// body elementide aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir. ...
// etiketinden önce aşağıdaki kodu ekleyebilirsiniz. // body elementide aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir. ...

Etiketler

Tarih

Kategoriler

05 Nisan 2012

Dershane !

Dershanenin ilk günleriydi. Pek parlak geçtiği söylenmezdi. Öyle çalışkan biri  değildim. Yanımda ,arkamda ,solumda  benden fazla çalışanlar da vardı, az çalışanlar da. Bunları önemsemeyerek yoluma devam ediyordum. Her sabah yatağımdan geç kalkıyordum. Erken kalkmaya o zaman da  alışık değildim. Yaşantım düzensiz bir şekilde  devam ediyordu.  "Git ve gel",  tek yaptığım şeydi.

 Her gün o yolu yürümek korkunç bir işkenceydi. Her gün hayata bir siktir çekmek mecburiyetindeydim. Bazı sabahlar koştura koştura giderdim dershaneye,  bazense yüzümü yıkamadan çıkardım evden... Sıkıcı ve basit bir hayatım vardı o zamanlar ve dershaneye giderken Bunu sıklıkla yapıyordum. Her gün yürüdüğüm mesafe,  beni bıktırmıştı artık. Ama yapabileceğimin en iyisi buydu. Yine yürüyeceğimi biliyordum, o yüzden fazla uğraşmadım.

Matematik dersini sevmememe karşın yine de bir şeyler yapmak için uğraşırdım. Coğrafya ile aram yoktu ama kesin olan bişey varsa o da Matematikten daha çok sevdiğimdi aşikârdı. Tarih...  İşte bunu severdim.  Her ne kadar kafa karıştırsa da yalanla dolu bilgiler olsa da  bazı yerleri sadece okumak bile güzel geliyordu. Edebiyatı da severdim... Bazı yazarlar gerçekten tiksindirici olmasalardı!

 O zamanlar her şey böyle gidiyordu. Bazı sabahlar yanımda para olmuyordu. Sıklıkla  evden alelacele çıktığım sabahlara denk gelirdi bu. Dershane köşesinde bir güveç salonu vardı, ve orada ucuzdu güveç. Derse geç girdiğimiz zamanlar oraya giderdik.  "Abi çek oradan 2 güveç" derdik. Hem de her sabah! Bu bizim için kıyak bir iş’ti. Ne de ucuz olan her şeye taliptik o aralar, sefillik akıyordu cebimizden.

 Artık içimiz dışımız güveç olmuştu. Orada da başka yiyecek bir şey yoktu zaten. Bunu düşününce, o kadar da saçma gelmiyordu. Dershanede bulunduğum zaman içerisinde fazla arkadaşım olmadı. Onlara uzak olmanın haricinde çoğunu gözlemliyor ve sonrasında yapmacık ve menfaat dolu olduklarına tanıklık ettim. Kızlar havalı ve kendini kusursuz sanan zengin züppeleri gibi davranıyordu. İşte bu onlardan nefret etmek için yeterli bir sebepti. 

O günleri düşününce Şu güveç yeme seramonisini, her sabah  tekrarlardık.. Günler geçti, aylar geçti ama değişen hiç bir şey olmadı. Günler ve aylar geçtikçe daha da çok yorulduk. Ama dershane günlerinde en bıktırıcı şey, her gün çıktığım o boktan yokuştu. Ve geriye dönüp baktığımda, o boktan yokuşu her gün çıkmanın pek bir işe yaramadığını şimdi anlıyorum...

Cem Kurtuluş, 2012 

0 yorum: