// body elementide aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir. ...
// etiketinden önce aşağıdaki kodu ekleyebilirsiniz. // body elementide aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir. ...

Etiketler

Tarih

Kategoriler

23 Ocak 2013

"İnsanlık Onuru İşkenceyi Yenecek" : F TİPİ FİLM (2012):













Saklanan ve yüzleşemediğimiz gerçekler, katliamlar, faili meçhul cinayetler, işkenceler, zulümler, insanlık dışı davranışlar, insanlığın dışında kalanlar, yakılan insanlar, hücrelerde sıkışıp kalanlar, diri diri yakılanlar, hafızasını hapishane duvarlarında kaybedenler, katliama tanıklık edenler, merhametin dışında kalanlar, insanlıktan nasibini almayanlar, elleri çürüyenler, hiçleştirilenler ve birçok şey "F Tipi" filminde toplanmış.

Film belki herkesin ilgisini çekmedi, salonlar tamamiyle doldurulamamış da olabilir, gişe rekorları kıramadı ama istenilen mesajı verdi. Yine engellemelerle karşı karşıya gelindi, filmin bazı salonlarında gösterime girmemesi için baskı yapıldı, afişleri sansür edildi. Bir takım zorluklarda geçti hep olduğu gibi. O yılların özetini geçmek zor olacaktır ama kestirmeden gidersek mevzu 19 aralık 2000 tarihinde Türkiye’nin kanlı bir katliama tanıklık etmesiyle alâkalı.

Ölüm oruçlarını bitirmek için amaç hapishane tutsaklarını F tipine yollamaktı. İnsanlık onurunu böyle yeneceklerini düşündüler, hapishanelerde "İnsanlık onuru işkenceyi yenecek" sloganları yükseldi filmde görüldüğü gibi. 7 yıl sürdü ölüm oruçları, sonuçları ağır oldu. İşkenceler, zulümler 12 sene sonra beyaz perdeye aktarıldı.

9 yönetmen ile ortaklaşa yürütülen bu proje istenilen mesajı istenenlere verdi. 10’ar dakikalık kısa filmlerden oluşan bu proje bir uzun metraj filmi oldu. Müziklerini Grup Yorum üstlendi.














Film, “Korktuğum cezaevinde olmak değil, cezaevinde olup da bilinmemek” mesajıyla aynı zamanda izleyiciye burukluk yaşatıyor.

Her hikâye, her hücre, ayrı mesaj veriyor. İletişimden yoksunlar, Top’la haberleşiyorlar. Birbirlerini göremiyorlar, ne yapacaklarına Topla karar veriyorlar. Filmin ilk başlarında karşımıza 19 Mart müdahalesinden sonra hafızasını yitiren ve aynı yabancılığa uyanan bir kadın çıkıyor. Her gün kendisine mektup geliyor ve ne yapacağı yazıyor o mektupta. Günlerini buna göre yaşıyor.

İkinci filmimizde Ezel Akay çıkıyor. Gardiyan Ramazan filminin hakkını veriyor ve o esnada “Bu kente yalnızlık çöktüğü zaman” çalması filmin buruk sahnelerinden. Gardiyanın “Müdürüm” olmayan birine “Müdürüm diye” seslenmesi, kendi yalnızlığını kendi içinde yaşaması ve o sahnedeki burukluklar filmin ne kadar sahici olduğunu bizlere gösteriyor.

El yapımı boyalarla, duvarlardaki ayak izleri unutulmaz sahnelerden ve ayak izlerini duvara el yapımı boyalarla sürüp duvarların yeniden boyanması ve el yapımı boyalarla yeniden hiç bıkmadan ayak izlerini yeniden duvara sürmesi “Direniş” kelimesinin diğer bir anlamı. Gardiyanların ayak izlerini duvara bırakan adama kötü olduğu halde kendisine yardım etmemesi de filmde inceden mesaj veriyor.

"Deterjan Orhan" filmde bir böcekle dost olan, böceği dahi öldüremeyen bir karakter ve en sakin insanın bile o koğuşlarda delireceğini gösteriyor film bize.

En iç burkucu sahnelerden biri “Annenin oğlunu göremeden eve dönüş sahnesi”. Ne kadar acımasız bir ortamın içinde dönemin geçtiğini bizlere anlatıyor. Acımasızca, merhametten yoksun.

Fırat Tanış’ın filmde görülmesiyle apayrı mevzular gelişiyor. “Muharrem Karademir"i canlandıran Fırat tanış insan hakları komisyonuyla arasında geçen diyaloglar filmin en iyi sahnelerinden biri. Orada karşımıza kısa süre olsa da Erkan Can çıkıyor. Gördükleri işkencelere seslerini çıkaramayan İnsanlar komisyonu.

Fırat Tanış bu tür rollerde oynarsa başarılı olacağının sinyalini filmde oynadığı kısa süre içinde belli ediyor izleyicilere.














1 Mayıs geldiğinde tutuklunun kendi imkânlarıyla yaptığı müzik aleti ve onu tıngırdatması sonucu hemen gardiyanların sesini kesmeleri, F tipini yaşayan gardiyan Ramazan, el yapımı boyalarla ayak izleriyle bir şeyler yapmak isteyen tutuklu, deterjan Orhan’ın böcekle dostluğu, Annenin oğlu için hiçbir fedakâarlıktan kaçınmaması, “İnsanlık onuru işkenceyi yenecek” sloganları, Fırat Tanış’ın kısa süre içinde yer aldığı insanlık komisyonuyla konuşma halindeki diyalogları filmde hafızalarımıza kazındı.

“F Tipi” kusursuz bir eser değil. Geçmişte yaşananların gerçek bir dille sinemaya aktarılması, filmin müzikleri, toplumsal bir mesaj veriyor olması takdir edilesi. Fırat Tanış'ın oyunculuğunu ayrı noktaya taşımak lazım.

“Keşke sadece film olsaydı” yorumu bile o dönemi yaşayanlar için birçok şeyi anlatıyor.

Cem Kurtuluş, 2013






0 yorum: