// body elementide aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir. ...
// etiketinden önce aşağıdaki kodu ekleyebilirsiniz. // body elementide aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir. ...

Etiketler

Tarih

Kategoriler

07 Ocak 2010

Yokluk Ve Çokluk: Kesmeşeker- İnsülin (1998)





Kesmeşeker sözleriyle hayatımı yönlendiren, ritimleriyle farklı ufuklara götüren Türk rock müzik tarihinin en kaliteli ismidir. Kasıntısız ve rahat müzikleri bir bakıma devrimdir. Kesmeşeker yola 1989 yılında koyuldu. 89 yılında Cenk Taner'in Tayf adlı bir grubu vardı. Ama kurulma aşamaları 90'lara denk geliyor. 1991'de Gölcük'te Basçı Tayfunun bodrumunda ilk provalar yapılıyor ve grup böylece bu işe giriyor.Cenk Taner ve arkadaşları bu işin ne kadar zor olacağını biliyorlardı. İmkanlar kısıtlıydı, ama onlar mücadeleyi bırakmamıştı 1991 yılında  ilk albümlerini yayınladılar. Bildiğinizi gibi ilk albümden bu yana çok şey değişti. Kesmeşeker,  İnsülin albümüne gelene kadar bir çok eleman değişikliği yaptı, değişmeyen tek isim Cenk Taner’di. Kesmeşeker grubunda atılan eleman yoktur. Grup arasındaki bağ nasılsa, seyirciyle arasındaki bağ da öyledir Kesmeşeker'in.  Grup elemanlarından kimisi askere gitti, kimisi de ev geçindirmek zorunda kaldı. Cenk Taner eleman değişikleri Kesmeşeker’in özünü etkiledi mi sorusuna bir röportajda şöyle değiniyor;


"Söz ve müzikler bana ait olduğu ve vokali de ben yaptığım için özü aynı kaldı.Tek zorluk gruba yeni gelen isimlere grubun felsefesini anlatmak ve dinleyicilerle olan ilişkisini anlatmak"


Bir röportajında grup  albümün isminin neden " İnsülin"  olduğuna anlamlı bir cevap veriyor.

" Bu albümde yokluk kavramından yola çıkarak hayatlarmızda yokları ve çokları inceliyoruz. Yaşam enerjisinin yokluğundan korunmak için şekeri eneriye dönüştüren İnsülin’i arıyoruz." (Bir diğer röportajda ve albüm kapağında albümün şeker yiyemeyen çocuklara ithaf edildiği notu var - )


Albümün genelinde protest bir yaklaşım var. Ama bunu yaparken başka protest yaklaşımlara öykünerek değil de Kesmeşeker ruhunda bir protest tavırla çıkıyor Kesmeşeker. " İnsülin "  1998 yılında çıkmıştı o zaman imkanlar kısıtlı ve  bunun öncesi var . 1993 yılında Aşk ve Para albümü çıktı. Kesmeşeker "Gerçekten Özleyince" parçasının  klibini dinleyicisinin isteğine uyarak Kral Tv’de yayınlatmadı (aynı zamanda verilen ödülü de kabul etmedi - ) Burdan Kesmeşeker’in dinleyicisine ne kadar sadık olduğunu görüyoruz. 

Albüm doluydu. Yoksulluktan,sefaletten,yokluktan,umut,aşk,insanlardan bahsediyordu. Hayatın içinde ne varsa Kesmeşeker’in sözlerinde o vardı. Albümü dinleyenler ise  Kesmeşeker için " çok karanlık, mutsuzluk verici tabirler " kullanıyordu. Mutsuzluk vardı, çünkü kendinden kopmuş insanların hissini paylaşıyordu Kesmeşeker. 
Kesmeşeker, insanlığa sesleniyordu. İnsanın acıları,umutları,kaybedişleri ve çoğu şeye yön veriyorlardı. Kesmeşeker,  umuttan bahsediyordu. Umut nedir,hayattaki yaşama nedenlerimiz dünyadaki yerimizdir. Yapacaklarımız, etki ediceklerimiz, değiştireceklerimizdir. Umut.. Herşey onun üzerine kurulmamış mıdır?  İşte Kesmeşeker bize bunu aşılıyordu, bir nevi ruhumuza  İnsülin"  enjekte ediyordu. Umutlu olmamızı söylediği gibi o umutun arasında sıkışmış olan hissi de anlatıyordu bize.





 "İşte Güneş"  bir dönemin gerçeklerini tokat atarcasına anlatıyordu bize. Cenk Taner bu şarkıyı lise döneminden feyz alarak yazmış. Lise döneminde yaşadığımız zorlukların hepsine Kesmeşeker bu şarkıyla sesleniyordu. Umutlarımız,hayallerimiz,kaybettiklerimiz,kazandıklarımız...  Bize zorla yaptırılan şeyler...  "işte Güneş" sefaletten, önümüze çıkan engellerden, bize zorla yaptırılan şeylerden, savaşlardan bahsediyordu. Lise döneminde kurallara uymadığınız için hiç okulda azarlandığınız  zamanları selamlıyor Cenk Taner Ve Tayfası.  "Bıkmıştın okullardan, ceketten, kravattan; seni hep zorluyorlar, ruhunu istiyorlar" sözleriyle nokta atış yapıyordu. 


90’lı yıllar Türk rock müziği için bir milattı. Gruplar o zaman popülerliğe önem vermez, televizyona çıkmak için hiç uğraşmazdı. Şimdilerde televizyona çıkmak için can atan gruplar olduğunun altını çiziyordu Kesmeşeker, ama aynı zamanda sözleriyle önemli noktanın altını çiziyordu. 

"Ne reklamı vardı ne de bir klibi... İşte şarkı, ne zaman yazıldı ... Ne listeye girdi ne de bir ödül aldı... Bıkmıştın reklamlardan içi, boş şarkılardan"


Bu sözlerde piyasaya yönelik bir tepkiydi ,protest yönünü Kesmeşeker burada gösteriyordu. Kesmeşeker, popülizmin yüksek olduğu yerlerde  ödüllerden uzak olan bir grup oldu hep,  ufak çaplı ödüller oldu ama kendileri için en büyük ödül kendi dinleyicileri oldu. Bu nedenle underground duruşunu devam ettirdi Kesmeşeker. 

"En Çok Seni" Kesmeşeker'in şarkı sıralamalarında  ballad şarkılarından.  Önümüze çıkan engeller, kısıtlı imkanlar, kaybettiklerimiz...  Herşey Cenk Taner’in "Kafam batı,yüreğim doğu" sözüyle başlıyor bu şarkıda. Oysa Cenk Taner orada her şeyi özetliyordu. Halimizi çok iyi anlatıyordu. Dönüşü olmayan bir yola girmiştik artık, çıkış yoktu. Kuşkular içindeydik bugünlerde. Francis Bacon bir denemesinde kuşkuyu şöyle özetler; " Kuşlar arasında yarasa ne ise duygular arasında kuşkuda odur. Hep alacakaranlıkta uçar."  Kuşkuların içinde boğulmuş gidiyorduk, tünelden çıkış yoktu. Oysa Cenk Taner bunları öyle içten söylüyordu ki, kendimizi o kuşkuların içinde buluyorduk. Kim bilir pişman olanlar bile vardır belki..

Derken Kesmeşeker ekonomiden girer "Feridun bey" ile . Feridun bey de kim derseniz, Feridun bey küçük bir şehirde kıt kanaat geçinen bir emekli memurdur. Pek çoğumuzun dedeleri, babaları gibi hep aynı partiye oy verip sonra da "niye acaba bu ekonomi bizde böyle de, Japonlar'da böyle" diye şaşmıştır. Nakarattaki "Amerikan sigarası, dış mihrak tezgahları" Marlboroların, Kentlerin bir dönem sigara tezgahlarında satıldığı düşünülerek yazılmıştır.


"Japon malı tv'sinde, batmış Türk sineması" dibe vuran ekonomiye gönderme söz konusudur.

"Acıların çocuğu değiliz, acıların Kralıyız" diyor bir röportajında Cenk Taner;krallığa dikkat çekiyor. Hayatımız doğrularla, yanlışlarla dolu, bazen yanlış anlaşılırız. Ama Kaptan'ın da dediği gibi  "Acıların Çocugu değil,Acıların Kralıyız.." sözü her şey için yeterliydi. 

Kesmeşeker, anlaşılmayanlara şöyle sesleniyordu; 

"Bizi anlamayanları dövmek gelirdi içimden, ama şimdi gülüyoruz olan bitene"


" İnsülin " albümü çıktığı zaman bazı insanlar Kesmeşeker için çok karanlık ve mutsuzluk gibi tabirler kullanıyordu. Ama bu şarkıyı atlamışlar sanırım.Müzik içeriğinde yaşama sevinci olan bir parçayla karşı karşıyasınız.

