Her şeyin ve herkesin kirlendiği bir dünyada
temiz kalan dostlardandı Metin Kurt. Bir dost, bir abi. İsmini siz koyun. Ama
her daim konuşmasına "dostlar" diye başlardı. Bir semboldü. Bakış
açısı, senelerdir süre gelen yaptıkları ve arkasında bıraktıkları…
Son gülüşünü geride bırakmıştı artık Metin Kurt. Tek
yumruk taraftar grubu 7 Aralık Cuma akşamı "Metin Kurt Kütüphanesi"
adı altında dayanışma konseri düzenledi. Metin Kurt’u anmak üzere Fenerbahçe
atkımla mekândaki yerimi aldım. Konser ilk önce Mşş, Veysel Çolak ile start
aldı, sonrasında akustik ağırlıklı devam etti.
Konserde; Metin Kurt’un yakın arkadaşları, akrabaları,
Galatasaray'lılar, Fenerbahçe'liler, Beşiktaş'lılar, birçok müzik ve spor sever
yerini aldı. Konsere Cenk Taner kısa bir konuşmayla başladı. "Metin Kurt
Yalnızlığı" ile konsere giriş yaptık. Gözlerimiz kapandı, Metin Abiyle
içki içtiğimiz ve kitap için koşturduğumuz günleri ve Çizgi Metin’in
toplumun dışında kaldığı, çizgisiyle onu dışarı itenleri de hatırladık. Toplum
tam anlamıyla O'nu hiç anlamadı, O mesajlarını vermekten geri kalmadı.
Doğrusu da buydu.
"Eyalet çocukları" ile devam etti konser.
Hatır şikeleri, tarihin unutulmaz lekeleri…Sonrasında bir yağmur günü altında
terk edilişlerden geriye kalan satırlar zihinlere geldi. Kürk Mantolu Madonna,
diğer ismiyle "Maria" çalındı. Otoban, İstanbul derken yollar geçmek
bilmiyordu. Böyle yağmurlu bir Taksim akşamında bunun çalınması da güzel oldu.
"Aşk ve Para", "bazen olmadı bazen oldu" dedik, seslice
oldu bu da. "olmalıydık birlikte" olanlar, olmayanlar, kapıdan
dönenler. Köşe kapmaca oynadığımız dünyaya selam olsun buradan.
"En Çok Seni" kitle tarafından söylendi,
kitle dedik mi onları her yerde görebilirsiniz. Bazen bir takıma tezahürat yaparlar,
bazen bir gruba. Alışık olun bunlara. Gürültü kirliliği gibi de gelebilir size.
Hemen bekletmeden "Gitme Kal" çalındı. Bazen çalınıyor, bazen es
geçiliyor. Bugün hatırlandı bu şarkı da. Pişmanlıklar, günler,
haftalar…Döndüğün yer aynı yer oluyor.
"Duymuştum şehirdeydim" her zaman ki gibi
coşkuyla, zıplanarak söylendi. Elleri boş olan insanların elinde kalan tek
çaredir melodiler. Bu coşku "S.O.S" ile devam etti ama sırayı
karıştırmış olabilirim. Konser arasında konsere gelenlere teşekkür edildi bunu
da atlamayayım. "Metin Kurt Yalnızlığı" tekrardan çalınarak
gözlerimiz yeniden sulandı.
Metin Ağabeyimizi güzelce andık, O da aramızda olsa
her şey daha da farklı olurdu. Aynı zamanda Metin Kurt’un vefatından önce çıkan
kitabı edinmeniz Metin Kurt’u tanımak kadar faydalı olur. Kitabın ismi
"Çizgideki Gladyatör".
Metin Kurt’un da dediği gibi: "Sporda söylenmeyen ne varsa biz söyleyeceğiz. Caymayız,
caydıramazlar. Sapmayız, saptıramazlar. Yürüyoruz doğru bildiğimiz yolda;
alnımız açık, başımız yukarıda…".
Cem Kurtuluş,2012