90’lar, leş ortamlar, karanlık Beyoğlu sokakları, underground ruh, amatörlük..
90’lar deyince birçoğumuzun aklına yeraltı kuşağına seslenen karanlık ortamlarda çekilen, ağız dolusu küfürlerin edildiği, samimiyetin ön planda olduğu filmler gelir. Çoğu filmden kendimize dair bir şeyler buluruz, kolay kolay sansür uygulandığı görülmemiştir bu tür filmlerde, hepsi nerdeyse dar bütçelerle çekilmiştir. Mevzu bahis konumuz “ Kara Kentin Çocukları “ adlı yeraltı kuşağına seslenen film.
90’lar deyince birçoğumuzun aklına yeraltı kuşağına seslenen karanlık ortamlarda çekilen, ağız dolusu küfürlerin edildiği, samimiyetin ön planda olduğu filmler gelir. Çoğu filmden kendimize dair bir şeyler buluruz, kolay kolay sansür uygulandığı görülmemiştir bu tür filmlerde, hepsi nerdeyse dar bütçelerle çekilmiştir. Mevzu bahis konumuz “ Kara Kentin Çocukları “ adlı yeraltı kuşağına seslenen film.
Film Kara
Kentin Piçleri ismiyle çekilmiş sonrasında bazı sıkıntılar göz önünde
bulundurulup Kara Kentin Çocukları olarak değiştirilmiş. 90’larda Beyoğlu sokaklarında hippi olarak
takılan, içip, hiçbir halta yaramayan, ahlak kurallarını hiçe sayan bir arkadaş grubunu ele alan “
Kara Kentin Çocukları “ 90’lar atmosferini filmin başından itibaren
seyirciye yaşatıyor. Çoğu zaman oyunculuklar sınıfta kalsa da, 90’ların Beyoğlu/Cihangir taraflarında takılan
Mine Ve Kürşat’ın aykırı arkadaş grubuna filmin başından itibaren tanıklık
ediyoruz.
Mine Ve Kürşat’ın birbirlerini sevmesi sonucu makaradan
da olsa evleniyor, arkadaş grubu da bu iki çifti yalnız bırakmıyor. Aralarında birçok mevzu dönüyor,
alkoller ve cigaralar içiliyor, kafalarına göre takılıyor bu arkadaş grubu.
Kimseyi siklemiyorlar sözü dönemin o underground, leş kokan ortamlarını bize
anımsatıyor.
Mevzular birden el değiştiriyor, evli olan çiftin evine
askerler tarafından baskın yapılıyor Kürşat askere alınıyor, kız da hayatını
tek başına sürdürmek zorunda kalıyor. Bu zorlu zamanlarda birçok şey geliyor
başına. Beyoğlu sokaklarına tecavüze uğrayan kadınların başına ne geliyorsa
Mine’nin başına da o geliyor. Sarkıntılık eden erkekler çoğalıyor. Filmin
kahramanlarından biri sapık rolüyle karşımıza çıkan Peker Açıkalın. Psikopat rolünün anasını ağlatıyor, seyircide iz
bırakıyor, Mine rolünü oynayan Nilüfer Açıkalın da başarılı performans
sergiliyor.
90’ların o underground ortamlarında erotik bazlı yayın
yapan kuşağı selamlıyor aynı zamanda film. Yeraltı özgür Tv radyosuna kayıyor
bir müddet sonra her şey. Televizyon; manyakların, gaylerin, sapıkların, ve
orospuların televizyonu “ olarak sesleniyor dinleyicisine. Mine de bu televizyonun
hastası oluyor. Sapık özgür karakteri Mine’yi kendi evinde izliyor, yavaş yavaş
Mine’yi bu televizyon ortamına sokmaya çalışıyor, bunu ileriki zamanlarında
başarıyor. Filmde çok uzun süre olmasa
da Ogün Şanlısoy’u görüyoruz. Fazla gözükmese de ona da ufak bir rol biçilmiş,
sırıtmıyor oynadığı rol boyunca.
Filmde komşu karakterleri olmasa da olurmuş
dedirtiyor, ama o sahnelerde cigara ve alkol içip komşunun kızına sarkma
sahneleri film adına başarılı şekilde yansıtılmış. Orhan Oğuz bu filmi parası olmadan çekimlere başlıyor, 90’lar
ortamının en önemli karakteristik özelliklerinden biri bu. Parası olmadığı
halde amatör şekilde çekilen filmlerin sayısı az değil. Dönem içinde film için
oyuncuların para talep etmediğini söylüyor Orhan Oğuz. Beyoğlu’nun arka
sokaklarını, o ortamları dönen işleri izledim diyor aynı zamanda Orhan Oğuz, filmi de böyle
yaratmış. Filmin ilerleyişleri, kurgu bozuklukları, oyunculukları izleyenlerin pek umrumda mı bilmiyorum ama filmi bunlardan ayrı tutarsanız izlemeniz daha da kolaylaşır.
Sonuç olarak “ Kara Kentin
Piçleri “ olarak çekilmesi planlanan ama bu isimden sıkıntıya düşecek bir
film olan “ Kara Kentin Çocukları “ sert, karanlık Beyoğlu sokaklarını selamlayan, ahlak kurallarını hiçe sayan, dönemin underground ruhuna
sahip çıkmış bir yapım.
Filmin Adı: Kara Kentin Piçleri ( Kara Kentin Çocukları)
Film Süresi: 110 Dakika
Yönetmen:
Orhan Oğuz
Senaryo
: Orhan Oğuz
Yapımcı:
Orhan Oğuz
Görüntü
Yönetmeni: Orhan Oğuz
Oyuncular:
Peker Açıkalın, Nilüfer Açıkalın, Toprak Sergen, Mehmet Esen, Uğur Çavuşoğlu,
Alp Yurdakul, Ogün Şanlısoy
Cem Kurtuluş, 2015
0 yorum:
Yorum Gönder