"Adını Unutmaya
Devam Ediyorum" ile
açılıyor İzin Vermedi Yalnızlık. Cenk Taner hayatındaki aşk kavramını
futbola benzeterek teşbih yaparak ne kadar iyi benzetme yaptığını bizlere
gösteriyor. Bazen hayatımızda her şey doğru gidecek değildir ya, aniden hakem
kırmızı kart gösterebilir; her şey iyi giderken, birden her şey kötüye
dönüşebilir. Kaçışlar, yokoluşlar ve
gözyaşları. Rakip takım tarafından ceza sahasında düşürülen
futbolcunun dramı... ve bomba altında kalan sivillere sesleniyor, politik bir
yanı da var.
"Suda Balık
Olsak" parçasını
dinlerken dinlerken kendinizi uzaklara doğru bir yolculuğa çıkmış hissediyoruz,
Cenk Taner bu duyguyu bizlere aşılıyor. Sessiz, sakin, huzurlu bir yere
yolculuğa çıkıyoruz. Hiçbir şey sonsuz değildir, bugün elimizde olanlar yarın
elimizde olmayabilir, kaybolabilir ve uçabilir. Yanlış bir hayatı doğru
yaşamak, işte bu söz belki dinleyicilere bir şeyleri ifade etmek zor
değil..
"Böyle Şeyler
İşte"
‘ param olsaydı gelir miydin benimle “ diye acı tonla girer Kaptan bu şarkıya.
Geminin kaptanı olduğunu bize tekrardan hatırlatır. Cenk Taner bir kez daha gitarı ve mükemmel
sözleri ile bizleri kalbimizden vuruyor. Parayı düşünen bir kadının daha
da kötüsü ona yıllarına veren bir adamın hikayesi bu gibi geliyor dinledikçe. Aynı Yeşilçam filmlerinde gördüğümüz
senaryolar gibi. “ Acılan sislendi
hep tekellerde” sözü ise bitirir artık söylenecek bütün sözleri. Korkular, hesaplar, taksitler ve maskelerden
korunmanın gerektiğini söylüyor ve ekliyor “
Sen gel yalnız sen gel “
"Sen Hep Belki Dedin" melankoliğin dibi. Sessiz adımlarla ilerleyişler, neyin arayışı içinde bilinememesi.. Kadıköy erkekleri de bu şarkıyı üstüne alabilir. Şarkı aslında sizi uçuruma doğru sürüklüyor, öyle ki her insanın yaşadıklarından bir kesit sunuyor. Belki sözcüğü de bana insanın iç dünyasını çağrıştırıyor.
"uyandık pazar,
dünya kapalı. görmeyeli uzun zaman olmuş bazı dostları. "
"Buradan
Uzaklara" albüm
genelinde olduğu gibi iz bırakan bir çalışma. Parçanın klibinde Cenk Taner’in
evinde bir köşede plaklar, bir köşede kitaplar var. Ayrıca klipte Cenk Taner’i
kitaplar arasında gitar çalarken ve Kadiköy karga'da birasını yudumlarken
görürüz. Kendinden geçmiş bir şekilde Cenk Taner şarkıyı seslendiriyor,
konserde yine kendinden geçiyor bizleri de yanına katarak. Bir Kadıköy
Marşı olarak kayıtlara geçmiştir.
"Şampiyon
olmuşuz da,kupalara doymuşuz da"
"İzin Vermedi
Yalnızlık" umudunu
yitirmiş bir adamın yalnızlık hikayesini anlatışı... “ bir canım var zaten bilmem kaç sıkımlık” ile
can evimizden vurur bizi. Bir hayat özetidir, inişler ve çıkışlara sesleniştir.
"Kral Öldü Şehir
Düştü “
Geçmişe doğru yolculuk, kendi kendini
sorgulayışlar, içten kaybolma, yanılgılar.. Şarkının en sevdiğim kısımları
" O ufak çocuğuz hala, kendi krallığında hükmeden’’ bu sözlerdir. O
ufak çocuğuz hala, kendi krallığımızda hükmediyoruz, ama sadece kendi
krallığımızda. Kendi krallığında vurulan çocukların öyküsüne derin çizgi çizen
bir Cenk Taner fotoğrafı bu şarkıyla derin iz bırakır. Kariyerler bariyerler ,seçimler,geçimler pek
çok noktaya değinir Cenk Taner.
“ Biraz sessiz
olsaydın duyardın içindeki sesleri” sözleriyle seslenir “ Ağla Ağla “ da bize. ‘ bana hala borcun var ‘ dediğinde derin
düşüncelere bırakır dinleyeni.
"Şimdi Biz
Buyuz" en
iyi dostlarımızı bize idrak ettiren şarkı, Cenk Taner bu şarkıda yine can
acıtıyor. "Kaptan gitti, hava bozdu, tayfa şaştı, herkes
sandallara!" derken kendi sandalımıza çekiliriz, sessizliğin sesini
anlayanlar sessizliğe gömülür birden. Bir
de en iyi dostlarımız ölüler olduğunu bizlere hatırlatıyor.
“ Rüzgarlı Deniz
Kıyısı “
ile Kadıköy sokaklarında dolanır, moda kayalıklarında yaşanılanlara tanıklık
ederiz. Cenk Taner bu şarkıda doğup büyüdüğü yer olan Gölcük’e selam eder, “
özgürlüğün tadı damağımda “ derken deniz kıyısıyla konuşur. Futbol terimlerini
da konuşturur bu şarkıda.” İki taştan bir kale olmaz artık” diyerek. Beatles göndermeleri de olmazsa
olmazı olarak kayıtlara geçiyor. “ Önümüz Marmara o rüzgarlı kasaba “
“ Kumandayı Ver “ aslında kendi hayat
özetimizi sunuyor bize. Bakılan sarışın
kız, marketten alınan gazete,
ekmek,yalnızlıklar, peşin ödenmiş faturalar.. Bir hayatta yaşanılabilen ne
varsa onlardan bahsediyordu Cenk Taner. Hepsini edebiyat diliyle aktarıyordu
bize. Yapılan klişe şeyleri söylüyordu bize. Çaycı'dan giriyor, faturalara dert yanıyor ve sonunda başlanılan yere dönmemize söylüyor ve " hala uykulu,hala sakinim bak hala ölmedim" diyerek can çekişmemize selam ediyor aslında.
" İzin Vermedi Yalnızlık" özet olarak Bu bir Kent
albümüdür. Yorgun insanlara selam çakılır, plaklara göz gezdirilir, şarkı
aralarına futbol terimleri yerleştirilir , rüzgarlı deniz kıyısında özgürlüğü
tadı damağında olanların aynı zamanda acılarını tekellere gömmüş olanlarındır… Rüzgarlı
Deniz Kıyısında hava almak isteyenler için,Kadıköy'ün Lodosuna yenik
düşenler için,Kadıköy Sokaklarında yalnız yürüyenler için, Moda'da kayalıklarda
yazdıklarınıza, Değirmendere'ye selamınızı iletmeniz için adanmış bir
albümdür ve öyle bir albümdür ki Marmara’ya adanmıştır…
Cem Kurtuluş, 2010
0 yorum:
Yorum Gönder