Siyaset her zaman Tribün’ün
içinde olmuştur. Tribün Kelimesi Roma İmparatorluğu döneminden gelme tam
açılımı ise şöyle ;
“ Roma Cumhuriyeti ve İmparatorluğunda 2-3 seçilmiş magistra ve idari ve / ya da askeri görevlilerce paylaşılan unvan. Kelime, Antik Roma’da insanların askerlik ya da oy verme amacıyla bölünmüş oldukları kabile anlamındaki Tribe (tribus) sözcüğünden türetilmiştir.’’
Eski Roma’da böyle
denilse de günümüzde Futbol maçlarında,Basket maçlarında ve diğer maçlarda
çok ayrı anlamı var..
Tribünün içinde aynı renge gönül
vermiş insanlar çoğu zaman dışlanmıştır. Aynı 70’ler ve 80’ler döneminde olduğu
gibi insanlar kendini belli kategorilere ayırmıştır. Kimi İslami düşüncelere
yönelirken kimi ise aşırı sol gibi düşüncelere kapılmıştır.
Sadece bu siyasi
fikirlerden dolayı insanlar birbirine kırdırılmıştır. Aynı renklere gönül
verenler sanki farklı renklere gönül veriyor gibi gözükmüştür. Siyasette
insanlar Kürt –Türk- beyaz –siyah diye ayrılırken Tribünde ‘de bu böyle ayrılmıştır.
Oysa ki tek bir renk yeterli değil miydi? Bunların hepsi nedendi?
St.Pauli Tribünlerinin
“ Dazlakları siktir edin bizimle
bağırın “ deyişi bile bunun için önemliydi. Birlikte olabilmek için bu
yeterliydi. Herkes bir siyasi simgenin peşinde olmak zorunda mıydı?
Hazımsızlık söz konusu muydu? Çekememezlik?
Tek bir grup altında toplanıp
bağırmak zor muydu ya da farklı farklı düşüncelere ayrılıp diğerlerini dışlamak
doğru muydu? Herkesin ideoloji vardır elbette, ama bunu takımından
üstün tutmak ahmaklıktır ya da ideolojisi uğruna belli şeyleri hiçe saymak
doğru değildir.
Amerika karşıtı ve İsrail
karşıtı insanlar olabilir dünyada olduğu gibi ,bulunduğun yerde de olabilir.
Tribünlerde pankartlar hep bir mesaj vermiştir. Bunun için pankart
idealdir. Ama sadece İsrail ve Amerika’yı sevdiği veya sevmediği için
dışlanmak.. İşte Tribünde de bu gibi durumlarla karşılaşıyoruz.
Aynı otobüste gittiğin
birine sadece görüşü ayrı diye dışlamanın doğru olmadığını söylemek gerekir.
Sadece rengi ya da dini farklı diye otobüsten dışlanmak. Bu gibi durumlar
mevcut.
Tribün grupları arasındaki
siyasi düşünceler de çok ayrı. Ama bu siyasetin Tribünde olmadığı
anlamına gelmez elbette. Kimi zamanlar sadece Emniyetin söylediklerine hareket
edenler varken kimileri ise bundan bağımsız hareket ediyor.
Kimileri takımları için
yapılan eylemler için yürümezken kimileri bu bağımsız düşüncede birleşiyor.
Tribün gruplarının kendi dünya görüşünü belirtmesinde sakınca olmasa da
,kendisine karşı siyasi düşüncede saygı duymalıdır.
Şöyle bir gerçek var
ki siyaset gerçeğini Tribünlerden silemeyiz. Endüstriyel Futboldan önce
Siyasette Futbola Hayır diyemeyiz belki ama saygı ortamını oluşturabiliriz. Bunu gerekirse Pankartla gerekirse başka
yollarla anlatmalıyız.
Yazan:Cem Kurtuluş
0 yorum:
Yorum Gönder