// body elementide aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir. ...
// etiketinden önce aşağıdaki kodu ekleyebilirsiniz. // body elementide aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir. ...

Etiketler

Tarih

Kategoriler

29 Ağustos 2009

Ölümle Dans Eden Albüm: Dance Of Death (2003)





























Ölüm; her şeye gebe bir mevcu, üstünde konuşulması gereken bir şey. Bunun hakkında ne dersek diyelim kaçışın olmadığı tek gerçek ölümün kendisi. Ölümün olmayacağını düşünmek hayalden öteye gitmez hepimiz için.  “ Dance Of Death” de Iron Maiden’ın ölüm üzerine mevzuları anlattığı albüm üzerine içinde çok söz söylenen bir albüm, Harris yine edebiyat parçalıyor. Savaş mevzusundan gidiyor Ölüme.

“ Dance Of Death” Iron maiden’in şüphesiz en çok tartışılan albümlerinden biri.  Bunun nedeni  albüm kapağı. Albümün kapağı David Patchett tarafından hazırlandı.  Albümün kapağında gördüğümüz tasarım aslında Patchett'in hazırlık aşamasında çizdiği bir taslaktı. Ancak grup kapakta bu taslağı kullanmaya karar verdi.  Bu nedenle tartışmaya yol açtı. Iron maiden halen üretmeye devam ediyor. Brave New World gibi bir klasikten sonra, Iron Maiden'ın hala neler üretebildiklerini görmek için eşşiz bir albüm " Dance Of Death"

Iron maiden albümleri her zaman karanlık, korkutucu ve gizem doludur. Iron Maiden’in işlediği temalar her zaman hayatın içinden seçilmiştir.  Savaşlar, üzüntüler, Ölümler, kayboluşlar ve daha niceleri...


Iron Maiden’in vazgeçemediği şarkı sözleri genellikle savaşlar hakkındadır. Grup İngiltereli olduğu için ,İngiltere’nin geçmiş tarihinde yaşanmış olayları anlatır. Bunun en basit örneği “ Paschendale”  şarkısıdır. Şarkının ana teması, adını 1917 yılında Alman ve İngiliz ordularının karşı karşıya geldiği, tarihin en kanlı savaşlarından birinden alır. Her iki taraftan 300.000 civarında askerin yaşamını yitirdiği Paschendale muharebesini anlatan şarkıdır.

“  Wildest Dreams”  Albümde çıkan ilk single olma özelliğini taşır. Şarkı hızlı davul ritimleriyle, bruce’ın hızlı vokalleriyle dikkat çekiyor. En sevdiğim kısım bu nakaratlardır."I'm on my way Out on my own again." Şarkının sözleri ise The x Factor albümünü aklımıza getiriyor. Steve harris’in 90’ların başında karısından boşanmasıyla steve bu sözleri yazmış olabilir. Bir yol şarkısı içi ideal kesinlikle. Şarkıya farklı açılardan bakarsak şu ayrıntıyı yakalayabiliriz. Hiçbir şeyi umursamayan takmayan kaçmak isteyen insana sesleniş " Wildest Dreams"

 Solo’dan sonra sessiz bir biçimde bruce’un girmesi olayı kopartıyor.  “ I'm on my way ,Out on my own again , I'm on my way” tekrarlanan nakaratlarla noktayı koyuyor Bruce.

" Rainmaker" Albümdeki favorilerimden.  Hız ,heyecan,coşku,enerji hepsi bu şarkıda  . Konserlerin vazgeçilmezlerinden.   Murray,Harris,Dickinson üçlüsüyle karşı karşıyayız. Bu şarkıda 3 gitarı da net bir şekilde ayırt edebilmekte güzel bir duygu.  Lirikler  bir o kadar etkileyici. Çölde dolanan gerçeği aramak için yola çıkan bir adamı anlatıyor.  O adam gerçek ve hayal arasında gelip gider. Acı çeker, yok olacağını düşünür ,ve birden meleklerin sesini duyar,ve meleklerin ona yardım edeceğini düşünür.  Şarkı bu  duygular içinde geçer.

" No More Lies"  Klasik bir Steve Harris şarkısıyla karşı karşıyayız. Yavaş clean tone da gitarlarla başlıyor. Bu şarkıda olumsuz bir yer varsa o da hızlandırılmış bir şekilde No More Lies kelimesini bruce’un tekrarlamasıdır.3.51’den 4.11’e kadar çalan gitarlar olağanüstü. Şarkıda üçlü gitar saldırısını hemen hissediyoruz

" Zaman doldu
dönüş yok
gökyüzü karardı,
sis çöktü"

işte bu duygularla ilerleyen bir şarkı.

