
hakim olamadığı dönemler, insanın kendine karşıt olduğu dönemler , bütün
mesele ‘’karşıtlık’’ üzerine. Sakin ve aynı zamanda huzur veren “ rüzgarlı
deniz Kıyısını’’ andıran bir parça. Albümün çıktığı zamanlarda 3.Haymatlos
Konserinde çalındığını da ekleyelim. Albümdeki şarkıları biliyorduk ama bu
şarkının çalınması sürpriz oldu. Moda sahilinde elinizde şarap varsa
dinlemeden modayı terk etmeyin.
7 yıl bekledi Uçsuz Bucaksız
Azınlık. ekim denildi ,kasım denildi sonunda albüme kavuştular. Kadıköy,
Kesmeşekerdir , biraz deniz ve yosun kokusu almak isteyenler için, tribünleri
selamlayıp ceza sahası içinde kendine yer bulamayanlar için. Farklı bir
Sound, muhalif sözlerin baskın olduğu bir albüm ve Metin Kurt’la
efsaneleştirilmesi albüme farklı bir hava kattı. Yazımı bitirmeden şu sözlere
yer vermeliyim.
" İki şişe ucuz şarap bir tarih yazabilir. verdiğim tüm
sözler bir anda uçabilir. sıcak bir bira, patlak bir sigara, Metin Kurt gibi
yalnızız ceza sahasında. Ne güzel, ne güzel. Ne güzel Ne güzel...’’
Memlekete, karşıtlıklara, iki
şişe ucuz şarapla tarih yazanlar için, tribünleri selamlayıp ceza sahasında
kalan amatör ruhlara binbir selam niteliğinde olan bir albüm “ Doğdum Ben Memlekette” her şeyden
önemlisi “ Alınteriyle dolu kaplarda
boğulanlar için.
Cenk
Taner Vokal,
Elektrik Gitar, Akustik Gitar
Can
Alper Elektrik
Gitar, Akustik Gitar, Oniki Telli Gitar, Geri Vokal
Tansu Kızılırmak Bas
Gitar, Geri Vokal
Emre
Sarıtunalılar Davul,
Perküsyon, Geri Vokal
Tüm Şarkıların Söz ve Bestesi Cenk Taner'e aittir.
Düzenlemeler: Can Alper, Tansu Kızılırmak, Emre Sarıtunalılar, Cenk Taner
Kayıt, Miks: Eray Uygur / Jingle Factory (Ağustos-Ekim 2011)
Mastering: Andy Jackson
Grafik Tasarım: Hayalgücü Tanıtım
Tüm Şarkıların Söz ve Bestesi Cenk Taner'e aittir.
Düzenlemeler: Can Alper, Tansu Kızılırmak, Emre Sarıtunalılar, Cenk Taner
Kayıt, Miks: Eray Uygur / Jingle Factory (Ağustos-Ekim 2011)
Mastering: Andy Jackson
Grafik Tasarım: Hayalgücü Tanıtım
Yazan:Cem Kurtuluş
0 yorum:
Yorum Gönder