// body elementide aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir. ...
// etiketinden önce aşağıdaki kodu ekleyebilirsiniz. // body elementide aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir. ...

Etiketler

Tarih

Kategoriler

01 Ocak 2015

“ Hüznün sayısız tonu, birçok yüzü vardır " : Yol (1981) - Yılmaz Güney














“ Ben, bazı yakın arkadaşlarım aracılığıyla hüznü, sevgi ve kederi anlatmaya çalıştım; her ne kadar bazıları tarafından anlaşılmaz ve inanılmaz bulunsa da .”   Yılmaz Güney / Yol

Yılmaz Güney ismi mevzu konusu oldu mu   çoğunluk Yılmaz Güney’e saygı duyar, çünkü yaptıkları işler saygı duyulası işlerdi. Bir dönem ezilenlerin sesi olmuştu Yılmaz Güney, çoğu filminde de  bunu  göstermişti. Yılmaz Güney siyasi sembol haline gelmişti bir dönem, bazı insanların kendisini sevmemesi de bundan kaynaklıydı.  Yılmaz Güney’in senaryosunu ve diyaloglarını yazdığı “ YOL “ filmi bir dönemin tartışılan filmlerinden biriydi. Film ilk yazılmaya başlandığında filmin ismi “ YOL”  değil, Bayram’dı.

 Film ilk başta Erden Kıral tarafından çekilmeye başlanmış sonrasında Şerif Gören’e teklif edilmiştir. Şerif Gören bu filmde 12 karakteri beşe indirerek filmi yeni bir ekiple çekmeye başlamıştır. Filmin çekilen ham görüntüleri yurtdışına kaçırılarak Yılmaz Güney'in başında bulunduğu bir ekip tarafından kurgulanmıştır. Yılmaz Güney ayrıca filmin senaryosunu cezaevinde yazarak ismini o dönem dünya sinema tarihini yazdırmıştı, ama film yasaklı olduğu için Türkiye’deki seyirciler bu filmi bir türlü izleyemedi.  

Söylenenlere göre filmin restore edildiğinde  filmde mahkumlardan birinin doğu bölgesine gittiğinde Kürdistan levhası yazılı filmde daha sonra kaldırılmış.  Filmde dikkat edilmesi gereken diğer detay şu; cezaevi mahkumlarına seslenen cezaevi müdürlüğünde kullanılan sesin biri Aziz Rutkay’a ait, diğeri de söylentiye göre Yılmaz Güney’e ait .Filmin çekimleri Bingöl, Diyarbakır, Konya, Bursa ve İstanbul'da yapıldı.

Filmin tartışma konusu olan günlerinde birkaç olay daha olmuştu. 1989 yılında Samsun’da  bir evde video kasetle Yol filmini izleyen beş üniversite öğrencisi gözaltına alındı. Yol filminin en önemli meselesi gerçeklere el atıyor olması ve Kürt sorunuyla ilgili günümüze ışık tutuyor olmasıydı, bu ışığı söndürmüşlerdi. Çünkü film 1999 yılına kadar Türkiye’de yasaktı, daha sonra restore edilerek vizyona girdi. Bu bilgileri aktardıktan sonra  filme geçelim.   “ YOL” sıkı yönetimin, 12 eylül zamanındaki askeri rejimin etkili olduğu zamanlarda İmralı Adası Yarıaçık Cezaevi’nde verilen izinle köylerine ,evlerine gitmek isteyen beş mahkumun yolda yaşadığı zorlukları, dramları konu alıyor.

Filmi cezaevinin içi ve dışı olarak ayırmak mümkün.  Film cezaevi mahkumlarının sevdiklerinden mektup gelmesi sahnesiyle  başlıyor. Hapishane mahkumlarının otorite yönetimin yaşadığı dramla tanışıyoruz, hapishanede otoriter sahibi gardiyanların mahkumları nasıl köle gibi çalıştırdığını filmin başından itibaren gözlemliyoruz.   Cezaevlerinde  sesler üzerinden duyulan  “ Şanlı Ordumuz, kurallara uymayan kapalı cezaevine gönderilecek “ anonsu  Kenan Evren’in başında olduğu 1980 darbesini hatırlatıyor. Özellikle  “ Disipline uymayanları cezalandıracağım “ sözü otoriter hapishane ortamını gözler önüne seriyor. 

Mahkumlar evlerine gönderilirken, eve giden Seyit Ali’nin ( Tarık Akan)  sokağa çıkma yasağıyla karşılaştığı “ Askeriye varken bekçiyi kim takar “ sözü sıkı yönetimin nasıl olduğunu gözler önüne seriyor.  Askerlerin mahkumlara kimlik sorgusu yapıldığı sırada Yusuf’un yaşadığı dramla tanışıyoruz, Yusuf izin kağıdı olmasına rağmen izin kağıdını kaybediyor ve askerler Yusuf’u gözaltına alınıyor.