" Montsegur"  Iron maiden yaşanan gerçekleri güzel bir dille anlatmayı biliyor. Bunu şarkıya dökmesi de ayrı mevzu.  Şarkı Ortaçağ'da yaşanan Cathar (Kathar)  katliamını konu alıyor.  Şarkının ana teması 13.yy´da katolik kilisesinin bölge halkını kadınlar ve çocuklarla birlikte ateşe atlamak zorunda bırakmak suretiyle gerçekleştirdigi katliamdır.

" Biz hepsini katlederken  Tanrı kendi kahkahasını  duyacak
 Onlar öbür tarafı boylarken güneşe çıktım
 Bir köpek gibi yan yada bir köle gibi yaşa
 Ölüm ödemen gereken bir bedel
  Katharlar'la kalıp ölmen için  Ruhunun özgürlüğü için…"

 Janick şarkı da gitar pozisyonunda biraz geride kalmış. Şarkıda Steve Harris, Bruce ve de özellikle Adrian Smith daha çok öne çıkıyor.

“ Dance Of Death “ Albüme ismini veren şarkının olmasının haricinde bu şarkı başlı başına bir yapıt.
Kahramanımız hikayeyi anlatmaya başlıyor. Bruce'ın şarkıya girmesiyle ölümü iliklerimizde hissediyoruz ilk saniyeden itibaren.

 "Yaşam kadar gerçek, ölüm kadar acımasız bir hikaye
 Bir gece ormanda dolaşırken yaşadığım bir şey hakkında
 İçkiliydim ama fazla değil
 Amaçsızca geziyordum, ay ışığının tadını çıkararak, yıldızları izleyerek
 Çok yakınımda olan bir varlığın haberinde olmayarak; o her hareketimi izliyorken ."

" Bir varlık üzerime saldırdığı zaman korktuğumu hissettim, dizlerimin üstüne düştüm.
 Beni din de olmayan bir yere götürdü. Saygınlığımı kaybettiğim yere.
 Beni geri çağırdılar, onlara katılmam için, unutulmuşla dans etmem için.
 Ateş çemberine onları takip ettim, çemberin ortasında önderleriydim."

 Hepimiz anlam veremediğimiz gerçeklerle karşılaşmışızdır. Tanımlayamadığımız varlıklar görmüşüzdür. Bir çoğumuz bunun farkına bile varamamıştır. Bunun tesadüf olduğuna inanmışızdır. Onlara hayal adını vererek unutmayı tercih etmişizdir. Gerçeklerle yüzleşmenin tek yolu ,hayallerden uyanmaktır.  Hayal olarak gördüklerimiz kısa zamanda gerçeğe dönüşür. Iron Maiden vurucu sözlerle mevzuyu anlatmaya devam eder.

" Zaman durmuş gibiydi, ben korkudan dona kalmıştım
  Hala gitmek istiyordum, ateşin alevi beni yakmadı
  Kızgın kömürlerin üstünde yürüdüğüm zaman transta olduğumu anladım
  Ruhum bedenimden yükseldi. Sadece bir kişi tanık olsaydı yaşadıklarıma.
  Onlarla dans ettim, oynadım ,şarkı söyledim hepsinin gözlerinde ölüm vardı,
  Cansız figürlerdi hepsi ölüydü, Onlar cehennemden yükselmişti.
  Ben ölülerle dans ettikçe, özgür ruhum gülüyor ve haykırıyordu
  Ölü bedenimin altından Ölülerin çemberinde sadece dans ettim.
  Ruh ve bedenimi yeniden birleştirme zamanı gelene kadar, ruhum geri gelmişti.
  Ölü müyüm canlı mıyım bilmiyordum. Diğerleri bana katılana kadar.”

“ Ölümüyüm canlı mıyım bilmiyorum . Gerçeği görebilmem için ölümü görmem gerekir. “ Bu da şarkının ana teması. Ölüm ve yaşam arası farkları bizlere sembolik bir şekilde anlatıyor. . Anlatılanlar ölüm ve gerçek arasından çizgidir.



“ Gitmeme neden izin verdiklerini sanırım hiç bilmeyeceğim
 ama bir daha asla gitmeyeceğim, ölüler dans edene kadar.”


 Şarkı Janick Gers’in gitar tonlarıyla başlıyor. Bir süre devam ediyor. 31. saniyede bruce’un şarkıya katılmasıyla sessizlik oluşuyor. Şarkının en sevdiğim yeri gitarların hızlandığı kısımdır. Şarkıya en büyük katkısı olan eleman janick gers. Janick ile Harris iyi iş çıkarıyorlar, bunun sonrasına Bruce’un güçlü vokali eklenince  ölüm dansına hazırlanıyoruz.

“ Gates Of Tomorrow “ Albümün en zayıf şarkısı olarak görülür. Girişte gitar oyunlarıyla karşılaşıyoruz.  Lirikleri gerçekten korkutucu ve büyüleyici . Şarkını genelinde klasik janick gers sololarına rastlıyoruz.

" Kalbinin ve ruhunun etrafından bir ağ örülü, gözlerini aldatıp seni yoldan çıkarıyor.
 Gemiler geceleyin geçerken, kimse onları görmezken
 Günün ilk ışıklarını çocuklara ve kadınlara teslim ederler Ölülerin ruhlarına…"

" Ben onların kitabını gördüm, Gittiğim yerde merhametten söz edilmemişti
 Affedilmek istiyorsun ama bunu ucuz sanıyorsun
 bunu o kadar kolay sanma. İnanan birine kurtuluşu için ödül vermem."
 Sen kendini kurtarmazsan seni kurtaracak tanrı yok 
Bunun için bir deliyi suçlayamazsın, delirirsen 
Devam edecek gücü ver bana “

Şöhretin bedelini ödediğinde acı çekersin. Arkana baktığında seni kurtaracak bir tanrı yoktur. Şöhret sevdalıların sonu her zaman hüsranla bitmiştir, önce olaylar güzel gelişir ,sonra felakete döner ve arkasına baktığında her şeyi kaybetmiş yardım eden kimse yoktur.


Şarkıda asıl konu bir ağda tuzağa düşen insanları anlatır.

" Ağın içinde takılı kaldım – ama ipleri kestim
Sana yarının kapılarını gösteriyorum"

Bazen ağın içinde takılı kalmışızdır ,ipleri kesmişizdir ama bizi kurtaracak bir şeye ihtiyaç duymuşuzdur. Yarının kapılarını aralayan gizli bir güç,a ma bu ne , yardımıza koşan,her zaman yanımızda olan bir şey.

" New Frontier"  Nicko’nun ismini görmek bu şarkıda güzel.. Zaten Steve'in dediği gibi Iron Maiden için tüm elemanlar şarkı yazabilir.. Önemli olan tek şey yazılan şeyin gerçekten güzel olması. Nicko da bunu yerine getirmiş. 20 yıl sonra grubun bateristi Nicko Brain karşımıza çıkıyor bu şarkıda.  Bruce’un sesi ve ,Nicko’nun hızlı davul ritimleri  harekete geçiriyor bizi. 3.07’de gelen sololar ise olağanüstü.

Şarkının içeriğinde basit bir hikaye geçmiyor. Dr. Frankenstein’den söz ediliyor. Şimdiki yazacağım satırı alıntı yapmak istiyorum. Bu satır dr.frankenstein ile ilgilidir.

“ Ama diğerlerine inanıyorsun; Adem'le Havva'ya,
 cennetle cehenneme, iyiyle kötüye..
Bunların hepsi hurafedir.'

Dr. Frankenstein, yıllar süren çalışmaları sonucunda 'yaşam sıvısı' nı bulmuş, manyetik alan oluşturarak hayatın kaynaklanmasını sağlamıştır. Bu yaşam sıvısı plasentayı hatırlatan, adeta hayatın ana rahminde yeşerdiğini akla getirmek için kullanılan bir sembol olan bir sıvı. Bu sıvıda gelişip sonunda bir insan biçimini alan yaratığın duruşuysa cenini andırıyor.

Bu inanılmaz keşfini öğrenen etrafındaki herkes Frankenstein'a kızmaktadır: 'Tanrı rolünü oynayamazsın! ' ama o, oynamak istemektedir.

Frankenstein’in hikayelerini daha önceden okumamıştım. Korkutucu, sırlarla dolu, büyüleyici, esrarengiz demekten kendimi alamıyorum. Bu şarkı bir şeyi sorgulamanın ifadesidir. Orda Frankstein ,tanrı’nın rolünü oynamak ister. Ama insanlar frankenstein’e kızmaktadır. Sen tanrı’nın rolünü oynamazsın diye tepkilerini koyarlar. Merhametsizce ve korkusuzca tanrıyı oynuyoruz. İşte bu cümleler kesinlikle bu şarkıyı anlatıyor. Şarkının içinde bilimsel konular anlatılır, klonlama gibi konulara değinilmiştir.

" Paschendale"  albümün baba şarkısı. Hem müzikal olarak hem liriksel olarak olağanüstü. Yukarda bahsettiğimiz gibi bu şarkıda mevzu I.Dünya savaşı.  Şarkının 3.20’liğindeki kısmı etkileyici.

" Yabancı bir toprakta uzanmıştı tek başına asker,bilinmeyen mezar.
 Son sözlerinde dua edip yalvarıyordu.
 Paschendale’in dünyasını söylüyordu. "

Şarkı bir savaşın hikayesi değil bir askerin hikayesini anlatır.

" Bunca zamanki acısını hafifleterek ruhuyla son alışverişinde
 Gözyaşlarıyla kurşunları paslandırdı Bana onunla ilgili yılları anlat "
Kanla kaplı siperde uzanıyordu timi öldürmüştü
Benim ölümüme kadar yüzümde yağmurları hissediyorum arkadaşlarımı bir daha göremeyeceğim."

Savaş anındaki bir askerin yaşadıkları ile ilişkili cümleler. Dumanın içinde çamur ve kurşunla beraber . Korku, dehşet,acımasızlık  , en sonunda zaman duvarı aşma zamanıdır. Kesintisiz ateş ve hepimizin sonudur. Ölü arkadaşlarıyla birlikte gelecek askerin yaşadıkları!

" Islıklar ,bağırışlar yerde yatan insanlar daha fazla ateşlenen silahlar
 yaşamsız bedenler dikenli teller üzerinde asıllı duruyor .
 Savaş alanında kan gövdeyi götürmüş, göz gözü görmüyor.
 Askerler yerde kıvranıyor.
 Sonunda ölü arkadaşlarımla bir araya gelebileceğim."

Bir askerin ne yaşadığını acımasız şekilde anlatıyor Maiden, bunu yapmayı sever ama bunu anlatırken karşındakinin de bunları hissetmesini ister.



" 18 yıl boyunca bir sürü asker çamur içinde süründü
Daha fazla gözyaşı yok
Kimsenin kazanamadığı bir savaş var öldürme zamanı geldi çatıyor."
Evden çok uzakta yaşama şansımız sadece savaşmak evden çok uzaktayız.
Fakat yaşama şansımız savaşın kaderine bağlı
Bizim ve düşmanlarımızın bedenleri ölüler denizinin dışına taşıyor artık,
Kimsenin toprağında bir tek tanrı biliyor,ölümle dalga geçiyoruz adeta.
Ölüme meydan okuyoruz.
Çarmıha gerilmiş gibi müttefikler toplanmış halde kayıpları için yas tutuyorlar
Alman savaşı sadece propaganda makinesi oldu
Daha önceden hiç görülmemişti böylesi.
Tarihin en kanlı savaşlarından biriydi.
Etrafı kan götürüyordu, insanlar ölüyordu.
Acılar ,sefaletler ardı ardına geliyordu.
Çünkü bu savaş tarihin en kanlı savaşlarından biriydi.
Yüzbinlerce insan öldü ve sakat kaldı."
Meleklerin ağlamalarını duydum
Tanrıya şükredelim ki fazla ölüm olmayacak gibi
İnsanlar gerçeği biliyorlar, paschendale dedikodusunu anlat."

Zalimlik bir insan kalbine sahip her adam kendi bölümünden sorumlu ,öldürmelerimizin dehşeti insan kalbi hala aç halde. İnsanlar hala aç ama savaşmak zorundalar. Başka çareleri yok başka yaşama şansları yok. Savaşmadığı takdirde ölecekler,savaşırlarsa yaşama dair bir şansları olacaktı.

"Yerimde son bir defa ayaktayım,
yorgunum ama silahım hazır bekliyorum
 emirin gelmesini ,gerginim daha fazla kan akıtmak için hücum emrini bekliyorum."
Kan gökten yağmur gibi yağmakta insanlar ölmektedir
Silahların sesleri utançlarını gizleyemiyor
Ve biz paschendale’da ölüyoruz."

Bir askerin ölüme yakın olmasını ıron maiden bize bu sözlerle gösteriyor

"Son anda kurtulduğum şaraphane parçası dikenli killerden direk top ateşinin olduğu yere doğru koşuyorum
 Ağlamaya başladım,ama sesimi duyan kimse yok.
 Savaşın içindeyim,ama kimse yardım etmiyor
 Kanın boğazımdan indiğinin farkındayım
 Ölüm hemen baş ucumda."

Evden uzakta olan askerlerin savaşın bitmesini bekleyip çok uzaklara gitme isteği ve savaşmazsa öleceğini düşünmesi..

"Evden çok uzaktayım yaşama şansım savaşın bitmesine bağlı
Uzaktayım ,eğer yaşayacaksam savaşacağım.
Başka şansımız yok."
Rüzgarda ruhumu görüyorum sınırların ötesinde tepenin arkadaşındayım
Paschendale’de ölen arkadaş ve düşman tekrar bir araya gelecek."

Gerçek hikayemiz sona erdi. Savaşın acı hikayesinin bir anlatılışı bu şarkıda yatıyor, hem de acımasızca.

Her seferinde farklı bir askerin ruhunu hissedersin dinlediğinde. Her seferinde o askerlerin nasıl öldüğünü hissedersin. Savaşların bitmesi için sadece dua eder ve yalvarırsın.

Iron Maiden The trooper şarkısında olduğu gibi savaşın kötü yönlerini bu şarkıda da bize anlattı.  Acımasızlıklar, ölen ve sakat kalan insanlar,sefaletler, yoksulluklar, kaybolan insanlar.
Şarkının ismi Passchendale isimli bölgede gerçekleşen 3.ypres savaşının isminden geliyor.

“ Face In the Sand”  Şarkının girişi blood brothers’a aşırı benzemektedir Dilim döndüğünce hikayeyi sizlere anlattım. Savaşların ne getirdiğini hepimiz biliyoruzdur. Özellikle Bruce’un performansını takdirlik. Şarkının başlarındaki melodilerde yükselişe geçiyoruz. Sessiz sessiz giriş. Sonra Bruce’un hızlı vokali  az da olsa harekete geçiriyor. 4.14’te ise şarkıya renk geliyor.

Savaşlar, savaşlar, Savaşlar.. Bu dünyadaki her şeye sebep olan tek şey dünyadaki savaşlardır. Nedeni ne olursa olsun, gerek toprak kavgası gerek bir şeyleri paylaşma isteği. Sonucu masum insanların ölümü...

“ Herkes bir şeylerin olmasını bekliyor
 herkes bir şeyleri görmeyi bekliyor
 Deliler daha büyük felaket gelecek diyor
 Herkes televizyondaki haberleri izliyor.
Spiralin ucundaki sahte hayatlar, diktatörler dünyayı yönetiyor
Herkes arıyor ama kimse bir şey bulmuyor Her şey gizlilik içinde
Herkes neden diye araştırıyor ,herkes sonraki yaşamı umut ediyor
Bir sonraki yaşamı düşünüyorlar. Herkes Gökyüzünden gelen ölüme bakıyor."
Kabus artık gerçek olacak insanlar gözlerindeki maskeyi çıkarıyor
Herkes dua ediyor yalvarıyor ama kimse inanmıyor
 İzledim ve bekledim sadece bir cevap için dua ettim
 Kavganın ve dünyanın sefaletine bir son için dua ettim.
Savaşların bitişini istediğim için dua ettim.
Ama dua etsem de o son asla gelmedi.
İnsanlar savaşmaya devam etti.
Mezarları kazıldı, silahlar dolduruldu sadece öldürmek için.
İnsanların bu dünyadan temizlenmesi için."


Trajedimizin gelecekteki hatırası bu kumlu yüz. Savaşın hatırası her zaman akıllarımızda kalacak.

" Age Of Innocence"  Şarkıya sessiz  bir şekilde giriliyor. Steve yine ustalığını mükemmel sözler yazarak gösteriyor. Davulda nicko harikalar yaratmış, Bruce ise olağanüstü performans göstermiştir. Gitarlarda vokalle uyum içinde bize eşlik ediyor.

Yalanlar ,aldatmacılar, günahlar ve iki yüzlü politikacılar. İnsanları kandırırla r,tuzağa düşürürler ,hatanın bedelini masum insanlar öderler politikacıların bu söylediklerimiz umrunda bile olmaz. Adaletsizlikler ve daha bir çoğu bu şarkının hikayesi. Grup bu şarkısıyla asi bir görüntü çiziyor. Politikacılara nefret kusuyor, devleti yönetenlere ,haksızlıklara uğrayanların haklarını savunuyor. Adaletin ve eşitliğin olmadığı dünyaya grup bu şarkıyla selam ediyor.

“ Journeyman”    Iron Maiden tarihinde ilk kez tamamen akustik bir şarkı .şarkının Kapanış parçasına da uygun şarkı. Iron Maiden bu şarkıda yeni şeyler denemiştir bunu da başarmıştır .

"Biz ölümü aldattık o da bizi "

2000’li yıllarda Metal Öldü diye bazı insanların söylemleri vardı. " Dance Of Death"  Metal’in ölmediğine bir kanıt.. Metallica’nın st.anger faciasından sonra Iron maiden’in dance of death’i insanları uyandırmaya yetecektir!

CEM KURTULUŞ, 2008


0 yorum: