He parkorman da vardı hesapta değil mi? 2008 yılıydı sanırım. Milet sevgilisiyle çadırda çatır çatır sevişiyor,ben bir köşede yine sızmışım,uyumuşum ya da ne bileyim herhalde bir bira şişesi arıyorum. Çok üşümüştüm,kendime hak vermiştim o zaman ,ısınmaya çalışıyordum. Bunu yaptıkça daha çok üşüyordum. Siktiğimin minibüsleri yoldan geçmiyordu. O zaman da kuru kuruydum,şimdi de kuru kuru. ama düşündüm de o güzel günlerdi evet,ya da bilmiyorum ki.
Çay demle,yanmamak önemli. yanmışız baştan aslında. mfö dinlemek iyiydi,benim hala umudum var diyordu şarkıdaki adam,bilmiyorum haklı mıydı değil mi.silahlar sahte olunca bizde mi sahte oluyoruz yoksa.iyi oldu iyi…
çırpınmalar da faydasız.. bugün bir rafa baktım ne oluyor dedim,insanlar geldi sesim değişmiş.insanlar dediğimde müşteriler be .. dedim ne oluyor dünyanın şekli mi değişmiş.aslında değişmeyen sonumuz gibi görünüyor.. ne olacağına dair birşey üretememek,en kısa zamanda birlikte şarap içsek belki iyi gelir..
Çırpındıkça batıyorsa,battıkça köreliyoruz, kör oldukça ölüyoruz,başka geriye de birşey kalmıyor sanırsam..sakinlik iyidir evet de sanırım bünyede farklı tahribatlar oluşturdu.. rakı iyi geldi,dur tazeleyim şunu.bekleyelim bakalım..ama ahmet telli de öyle bişey demiş olmalıydı.hem konuğum ol diye şiir şey etmişti kendisi.. rakıyı koyayım ben..
Biraz bastırır dedi doktor.. gözlerim halen uykulu ,rakı bardağı yanımda ve arada bir tazeliyorum,cümle yapım bozuk biliyorum. ama bu saatte aklıma ne geldiyse bir çay misali önüne koyuyorum ey okuyucu,eğer okuyorsan. Halen sakinim bu saatte, bütün gün diş gıcırdayışlarım yükselmişti. kendimi sıktım da durdum, bu oldukça boğucuydu. Müzik yoktu, trenleri düşündüm bir de bir ölüden farksız olduğumu,ki öyleydim ben. aksini düşünemezdim. beden olarak bulunduğum yerdeydim,belki de değildim.
bir barmenin müşterilere bira getirmesi gibiydi. suratım asıktı her zamanki gibi. merak etme,düşünmeni istemem. ki burayı bilmiyorsun. kanalı değiştir diyorum da ,dinleyen kim.. Camların içindeki silgilere,tokalara baktım. nedeni de belliydi sanki. Saçmaladığımın farkına var yani. Az önce rakımı da koydum. peynir ve kavun onların gerisinde kaldı. sabahladığımız o iki ağaç arası için söylenecek söz yok ama rakıları tokuşturduğumuz gün daha önemliydi.
Sarhoş olmuş olabilirim, ”beni bırakma” diye çokça tekrarlamışımdır. sen de inanabiliyor musun buna demiştin, sonunda ne oldu görüldü elbette. kazık yiyen kim oldu bilmiyorum.. sarhoş olup bir taksiye atladık,taksi bir yere bıraktı. sen ki anason kokusunu sevmedin, daha önce de sevmezsin. ama merak etmiştin bir defa.
Ben o gece 9 dubleden sonra bir yere kustum.İyi olduğumu iddia etmiyorum. şimdi gök gürlüyor. yağmur şakırdıyor. sokakların birinde yalnız ve aksak bir şekilde yürüyorum. ve o günün sabahında bir mermerde oturmamızı hatırladım..
yazık oldu evet…
biliyorsun, öyle..
öylece bekliyorum şimdi hiçbir kadına dokunmadan, gözlerden uzak ve ırak. ikisi de aynı değil miydi yoksa? öyle olmalıydı.. cisimsizler, ya da isimsizler bir de. bilirsin iyi bunu..
Yazan:Cem Kurtuluş
0 yorum:
Yorum Gönder