Filmde Yusuf karakteri ,filmin başlarında “ mektup bekleyen “ dışarıyı gözlemleyen biri olarak karşımıza çıkıyor. Filmin en vurucu imgesel anlatımlarından biri Muhabbet Kuşuydu. Bu kuş kader mahkumlarının  iç tutsaklığını ele alıyor. Diğer imgesel anlatıma sahip olan ağrıyan diş. Dişin yarattığı acıyı  kızgın şişle tedavi ederler, söylentilere göre dişin imgesel anlatımı “ otoritenin birey üzerinde yarattığı tahribat ve acının soyut anlatımı “ olarak geçer.

Filmin ilerleyen zamanlarında film bir çok konuya el atmayı başarıyor. Köylerdeki töre meseleleri, namus kavramı, toplumdaki erkek egemenliği ve bir çok şeyi filmin ilerleyen zamanlarında görüyoruz.  Filmin en can alıcı ve en çok acıtan sahnesi AT’ın öldürülme sahnesiydi. Bu konuda iki düşünce ortaya çıkıyor; birincisi seni yarı yolda bırakan birini öldürme düşüncesi, ikincisi donarak işkence çekmektense işkence çekmeden ölsün düşüncesi. 

 Seyit Ali’nin karısının kendisini aldattığını öğrenip karısını abisine götürmek istediği sahnede karısını aslında ölüme terk etmektedir, bu da Seyit Ali’nin karısını cezalandırma metodu olarak sayılır. Yönetmen o sahnede  erkeklik kültürünü “ At,Avrat,Silah “ olarak betimliyor. Tren yolculuğunda  Mahkumlardan Mehmet Salih ve  Emine’nin trenin tuvalet bölümünde sevişirken  tren insanları tarafından yakalanma sahnesi “ Sana göre rezillik, bize göre mecburiyet “  sözüyle mesaj içeriği taşıyor.  Film bitmeye yaklaşık 10 dakika kala Doğu Anadolu’da öldürülen insanlara sesleniyor, ve gerçekleri görmenizi istiyor.  Oyunculuklarda Tarık AkanHalil Ergün mükemmel bir oyunculuk dersi veriyor, filmde fazla gözükmeyen ama işin hakkını veren isimlerden Yusuf karakterini oynayan Tuncay Akça’yı da unutmamak gerekir.

Gerçekleri görmenizi isterken çok değil 2011 yılında  Uludere katliamını da bize hatırlatıyor.  Sonuç olarak; 12 Eylül darbesinin yarattığı toplumsal sorunlara ve Kürt sorununa değinen “ YOL “ filmi Doğu bölgesinde yaşananları, sıkı yönetim döneminde insanların nelerle karşılaştığını, gerçekleri görmemizi sağlıyor.   Başkaldırının önemli isimlerinden önce  Yılmaz Güney’e, sonra Şerif Gören'e   bu filmi bize kazandırdıkları için ve gerçekleri görmemizi sağladığı için  şapka çıkarmamız gerekiyor!


Filmi İzlerken Altını Çizdiklerim

“ Hüznün sayısız tonu, birçok yüzü vardır; çiçekler, kuşlar, rüzgarlar gibi “

“ Ben, bazı yakın arkadaşlarım aracılığıyla hüznü, sevgi ve kederi anlatmaya çalıştım; her ne kadar bazıları tarafından anlaşılmaz ve inanılmaz bulunsa da .”   Yılmaz Güney / Yol

“ Resme bak ya görende eli kanlı katil beller
Senin suçun neydi
Cinayet  (gülüşmeler)“

“ Askeriye varken bekçiyi kim takar “

“ Korkudan kendi ölüsüne bile sahip çıkamıyor insan hele kürt isen. “


Filmin İsmi: Yol
Kazandığı ödüller: Cannes Film Fesivali /Altın Palmiye kazandı
Oyuncular: Tarık Akan, Şerif Sezer, Halil Ergün, Necmettin Çobanoğlu
Tuncay Akça, Meral Orhonsay, Semra Uçar, Hikmet Çelik, Sevda Aktolga
Hale Akınlı, Turgut Savaş, Hikmet Taşdemir, Engin Çelik, Osman Bardakçı, Enver Güney
Yönetmen: Şerif Gören, Yılmaz Güney
Senarist: Yılmaz Güney
Yapımcı: Yılmaz Güney
Müzik: Zülfü Livaneli
Görüntü Yönetmeni: Erdoğan Engin
Stüdyo: Güney Film, Cactus Film, Maran Filmi
Yapım yılı: 1981
Süre: 114 Dakika
Filmin çekildiği yerler: Bingöl, Diyarbakır, Konya, Bursa ve İstanbul



Cem Kurtuluş, 2014

0 yorum: