“Haneke’yi severim.
Sadece onun filmlerinde 1 dakika boyunca bir cama yada bir sokağa bakarım. Onu
taklit eden bir yönetmen gözümde bitmiştir. " okumuştum bir film yorumunun
altında, bu yorum Andrei Zvyagintsev'in elinden çıkan “ Elena “ filmine aitti.
Filmin
yazısına girişmeden önce Zvyagintsev filmleriyle haşır neşir olmadığımı, yönetmenin filmlerine yabancı olduğumu belirtmeliyim, bu ne kadar önemli bilmiyorum ama
yönetmenin ilk filmlerinden başlamak her zaman benim için prensip konusu
olmuştur. Okuyacağınız yazı Rus Yönetmenin elinden çıkan “ Elena “ filmine ait. Andrei filmin başından itibaren bize
Haneke’yi hatırlıyor, bunu ne kadar etkileyici anlatıyor o da size kalmış. Filmin başlarında bize Haneke’yi hatırlatan “ Elena “ , zengin
bir koca ile 50 yaşlarında hemşire olan kocasına bakan bir kadını konu alıyor.
Elena’nın tek işi sabahları erken kalkıp
kocasına kahvaltı hazırlayıp kocasını yolcu etmek gösteriliyor bize. Elena ile
Vladimir arasındaki ilişki daha çok hasta-hemşire ilişkisi olarak yansıtılıyor
seyirciye. Elena’nın bakmak zorunda olduğu bir ailesi var, kendi ailesindeki
büyük çocuğu boş gezen, evde bütün gün bira içen, annesinden para bekleyen bir
tip olarak karşımıza çıkıyor. Elena’da Vladimir sayesinde çocuğunun karnını
doyuruyor. Vladimir ile Elena’nın kültür farkı filmde vurgulanıyor.
Vladimir her şeyini para üzerinden
değerlendiren biri, Elena’da “ hangover “ takılan oğluna bir şey götürmekle
yükümlü. Elena ile Vladimir’in ortak noktası filmde çocukları olarak
gösteriliyor bize. İki tarafın çocukları da içmeyi, boş boş gezmeyi seven
tipler. Bu da Komünizm sonrası Rusya’da gençliğin nasıl olduğunu gözler önüne
seriyor. Elena’nın seyirciye sunduğu
hayatta kalmanın tek yolunun para kazanmak olduğunu gösteren bir dünya,
bu dünya her şeyin satın alınabileceğini gösteriyor. Vladimir zengin,
gösterişli, her şeyi paraya göre ölçen biri olsa da filmde Elena’nın çocuğuna
bir süre bakmaması bölümü çocuğun sorumluluk almasına bir teşvik olarak
çarpıyor gözümüze.
Elena’nın çocuğun üzerinden yönetmen Komünizm sonrası
Rusya’da eğlence düşkünü gençleri tasvir ediyor. İşler bir süre sonra
değişiyor, Vladimir hastalanıyor, hastalığına yenik düşüyor. Bu fırsattan Elena
yararlanıyor. Yazdığı vasiyetname’de sadece bir maaş alacağını öğrenen Elena
vasiyetname’yi yakıyor, “ hangover “ takılan oğlunun yardımına koşuyor,
fırsatçılık kolluyor. Yönetmen burada kadınların meleklerden şeytana
dönüşeceğini sunuyor seyirciye.
Sonuç olarak “ Elena “ Komünizm sonrası eğlence düşkünü kuşağa seslenerek
seyirciye aile dramı yaşatmayı başarıyor, ama ne kadar etkiliyor bu da
seyircinin tercihine kalmış.
‘Yönetmen:
Andrei Zvyagintsev
Senaryo
: Oleg Negin
Oyuncular:
Yelena Lyadova,
Nadezhda
Markina,
Aleksev
Rozin,
Andrey
Smirnov
Rusya,
2011
35
mm, Renkli, 109 dakika..’
Cem Kurtuluş, 2015
0 yorum:
Yorum Gönder