Deplasman
yolculuklarına çıkanlar iyi bilir ki her türlü sorunla karşılaşmaları
kaçınılmazdır. Bu kaçınılmazlığa alışmak zaman alabilir. Kayseri deplasmanında
bizim otobüs dahil birçok otobüs birtakım arızalarla karşılaştı. İki defa motoru yanan
,hidroelektriği bozulan, aküsü biten otobüs,30 saat geçen bir yolculuk
ve birçok şeyi sıralanabilir Kayseri deplasmanı
için...
Kimisi
için sabahın beşinde şoförün vazgeçmesi sonucu yola çıkamadı başka otobüs
ayarlandı, kimisi ise başka sorunlarla karşılaştı. Mevzuya dönecek
olursak sorunlar peşimizi bırakmadı. Sabah 6’a doğru sabahın köründe
polisin alkol testi yapması” ne oluyor
memur bey” cevabına dönüştü sabah saatlerinde. Bütün bunlar oluyorken yola çıktık. Makaralar, besteler, alkolik olarak takılanlar,
çiş molaları, yerde yatanlar, sevdası için beş kuruş parası olmayıp da takımını
yalnız bırakmayanlar…
Şoför
abi’nin ismini “ Webo” olarak
değiştirmemiz, kendisine yaptığımız besteler yolu mesafe olarak azaltır
düşüncesi işe yaramadı. “ Webo ve
Aragones” amca laflarının akıllarda kalması, amcamızın “ gözünüzü seveyim orta kapıyı açmayın”
demesi, klimasız bir deplasman yolculuğuna devam ediyor olmamız çoğu kişiyi
sıksa da “ yollar mesafe tanımaz “ cümlesi bu açıdan önemliydi. Dağları, şeritleri
geçiyorduk halen yolun bitmemesi bizim adımıza faciaydı, ama bizden daha
kötüleri “ ikinci otobüslerinin motorunun yanmasıyla sarsılmıştı. Buna da iyi dedik,
makaraya devam ettik. "40 Kilometrenin üzerine çıkarsam ceza yeriz” diyen Webo
amcaya sitemlerimiz olsa da diyecek pek bir şey bırakmamıştı kendisi.
Arada
şoförler bizi umursamıyor, kulağına pamuk tıkamış gibiydi. Arada
şoför değişse de webo amca’yı gözlerimiz aradı. Yol bitti
derken aynı yerde olduğumuzu görmek “ ne yolmuş ulan” soruları klasik deplasman
olayını özetlerdi. Kayseri sınırlarına
akşam yaklaşmışken geldik, polis kontrolünün fazla sürmemesi sonucu stada doğru
yol aldık. Stat
çevresinde takılıp şehre adım attıktan sonra yemek yiyip stada girip
ve atmosferi koklayalım dedik. Tribün olarak iki tribünde gollerin
gelmesini bekleyerek tribün yapmayı planladı. Vasat bir tribün oldu iki tribün
açısından. İbne Galatasaray” diye uzatmalarda tezahürata
girilmesi, torpillerin patlaması ve meşalelerin yanması insanları gaza getirdi.
Futbolun endüstriyel düzenini az da olsa yıkmış olduk!
İçimizi
acıtan yenilmemiz değil, bazı Fenerbahçeli futbolcuların Galatasaraylıları
tebrik etmesi oldu. Maç biter
bitmez, "otobüs kalksa da yolumuza gidelim" düşüncesi hepimizi sarmış, otobüste
yola çıkıldığı andan itibaren kimseden ses çıkmadı. Sesler kısılmış,
Fenerbahçe’si uğruna yollara düşen insanlar ellerinden geleni
yapmıştı. Dönüş yolunda yine Webo amcayla yola çıkacağımızı biliyorduk, bu
defa Webo amca klimalara masraf yaptırmıştı.
Gereksiz
mola verilmesi, akünün bitmesi, yaklaşık 15 saat sonunda İstanbul’da olmamız
sonucunda efsanevi Kayseri deplasmanını tamamlamıştık. Her şey bir yana
pastırma ve mantı yiyemedik belki ama Webo ve Aragones amcayı takma adlarınla
hatırlayacağımızın garantisini verebilirim. Son
söz olarak “ Sen şampiyon olmasan da
kupaları almasan da, cimbomboma koymasan da seviyoruz işte var mı
diyeceğin” maçın özeti olarak kayıtlara geçebilir
Cem Kurtuluş, 2013
0 yorum:
Yorum Gönder