Bir yolculuk vakti daha
gelmişti . Sabahın erken
saatleriydi otobüs yerine başka bir aracı tercih etmiştim .
Gece ,araca bineceğim yere gitmiştim .
Kalabalık değildi . Cebimde
üç beş kuruş para vardı
Yemek yiyebilecek kadar ,
fazlası yoktu. Her şey pahalıydı .
Kimileri uyuyordu
,kimileri geziyor kimileri sızıyordu.
Memurlar kapıda bekliyordu ,
sonrasında cebimde üç –beş kuruş olan paraya bir simit aldım ,
oyalandım durdum orada.
Simidi yavaş yavaş
yiyordum bitmesin diye . Geceyi
onunla idare etmek zorundaydım
Ne kadar yavaş yesem de
bitmişti . Daha Sonra kalktım dolaşmaya başladım .
Saatler bir türlü
geçmiyordu , Bu can sıkıcıydı . Orada bir köşeye montumu koydum ve uyudum
Ama içimde bir şüphe vardı .
Çantamın çalınma riski aklıma geldiğinde uyanıyordum ,Zaman
böyle akıp geçiyordu .
Sabah geldi araca binmiştim .Kemerler
bağlanacak, anılar hatırlanacaktı
Kitabımı çıkardım .
Okumaya başlayım derken birden uyku bastırdı .
Kitap sayfalarını
çeviriyordum zaman ne de çabuk geçiyordu .
Belki de bana öyle geliyordu .
Araçtan inmiştim .
Rüzgar esiyor ve saçlarımı savuruyordu. Kulaklarım ağarmaya başlamıştı
Belki de rüzgarın bir
etkisi vardı . Küçük bir
yere girdim , Orada biraz
takıldım .Her şey olması
gerektiğinden pahalıydı . Belki o yere ait bir şeydi bu .
Oradan çıkıp dolmuşa atladım ,
Gidilecek yer uzaktı .
Dolmuştan indikçe garip
insanlar görüyordum . Yolun
nereye gittiğine dair bir fikrim yoktu
Bir sokaktan girdim ve
yürümeye başladım . Hep
böyle olurdu bu, yürüdükçe yürümeye devam ettim.
Dönerciler
fazlasıyla vardı . Müşteri
bekliyordu, onlara aval aval baktım. Yalnız başına yürümek sıkıcı olsa da
yürüdüm durdum. Bir tren garı gördüm karşımda ve onun önünde oturan yaşlı bir
adam duruyordu. Sonrasında karşıya konulanbir tren süs olarak ve karşıdan gelen
engelli bir kadın görünce fotoğraf makinemi çıkardım. An’ı fotoğraflamaktı bu. Trene
atladım, çuf çuf sesleri yükselirken kalabalıktı trenin içerisi. Hemen bir yer
kaparak attım kendimi. Yol uzun olsa da beynimin içinde şarkılar çalmaya devam
ediyordu. “ Bütün o sankiler,cankiler “ diyordu şarkıdaki ses. Sonra iyidir
diye geçiştiriyordum bunu. İki sevgili de aynı zamanda yer yok diye ayrı yerde
oturuyorlardı. Başka yere geçtiler
beraber. Tren yolculuklarının olmazsa olmazı dışarıyı izlemektir,bende öyle
yaptım.
İndiğimde yabancı bir kasabada kendimi
bulmuştum,sora sora öğrendim bazı yerleri. En yakın sahildi, yürüme mesafesi
uzun olmasına rağmen yürüdüm,daha sonrası bir dolmuşa atlayarak bir yerlere
gidiyordum.. bir yere girerek gözleme yedim, pahalı değildi bu da benim için
avantajlıydı. Sahil boyunca sağdan/ soldan yürümeye devam ettim. Bazı yerler
çamurlu olsa da rüzgar esintilerini fazlasıyla hissediyordum. Trene binecektim,tren
esnasında bir yere oturdum öylece,her yer boş görünüyordu. Karşıma bir kız
oturdu, fotoğraf konusundan muhabbeti açtı. Bir süre konuştuk, sevdiği şehirden
bahsetti. Ben kendimle ilgili bahsedecek bir şey bulamamıştım. Kısa bir
muhabbetti ve artık herkes evine dönmek zorundaydı… bana sorarsanız zaten kızın
cismini de ismini de hatırlamıyorum.
Cem Kurtuluş,2012...
0 yorum:
Yorum Gönder