// body elementide aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir. ...
// etiketinden önce aşağıdaki kodu ekleyebilirsiniz. // body elementide aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir. ...

Etiketler

Tarih

Kategoriler

11 Kasım 2019

Bir Ankara Deplasmanı ; Dr. Skull Konseri ve Kritiği














Dr.Skull ismiyle ilk,   ismini hatırlayamadığım bir derginin Dr.Skull posteri vermesiyle tanıştığımı hatırlıyorum. Onları ilk  canlı dinleyen nesilden olamadık, ki aktif oldukları zaman çok konser veren grup olmadılar ve verdikleri konserler de Ankara civarında/ kendi şehirlerinde oldu. Yazılacak o kadar çok şey var ki nereden başlamalı diye hayıflanmıyor değilim.  Bir deplasman yazısı olacak biraz, kemerleri sıkı bağlamak gerekebilir. Kısaca mevzuya girelim şimdilik.

 İstanbul ' da büyük coşkuyla karşıladığımız Dr. Skull efsanesini kendi şehirlerinde ağırlamak bir deplasman oldu hepimiz için, ama bilirsiniz ki bazen deplasmanlar da eviniz gibi gelir. Bu da öyle bir yazı olacak oraya gelip yüksek alkolü tüketip kendinden geçenler için.

 Ankara’nın soğuğu diye hayıflandığımızda  bizi sıcak havalar karşıladı. Alkol fasıllarının başlamasıyla geceye  adım adım yürümeye başladık.  Hınca hınç kalabalık doluydu, kapı önü demlenmeleri ile stardı verdik ve  içeri kendimizi bir şekilde atmayı bildik. Konserin başlarından itibaren ilk iki şarkıdan ses sistemi patladı ama sonraları gümbür gümbür bir Dr.Skull gerçeği karşımıza çıktı. “Gate Of Brandenburg”  ile başlayan konser " On the Road"  ile devam etti. Gaza basmanın tam zamanı diyerek " Metal On Metal " ile klasik metal marşı ile geri kalınmadı ve beklenen de tam olarak buydu. Eksiği yok, fazlası vardı. Zamanın su gibi aktığı misali bunun için yetersiz bile söylenebilir. Yaklaşık 1500 kişi coşkulu şekilde , harika bir ambiansla ve gruba yükselttiği tezahüratlarla ortak oldu ve grupta bunun karşılığını  fazlasıyla verdi. Mikrofonu Alper Yarangümeli' nin almasıyla birlikte yılların eskimeyen şarkısı"  Way Home"  da nirvanaya doğru yolumuz yakındı.  Davuldaki o doyumsuz performans, ve Murat Baştepe’nin mikronu alıp enerjinin yükselmesiyle seyirci de transa geçmiş oldu.

 Bunun akabinde en çok neye karşı çıkarız  sorusuna karşılık  " War Is Over " ve onunla birlikte Dr.Skull tarihinin en önemli şarkılarından   " Rules for The Fools "  büyük coşkuyla devam etti.  Yalnız gecelerin yalnız şarkısı Lonely Nights'  da ki duygu seli akıp giderken, Alper Yarangumeli' nin oğlu Rock The School ile karşımıza çıktı.  (- yanlış hatırlamadıysam  bu şarkıydı ) ve yeteneğinin  var olduğunu herkese göstermis oldu.  Bunu daha sonra Lonely Nights ile taçlandırdı.

Her şey daha bitmemişti , o coşku aralıksız Her şey yolunda albümüyle sürdü. Seyircinin katılımıyla " Herşey Yolunda " denip  ve “  Yaşamak İstiyorum " ve”Elim Cebimde”  ile devam edildi. Her şey bitti derken ; kapanış geceye ithafen Wory Zover albümünün demir başlarından olan  " Everyday Everynight " ile sona erdi.

Bizi deplasmanda değil kendi evimizde hissettiren bu konserin hazırlanmasında ön ayak olan,  emeği geçenlere teşekkür bir yana, mekanı hınca hınç doldurup 1200 kişi gibi bir sayıyla Dr.Skull' a büyük saygı gösteren seyirci çok fazla takdiri ediyor.  Gelen kitlenin çoğunluğunun 30 yaş+  kuşağı olduğunu da düşünürsek ne kadar nitelikli bir kitle geldiğini söyleyebiliriz. Ve adı veda konseri denilen bir konsere de ancak böylesi yakışırdı. 

Sonuç olarak ; 30 seneye meydan okuyan ,okutturan  Heavy Metal’in Ankara’daki şubesi Dr.Skull ' u  bol alkolik gecenin kafalarıyla izlemek, beynimizde her bir notanın izi bu gece bir yerlerde kalacak... Dev gecenin devleşmesini sağlayan dev insanlara dev teşekkürler!



Cem Kurtuluş, 2019 Ankara

0 yorum: