// body elementide aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir. ...
// etiketinden önce aşağıdaki kodu ekleyebilirsiniz. // body elementide aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir. ...

Etiketler

Tarih

Kategoriler

09 Ocak 2010

Yahşi Batı (2009)






















Cem Yılmaz’ın Türkiye’de seveni de var sevmeyeni de . Ama kendisi  kaliteli filmler icra etmekten kendini geri kalmıyor. “ Kalite “ kavramı her ne kadar kişisel bir kavram olsa da ben Cem Yılmaz’ın daha çok komedyenliğinden ziyade “ Her Şey Çok Güzel Olacak “ filmiyle başlayıp da kendisini öven kitledenim.  Devamında her ne kadar Arog, Gora gibi filmlerle farklı kulvarda yer alsa da eskilerine daha aşinayım. Bu mevzuyu kısa kesmek gerekirse; Hikaye; Osmanlı padişahının, Amerikan başkanına bir hediye göndermesiyle başlıyor. Görevlendirilen Aziz ve Lemi Bey; Vahşi Batı’nın nasıl Yahşi Batı’ya dönüştürüldüğünü filmin başlarından itibaren izlemiş bulunuyoruz. Gittikleri bölgede hem Kızılderililerin hem de başka haydutların saldırılarına tanıklık ediyoruz, bu esnada hepsi Türk kültürüne dair filme yediriliyor. Argolar da Cem Yılmaz uslubünce filme başarılı şekilde baştan itibaren taşınmış. 

Meseleden devam edecek olursak; Batı yakasındaki bu macerada iki kahramanımız bazı azılı katilleri şeriflere tanıtmak için ödüllere konmanın rolünü gösterirler filmin ilk bölümünde.  Bu bölümde kadınsılığıyla kendinden söz ettiren Sussanne Van Dyke bu yolculukta Lemi Galip ve Aziz Vefa’ya yol arkadaşı olarak yanında olurlar. Filmin ikinci yarısında Kızılderililer üzerinden muhabbet ilerliyor; kostümler,dekor vs buna göre düzenliyorlar,filmin geneline de bu şekilde yansıyor. Filmin finalinde gösteri sahneleri, Osmanlı/Türk kültürünce uyarlanan güreş sahneleri, silah atış sahneleri ve bununla birlikte müzikal gösteride filmin keyifli anları olarak hafızaya geçiyor. Filmin diğer bir olayı herkesin de tanıklık edeceği üzere Amerika karşıtlığı ve batı karşıtlığı adı altındaki diyaloglarıdır. Bunda “ Batının iyi yanlarını alıcan “ cümlesi de var bunun için de “ ay’a gitmeseniz de gittik dersiniz “ cümlesi de en basit iki örnek olarak kendine yer buluyor.

Oyunculara gelirsek; Cem Yılmaz ve Ozan Güven başrolün hakkını verirken bunların yanında Sussanne Van Dyke karakterine can veren Demet Evgar filmin kovboyculuk adına performans olarak en üst isimlerinden biri oluyor.  Yanında da  Şerif William Lloyd karakterine canveren Zafer Algöz yan karakter olarak en başarılı isimlerden biri oluyor. Bunun yanında eskiden 1960’lı yıllarda kovboy filmleriyle ünlü Yılmaz Köksal filmde yer bulurken,bununla birlikte Süleyman Turan, Özkan Uğur da sırıtmayan isimlerden. Filme diğer yönden bakacak olursak Cem Yılmaz filmin konusu üzerinden şunu diyor

“Yahşi Batı’yı tasarlarken sıcakkanlı, dürüst fakat biraz da beceriksiz iki Osmanlı beyefendisini o zamanın Washingtonına gönderelim dedik. Sinemanın imkanları buna elveriyor. Ve onlar da bizim atalarımız, büyüklerimiz. Bir bakıma, dedelerimize, ceddimize hoş bir nazarla baktık.”


Ciddiyetten ziyade uzun zamandır bu topraklarda çekilmemiş Western ile karışık bir komediye türüne imza atan “ Yahşi Batı “ senaristliğini Cem Yılmaz’ın yaptığı, Ömer Faruk Sorak’ın yönetmenliğini üstlendiği küfür vari alt yapısıyla bazı kesimleri ne kadar rahatsız etse de ,ki bu beni pek de rahatsız etmedi. Bununla birlikte  kadrosuyla,müziğiyle, kendini izletmesini bilen bir yapım olmayı başarıyor. ( Belki tek eksiği uzun süresi olabilir. ) Üstünde ciddi şekilde de ciddi çaba sarf edilmiş, fazlasıyla da bütçe harcanmış bir yapım olduğunu söylememek olmaz.


İzlerken Altını Çizdiklerim


“ Amerikan başkanı Garfield
Kedi olan mı
Ne kedisi amına koyayım ya”


“ oğlum batının iyi yanlarını alacan “

Cem Kurtuluş,2010

0 yorum: