// body elementide aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir. ...
// etiketinden önce aşağıdaki kodu ekleyebilirsiniz. // body elementide aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir. ...

Etiketler

Tarih

Kategoriler

11 Şubat 2011

Bruce Springsteen - Born In The USA (1984)



















O bir müzisyenden veya bir şairden çokça fazlası. Yanlış anlaşılmalara  çok maruz kaldı.  Amerika’da en saygın müzisyenlerin başında geliyor. Öyle popüler olmak için kendini yırtan biri değil. Politik konularda mesajları gitmek istediği yere gider. Almak isteyenler  mesajı alır.Bruce Springsteen,   1984 yılında  Born In The USA albümüyle  dünyaya kendini kanıtlar. Bunun daha öncesi  vardır. Ama “ Born in the USA” bana kalırsa en  tanındığı albümdür.  Albüm, içinde 12 parçayı barındırır. Albüm kapağında Bruce’un  poposu görülmektedir. Popoyu saran eski bir levis jeans ve bu jeans’in sağ arka cebindeki  kırmızı şapka . Şapka söylenenlere göre Amerikan işçi sınıfını temsil etmektedir.. 


Albüme ismini veren şarkıyla albüm  ile açılışı yapıyor “ Born In the Usa “ . Bu şarkı yüzünden Bruce springsteen Amerikan toplumuna eleştiri getirse de sonrasında  Amerikancı olduğu düşünülmüştür.  Vietnama gönderilen askerlerden, eline silah verilen insanlardan bahseder. Savaş karşıtı olduğunu da önceki röportajlarında belitmiştir Bruce.   Bruce’un enfes sesiyle temposuyla dinleyene  yeterli coşkuyu  veriyor.  Mest eden bir girişe sahip..

“ Cover me’’ ile devam ediyoruz.     Bu şarkıda vermek istediği mesajı şarkı başında verir. Dünyanın çok rahatsız edici olduğundan yine sevgi mesajları yer alıyor.  Onu koruyacak bir sevgiliye ihtiyaç duyduğunu şarkı sözlerinde “ come on baby  cover me ‘’ diye dile getirir kahramanımız.  Şarkının başlarındaki nakaratları yazmazsak olmaz. " The times are tough now, Just getting tougher,  This old world is rough,  It's just getting rougher’’. Şarkı eğlenceli bir şekilde ilerler.  Sololarıyla enerji saçan , bruce’un vokaliyle heyecanımız arttırıyor. 

Şimdi Rock’n Roll zamanı diyerek "  Darlington County’’ ile devam ediyoruz. 

'Sha la la Sha la la la Sha la la la la la la ' Diye söylemek çok eğlenceli kısımlar.  Saatlerce dinleyip de  sıkmayan bir şarkı.  Bob Dylan etkileşimi göze çarpıyor, ki Bruce Springsteen Bob dylan’dan etkilenmiştir. Şarkı başlarda sakin sakin ilerliyor. Zaman geçtikçe şarkı daha eğlenceli bir havaya bürünüyor.  Caddelerde gezinen iş arayan birini anlatıyor aynı zamanda müziğin keyfini çıkaran biri. İş arayan birinin haricinde şu sözlerle de mesajı veriyor . ‘’ We drove down from New York City where the girls are pretty but they just want to know your name’’ 

“  Working On The Highway’’ ile yola devam. Rock’n roll vari ritimler bizi eğlendirmeye yeter ve artar bile.  Seyahatlerde dinlenecek şarkıların başında gelir bu şarkı.  “ Someday Mister I'm gonna lead a better life than this’’ şu söz bir çok şeyi anlatmaya yeter.  Daha bir yaşam sürmek için varı yoğuyla çalışan biri.  Para biriktirip sevdiği biriyle uzaklara kaçmak isteyen biri. 

“ Downbound Train’’  tam bir yolculuk şarkısı. Sakin sakin ilerler, Bruce’un duygulu vokaliyle hüzünlenirsiniz.     Bruce söylerken adeta kendinden geçiyor.   Albümdeki favorilerimden.   Ağlatır, düşündürür, hüzünlendirir, ruh haliniz değişir.   Bruce söylerken nasıl kendinden   geçiyorsa sizde dinlerken kendinizden geçip hüzünlenirsiniz.  

Çok sade bir şarkı olan “ I’m on fire “ ile devam ediyoruz. Sakin ,tek başına dinlenebilecek bir şarkı.
  
Amerikan toplumunu zamanında yerin dibine sokan, inceden mesaj veren bu albümde zamanının Amerikasında çokça eleştiri olmuştur.. Halen dinlememişseniz boşuna yaşıyorsunuz demektir!

Yazan:Cem Kurtuluş

0 yorum: