// body elementide aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir. ...
// etiketinden önce aşağıdaki kodu ekleyebilirsiniz. // body elementide aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir. ...

Etiketler

Tarih

Kategoriler

03 Nisan 2010

Hiç Konuşmadan Anlaşabilir miyiz? : Başka Dilde Aşk (2009)





















“Sana büyük bir sır söyleyeceğim, korkuyorum senden”


Hiç konuşmadan anlaşabilir miyiz? Konuşmak o kadar da önemli midir?  Konuşmadan anlaşmak nasıl mümkün olabilir? Bir ilişkide konuşmak mı çok önemlidir, sessizlik mi?

 Bazı aşk filmleri klişeden öteye gitmez,klişeye öteye gitmemesi halinde izleyiciyi sıkıntıdan patlatır.Bazı aşk filmleri de etkileyici oyunculuğuyla,senaryosuyla, hikayenin sahiciliğindeki diyaloglarla izletmeyi başarır. "Başka Dilde Aşk”  hiç konuşmadan anlaşabilenler için minvalinde öne çıkmakla birlikte filmin merkezine sağır ve dilsiz bir karakteri yerleştiriyor.

Tesadüf eseri bir partide tanışan iki genç, filmin kahramanları. Biri sağır dilsiz, kütüphanede çalışan ama asıl mesleği grafik tasarımcılığı olan yakışıklı bir genç erkek, diğeriyse çağrı merkezinde  “hadi arkadaşlar, aynalarımıza bakıyoruz, gülümsüyoruz” diyenlerin yanında çalışan bir genç kadın.  Film işitme engellilerin hayatına bizi davet ederken, aynı zamanda telefonla iletişim kurmak zorunda olan çağrı merkezi çalışanlarının sorunlarını sunuyor önümüze.Filmin başlangıcında parti ortamını gözlemleyerek başlıyoruz. Partide tanışan Zeynep ve Onur’un aşka yelken açacağını ise Zeynep’in barmenden bira isterken, Onur’un birasından içmesiyle birbirlerine tebessüm ettiklerinden anlıyoruz.”Hayatımın erkeğini buldum,hiç konuşmayacak” cümlesini de Zeynep’ten duyarak da ilişkinin başladığına buradan tanıklık etmiş oluyoruz.   

 Çağrı merkezinde çalışanlarına uygulanan mobbing’i de filmin anlatımı ele veriyor, ve bunu  tüm çalışanların çalıştıkları yerde isyanıyla görmüş oluyoruz.Aşka yelken açtıkları sırada Zeynep’in Onur için işaret dili öğrendiğine tanıklık ediyoruz. Edebiyattan beslendiğini de film bize Onur’un Aragon’un “Aşk Şiirleri” kitabı hediye ettiğinde anlıyoruz. Aşk duygusunun güçlü yanını Zeynep ve Onur çiftinde görmek mümkün oluyor. Aynı evde yaşamanın zorluğu,insanın insanla anlaşmasını zorluğu olduğu kadar biz burada daha çok mutluluktan sarhoş olmuş bir çifte tanıklık ediyoruz. Çağrı merkezi çalışanlarına uygulanan mobbing ile birlikte çağrı merkezi şefi Aras’ın “ ne kadar çok satarsanız o kadar para satarsınız” cümlesi, iş yerinde “bugün satış için ne yaptın” sözü de insanların ruhuna kemirenlere bir mesaj olarak da okunabilir. İşin verdiği yorgunluktan bayılan çalışanın durumuyla alakalı “abartılacak bir şey yok” diyen bölüm şefinin köle gibi davranmasıyla iyi bir mesaj veriyor film.

 Onur’un annesi rolünde karşımıza çıkan Lale Mansur var. Her Anne gibi fedakar ve güçlü. Çocuğuna sahip çıkıyor. Oğluna sahip çıkarken bu sahiplik duygusu oğluna zarar veriyor. Çünkü aklında kalan tek şey “Baban  bizi bir kadın için terk etti” cümlesinden ibaret oluyor. Onur ve Zeynep arasındaki ilişki beraberinde kavgaları,kıskançlıkları, polis altında gözaltı meselesine kadar gidiyor. İnsanların haklarını savunması için yaptıkları ufak çaplı protesto da filmin anlamlı sahnelerinden biri oluyor. Onur ve annesinin birbirleriyle olan konuşmaları, etki ve tepkileri filmin en kırılgan bölümlerden birini oluşturuyor.Onur ile Zeynep’in aşka yelken açtığı kısımda nasıl başlıyorsa,finalde öyle bitiyor.

 İlksen Başarır’ın “Başka Dilde Aşk” ilk sinema deneyimi değil, daha önce başka filmlerde karşımıza çıkmıştı, yüksek bütçeli filmler çekmiyor kendisi.  “Zaten bizi rahatsız eden şeylerle ilgili yazabiliyoruz “ diyen bir yönetmen İlksen Başarır. Bu filmdeki başarısı Mert Fırat ile işbirliğinden kaynaklanıyor.  Elinde olanla yetiniyor, bundan da biraz şikayetçi. Türkiye’deki sinema sektörü bu şekilde ilerliyor.

 Başka Dilde Aşk’ın meselesi işitme engelliler değil diyor İlksen Başarır, meselesi de anladığımız kadarıyla bizi rahatsız eden şeyleri eleştirmek, yanlış bulduklarımızı sinemaya aktarmak. Bunu etkileyici bir dille, iyi oyunculuklarla zirveye çıkarıyor İlksen Başarır.

 Bu filmin bu kadar başarılı olma faktörlerinden biri Mert Fırat.  Sağır ve dilsiz rolünü öyle etkileyici şekilde oynamış ki Mert Fırat, ona filmde eşlik eden partneri Saadet Işıl Aksoy sönük kalmış dedirtebiliyor.   “Mert Fırat’ı tanımasaydım gerçekten Mert Fırat’ın sağır olduğuna inanabilirdim” sözü filmi özetleyici bir cümle olabilir.  Filmin müziği   Uğur Akyürek’e ait.

 Her ne kadar İlksen Başarır işitme engelliler değil meselemiz ,o filmde bir metafor”   dese de bizi rahatsız eden şeylere karşı mesajımızın olduğunu sade bir dille anlatıyor “Başka Dilde Aşk” 

Kelimelerin, gözlerin, sözlerin önemli olduğunu, her dilde aşk’ın yaşanacağını seyirciye aktarıyor.

 “Sana büyük bir sır söyleyeceğim ört kapıları

Ölmek daha kolaydır sevmekten”

 

Cem Kurtuluş,2010

 

0 yorum: