Cefa çekmek, deplasman yolunda atılan adımlardan birisidir. Haftalar öncesinden paranı biriktirirsin, bazen otobüste açık çıkar, o açığı denkleştirmeye çalışırsın bazen de yolda yemek yemezsin. Kimi zaman bir çorbayı 10 kişi içersin, bir birayı 5 kişi içersin. Deplasman yolculukları paylaşmanın ötesinde bir şeydir, ama her şeyi. İşte o yolculuklarda Dostluklar kazanılır..
Taraftarı kazıklamaya devam eden
yöneticiler bu maçta da kazıklamaya devam eder düşüncesi bu maçta rafa
kaldırılmıştı. Kayseri yönetimi biletleri 20 lira yapmış, biz
Fenerbahçeliler en azından bu maç için rahat nefes almıştık.
Bulduğunuzda
eğer almıyorsanız o yol bir türlü geçmek bilmezdi.. Çiş molaları, bayılmalar
derken bir de baktık Kayseri’ye yaklaştık. Bunun sonucunda üzerimize çöken
yorgunluk da vardı. Şehir genelinde tur attık, yemek için yer aradık ve sonunda
bulduk. Sonrasında dolanmalara devam, biletlerimizi alıp stadın oralarda
beklemeye koyulduk.
Tam
beklerken Kayserililerin bize doğru taş attığını gördük ve polisin haksız yere
bazı fenerlileri gözaltına aldığını da. Bu taşlara karşı , karşılık elbette
verilecekti. Kayserililer , Fenerliler üstlerine gidince kovalamaya
başlayınca koşmaya başladılar, ve polisin arkasına sığınıp taş atmaya
devam ettiler, bu defa diğer taraftan taş atmaya başladılar.
Yaptıkları
tek şey taş atmaktı. Madem taş atıyorsun neden kaçıyorsun. Bizler stada girmeye hazırlanırken aklımız
yine orada kalmıştı. Kayserililer kahpece takım otobüsünü taşlamışlardı. Kim ne
yaparsa karşılığını alır sözü her yerde geçerlidir bu yapılanlar da
unutulmayacaktır. Stada girdik..
Oldukça
fazla yer ayrılmıştı Fenerbahçe tribününe..
Yenilmişsen
ya da berabere kalmışsan dönüş yolları uyku modunda geçer ama hemen
uyumadık tabii, ve uyutturmadık da . Tek ihtiyacımız alkoldü. Aloğlu Alican’a
ayrı parantez açmak gerek sanırım buradan.. ‘bambam ‘ şşt şşt ‘tekel’ şşş
‘isyan’ diyerek makaranın dibine vurmuştuk tek kelimeyle. Gülmekten artık
söyleyemiyorduk, aralarda tezahüratlar değişse de ‘bambam’ demeler hiç
değişmiyordu.
Yolun
ortasında zıplamalar, halen Bambam’a devam etmeler ve sonrasında jandarmanın
gelmesi tam bir delilikti. Tekel bayi görüp tam bira alacakken tekel bayide
kredi kartının çalışmaması da iyi olmadı ve sonrasında yola devam ettik.
Bestelerin ardı arkası kesilmiyordu, bu sabaha kadar devam edemezdi. Üzerimizde
aşırı bir yorgunluk vardı, dönüş yolunda otobüste yerde yatanları da hesaba
katmak lazım.
Cem Kurtuluş, 2012