Yağmurlu bir gün. Şimşek çakıyordu adeta. İnsanlar yoldan geçiyor,o insanlara bakıyor. Onun da macerası böyle başlıyor işte . C.t’nin kitabı önemli. Bir yerlerde bulması gerektiğini biliyor, onun için mühim oluyor çünkü içindekiler mühim. Yalnızlığın kelimelerini bir öykü gibi istiyor. Salıncakta sallanan birilerini anımsatıyor o sözcükler, ve sadece bilinmeyen birileri... " Andıran Otu" böyle bir günde ele geçmişti işte. Heyecanın olduğu,yağmurun durmadığı,koşarak " kalmazsa ne yaparım denildiği’’ bir kitaptı Andıran Otu. Herkesin andığı,ama herkesin kandığını sanmadığı ama kandığı. C.t’nin on numaralı hali olunamazdı ama bir takımda on numara oynayabilirdiniz. Ve kitapçıya gidilmiştir ve adam’a hemen " andıran otunu almaya geldim’’ denilir. Adam kitabı verir. Yağmur yağıyordur güzel güzel,geriye kalan anılar olacaktır. Ve o yağmurda kitap ıslanır ,kitabın sayfalarına bakmak için otobüs beklenir. Otobüs’e binilir,ve yer kapılır. Kitap ıslanmıştır yağmurdan,bu pek önemsenmez ama yine de bakılır. Yağmurdan sayfalar buruşmuştur,bu pek önemli sayılmaz. İlk sayfası açılır Biografi diye yazılan kısımda " Cenk Taner Kadıköy’de yaşıyor’’ yazılıdır. Kadıköy evet sadece bir yer,ama bir yer mi bir yerden de öte mi? Sayfalar çevrilir teker teker,ve uzaklara dalmış bir adam portresi çizilir önünüzde. Ressam olmayan ama sadece ressamlığı hayal eden bir adam. Olabilir mi ,olabilir. İnsanlar sessizdir otobüste,sadece yağmurun sesiyle kitap okunur. Yağmur’un sesi, C.t’nin satırlarıyla eş değerdir. Yağmur mudur böylesine güzel gelen,C.T’nin satırları mıydı? Satırlar,sözcükler,kelimeler hepsi bütünleşir bir arada. Bazen anlamazsın ama bilirsin ve hissedersin. Bazen de hiç bilmezsin,zaten gerek de yoktur böyle bir şeye. Sayfa 9’a geldin mi üst tarafta yazılı olan bir şey dikkatini çeker. ‘’Silah Sesinde Yunuslar’’. Ve Kadıköy terasında içen adamlar,ve sonra kadınlar hayal edersin. Yapacaklarını ya da yapamayacaklarını tartarsın kendi kafanda. Geleceğe mirastır C.t nin kitabı. Tektir ama belki hiçbir zaman diğer kitap gelmeyecektir. Yılların eskittiği bir kitaptır. Geç kalınmış veya keşfedilesi bir şeydir bu da . O ki zarfın içindeki adamdır,bir şeylere seslenir duyarsa birileri onu. Ve bilinmezliklerden bahsediyordur kim bilir. Algınız açık olsun öyleyse. Yalnızlık notlarına ihtiyacı olanlara sesleniyor C.T . Kim bilir belki de kendi içinizdekilere sesleniyor.
Cem Kurtuluş, Kadıköy 2011
0 yorum:
Yorum Gönder