Çabalayıpta anlatamadığımız bir çok derdimiz var ... Yalın ayakla koşmaya devam ettik, ne de olsa yaşam onların bilmediği bir yerde başlıyordu. " Henüz Onlar Bunları Bilmiyor "   şarkı geçmişte bizde iz bırakanlar için.. Cenk Taner şarkıya "Güzel günler geçirdik" diye girer, tam o sırada anılarımız akla gelir... Ondan sonra biz sadece yalın ayakla koşmaya devam ederiz. Ne de olsa yaşam, onların bilmediği bir yerde başlıyordu.Hayatın sert darbesini yiyenlere, varlığın ve yokluğun hiçbir zaman kaybolmayacağını, hep çevremizde dolaşacağını Kesmeşeker yine sözleriyle vurguluyordu. 


" Para ,Pul"  parasızlık dönemlere, cebimizin delik olduğu zamanlara götürüyor bizi Kesmeşeker. Para ile yalnızlık arası mekik dokumalar, şehirde yaşamanın zorluklarıyla " imkan yoktu canlı kalmaya " sözü ile gerçek hayatla buluşturuyor bizi. Daha sonraları bu şehir imkanlarından bahsederken  bunu söylerken  "Çok film seyrettin oğlum,kendine gel,kendine gel" sözüyle kendi halimize gülüyoruz. 



"Sakin sular,derin akar zaman çabuk geçer" diyerek  yalnızlara sesleniyor Cenk Taner. "Yaşamak bile bazen güzel, çokça kötü sıkça beter" diyerek de liman yalnızlarıyla konuşuyor, " Çek küreği bildiğin yere " diyerek mevzuyu uzatmadan özetliyor her şeyi.  Hayatın gerçeklerini unutmuyordu Kesmeşeker, o gerçekler içinizi cız eden gazete manşetlerinde faili meçhul cinayetler serisiydi, bu faili meçhulun cinayetlere " Failün Meçhulun " şarkısıyla sesleniyor. "Yeter artık bu kaçıncı ölümüm" sözüyle insanlığın öldüğüne dair işaret belleğimizde yerini alıyordu bu şarkıyla. 

Öyle sarsıcı sözlerle bizi darp ediyordu ki Kesmeşeker, bu " Kusursuz Cinayetler Çağında" ile devam ediyordu. Yönünü kaybeden insana dair pek çok şey özetliyordu.  " mutlu musun sen yattığın yerlerde " diye vurucu sözü bir yumruk savururcasına içimizde bir yara oluşturuyordu.  yokluk-varlık arasında durumu  " bir gün baktım ki batmıştı Gemi " sözünün ağırlığındaki şarkı olan  " Yoksulluk" ile özetliyordu Cenk Taner.  Sadece yoksulluğu özetlemiyordu şarkıda, insanın darp aldığı zamanları da sarsıcı bir şekilde anlatıyordu. " Bu gol yenmez ama rakip takım çok kuvvetli " diyerek sizi yere seren insanoğluna  sesleniyordu.  O hüzünün sonrasında " çarşıya çıktım, bir bilet aldım. otobüse bindim gittim. bir türlü yenemedim. "  sözüyle de o yalnızlık zayıflığıyla eziliyorduk adeta, uzaklara çekip gitme isteği içimize işliyordu. 


Albümler ardı ardına sıralanmıştı Kesmeşeker için. 90'larda grup boş durmadı, hep üretti. Bu üretkenlik takım halinde gelmişti. Bu albüm Kesmeşeker’in Olgunluk dönemine girişiydi.  Kesmeşeker bu albümüyle İnsülin'i ruhumuza enjekte etmişti.  Çünkü  İnsülin benim,sizin,bizim tek ihtiyacımızdı!


Parça Listesi

1. Yoksulluk
2. Acıların Kralı
3. İşte Güneş
4. Feridun Bey
5. Failun Meçhulun
6. Para, Pul vs.
7. Henüz Onlar Bunları Bilmiyor
8. En Çok Seni ...
9. Sakin Sular
10. Kusursuz Cinayetler Çağında




Cem Kurtuluş, 2010 

0 yorum: