// body elementide aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir. ...
// etiketinden önce aşağıdaki kodu ekleyebilirsiniz. // body elementide aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir. ...

Etiketler

Tarih

Kategoriler

23 Ekim 2012

Aşk Üzerine Kısa Bir Film (1988)












“Aşk mı daha kuvvetli cinsellik mi? Cinsellik yaşanmadan aşk olur mu? Aşk olmadan cinsellik yaşanır mı? Hisler mi daha önceliklidir yoksa cinsel tutkular mı?  " Aşk Üzerine Kısa Bir Film" bunların etrafında dolanan, bunlara cevap arayan bir Kieslowski yapımı.Cevap aradığı şey tam olarak bu. Aşk filmlerinin klasik anlatısı içinde dramı hissiyatlı bir şekilde anlatmasıdır.  Kieslowski'yi yeni keşfedenler için bu açıdan film önemli bir anlam taşıyor, çünkü Kieslowski bu filmde “ ince okuyor,sık dokuyor”  sözü yerinde olacaktır. Seyirciye bu filminde bol bol dram vaat ettiğini söylemek gerekir. Basit olarak konuya geçecek olursak; " A Short Fılm About Love "  ilk yarısında postahanede çalışan genç bir çocuğun, çekici bir kadının evine aldığı erkekleri röntgenlemesini konu alıyor, daha sonra bu aşk ve tutkuyla ilerliyor. Filmin ilk bölümünde bir kadını arzulayan genç birinin başka adamları evine alıp da sevişmesine tanıklık ediyoruz. Gencin de bir takım planlamasıyla arzuladığı kadının başka erkeklerle sevişmesini yalan bir ihbarla ispiyonlaması kaçınılmaz oluyor,bu açıdan “ kıskançlık “ devreye giriyor.

 Tomek, postanede çalışan kendi işinde gücünde çalışan genç bir memurdur. Sıradan görünen, derin, takıntılı bir ruh halinde yaşıyor. Karşı binasında yaşayan Magda’ya karşı büyük bir aşk besliyor. Magda’nın evini teleskopla izleyip, onunla ilgili olan her şeyi takip ediyor,  Magda’nın karşısına çıkacak cesareti bulamıyor. Daha sonraları yalanlar söyleyerek, farklı işlere girerek yakınlaşmayı beceriyor. Tomek'in hiçbir kadına karşı cinsel anlamda birlikteliğin olmaması sonucunda; her erkeği evinde misafir eden Magda'nın şu sözleri hafızalarımızda yerini koruyor;  "Bir kadın, bir adamı arzulayınca içi ıpıslak olur"   Kieslowski'nin edebiliği burada kendini bu sözlerle belli ediyor.  Buna dair birkaç söz daha kendini belli ediyor.

 Her şey bir süre sonra tersine dönüşüyor. Tomek'in aşık olduğu kadın, Tomek'in bileklerini kestiği andan itibaren Tomek'i merak etmeye,düşünmeye başlıyor. Kieslowski burada farklı bir yöntem izliyor.  Filmin ikinci yarısında erkek karakterin gözetlemelerini taciz olarak anlatan kadın karakter,daha sonrasında erkek karakterin yerine geçerek bunu yapıyor. Kendine kapanık olan bir insanın kendisine sıkışık dünyasındaki intihar haliyle tanışmış oluyoruz. Aşk ve ölüm üçgeni burada kendine yer açıyor. Aşk’ı birileri cinsellik olarak tanımlarken,birileri “ ölüm” sözüne yakıştırıyor. Eğlenceli kadın karakter birden kendini hüznün yerine bırakıyor.

 Oyunculuklara  gelirsek... Magda karakterine can veren Grazyna Szapolowska “ güzelliğiyle, doğal görünümüyle  can katarken,partneri olarak görünen “ Tomek “ karakteriyle can veren Olaf Lubaszenko”  çekingen, kendine içine kapanık dünyasıyla da rolünün hakkını veriyor.

 Sonuç olarak; "A short Fılm About Love "  ( Aşk Üzerine Kısa Bir Film ) mükemme ve kusursuz l bir film olmayabilir ama durağan anlatımıyla seyirciyi sıkıyor da olabilir ama  aşkın saf hallerini  gayet yalın,  gayet sade anlatmayı başarıyor. Oyuncular vasat bir performans sergilese de masumiyet adına iyi bir portre çiziyor. Kieslowski, aşkı dokunuşlarla, davranışlarla, saflıkla anlatmayı tercih ediyor, bunu da başardığını söylemek yanlış olmaz, çünkü sadelik arayan herkes için " A Short Fılm About Love "  aşkın saf halini anlatan bir film oluyor. 

Cem Kurtuluş, 2012

 

 

0 yorum: