// body elementide aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir. ...
// etiketinden önce aşağıdaki kodu ekleyebilirsiniz. // body elementide aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir. ...

Etiketler

Tarih

Kategoriler

17 Ocak 2015

Elena – Andrey Zvyagintsev (2011)














“Haneke’yi severim. Sadece onun filmlerinde 1 dakika boyunca bir cama yada bir sokağa bakarım. Onu taklit eden bir yönetmen gözümde bitmiştir. " okumuştum bir film yorumunun altında, bu yorum Andrei Zvyagintsev'in elinden çıkan  “ Elena “ filmine aitti.

Filmin yazısına girişmeden önce Zvyagintsev filmleriyle haşır neşir olmadığımı,   yönetmenin filmlerine yabancı olduğumu belirtmeliyim, bu ne kadar önemli bilmiyorum ama yönetmenin ilk filmlerinden başlamak her zaman benim için prensip konusu olmuştur. Okuyacağınız yazı Rus Yönetmenin elinden çıkan “ Elena “ filmine ait. Andrei filmin başından itibaren bize Haneke’yi hatırlıyor, bunu ne kadar etkileyici anlatıyor o da size kalmış.  Filmin başlarında  bize Haneke’yi hatırlatan “ Elena “ ,   zengin bir koca ile 50 yaşlarında hemşire olan kocasına bakan bir kadını konu alıyor.

 Elena’nın tek işi sabahları erken kalkıp kocasına kahvaltı hazırlayıp kocasını yolcu etmek gösteriliyor bize. Elena ile Vladimir arasındaki ilişki daha çok hasta-hemşire ilişkisi olarak yansıtılıyor seyirciye. Elena’nın bakmak zorunda olduğu bir ailesi var, kendi ailesindeki büyük çocuğu boş gezen, evde bütün gün bira içen, annesinden para bekleyen bir tip olarak karşımıza çıkıyor. Elena’da Vladimir sayesinde çocuğunun karnını doyuruyor. Vladimir ile Elena’nın kültür farkı filmde vurgulanıyor.

 Vladimir her şeyini para üzerinden değerlendiren biri, Elena’da “ hangover “ takılan oğluna bir şey götürmekle yükümlü. Elena ile Vladimir’in ortak noktası filmde çocukları olarak gösteriliyor bize. İki tarafın çocukları da içmeyi, boş boş gezmeyi seven tipler. Bu da Komünizm sonrası Rusya’da gençliğin nasıl olduğunu gözler önüne seriyor. Elena’nın seyirciye sunduğu  hayatta kalmanın tek yolunun para kazanmak olduğunu gösteren bir dünya, bu dünya her şeyin satın alınabileceğini gösteriyor. Vladimir zengin, gösterişli, her şeyi paraya göre ölçen biri olsa da filmde Elena’nın çocuğuna bir süre bakmaması bölümü çocuğun sorumluluk almasına bir teşvik olarak çarpıyor gözümüze. 

Elena’nın çocuğun üzerinden yönetmen Komünizm sonrası Rusya’da eğlence düşkünü gençleri tasvir ediyor. İşler bir süre sonra değişiyor, Vladimir hastalanıyor, hastalığına yenik düşüyor. Bu fırsattan Elena yararlanıyor. Yazdığı vasiyetname’de sadece bir maaş alacağını öğrenen Elena vasiyetname’yi yakıyor, “ hangover “ takılan oğlunun yardımına koşuyor, fırsatçılık kolluyor. Yönetmen burada kadınların meleklerden şeytana dönüşeceğini sunuyor seyirciye.

Sonuç olarak “ Elena “ Komünizm sonrası eğlence düşkünü kuşağa seslenerek seyirciye aile dramı yaşatmayı başarıyor, ama ne kadar etkiliyor bu da seyircinin tercihine kalmış.


 ‘Yönetmen: Andrei Zvyagintsev
Senaryo : Oleg Negin
Oyuncular: Yelena Lyadova,
Nadezhda Markina,
Aleksev Rozin,
Andrey Smirnov
Rusya, 2011
35 mm, Renkli, 109 dakika..’

Cem Kurtuluş, 2015

0 yorum: