Boş sokakların ardında görünen bulanık fotoğraflar akılda kalıcı bir iz bırakır. Sokaktaki sarhoşluklar, üstü yırtık olan fahişeler, kerhane kapısında bekleyen bekçi, içeride bekleyen pezevenk ve onun kapısında dikilen "gelsene yakışıklı" diye seslenen suratı paçavraya dönmüş fahişeler, karanlık duvarlar, yalnızlığın gölgesinde dans edenler, hayatın tekmesini yiyenler, köşede kapı önünde bekleyenler, bizler, sizler, boş kelimeler, dizelerden bize yansıyanlar, biz kavramını saf dışı edenler, hiçbir zaman biz olamayanlar, sahte dostluklar, sahte aşklar, pişmanlıklar, yokluklar, arada derede kalanlar, pencere dibinde izlenenler ve çoğuna cevap arayan kafayı sıyırmış gerçek müzisyenlerin yok sayıldığı ülkede Eren Kazım Akay’ın Turkuaz Patlıcan isimli albümü.
Aynı zamanda Cihangir’de atölyesi bulunan
(halen bulunuyor mu bilmiyorum) heykeltraş biri kendisi. Farklı mevzular,
farklı soundlar ve bu soundların yaratıcısı biri Eren Kazım Akay.
"Amirim" ile ayarı veriyor bize
heykeltraş. Kerhaneler, sokak, hayatın dışında kalanları aynı zamanda Behzat
Ç’yi hatırlatan bir şarkı olmakla birlikte ağır tempoda ilerliyor, parçanın
girişi de senfonik grupların açılışına inceden selam çakıyor.
Her gün uyandığımız uykular, yorgunluk
izleri, avunmalar, yansımalar, yaşamak buysa bekleyişin sinyalleri artık
gözümüze daha ağır çarpıyor. "Başım boş" da bunlara cevap veriyor,
sadece bunlara cevap vermekle kalmıyor. Hayatın bizi ters köşe edeceğini de
dizelerinde söylüyor. "Yaş otuz beş, dayan cebelleş" diyerek 35’e
hem kafa hem de yaşsal olarak merdiven dayayanlara ayarı veriyor.
Pişmanlıkların dönüşü yoktur, geriye
korkular kalır. Murathan Mungan’ın da dediği gibi "Bazı geceler, bazı
insanlar, bazı yerlerde sahiden karşılaşırlar". Bazılarının yabancılaştığı
kelimelere yaklaştırıyor "Biz ah biz" bazılarını da geçmişe
döndürüyor. Hesapsız kitapsız yapılanları sorgulatıyor bizlere bu şarkı.
"Birleşik kelimeler ederdik, cümleye uymazdık ah" sözleriyle de
dinleyenin içinde derin bir sızı yaşatıyor.
"Beni bu oyuna sakın ebe yapmayın"
diyerek bütün şarkıyı bir söz de anlatıyor Eren Kazım Akay "Hop hop
hop" şarkısında. Zamanın akışından, arada dibe çöküşten, derinliklerden
bahsederken Akay şarkıda farklı mevzulara da değiniyor. Bir top gibi sizi ileri
fırlatabilecek güce sahip.
"Kalender" sonbahar mevsiminin yol şarkıları diye liste yapsak ilk sıraya girerdi bu şarkı. Kısa süreli ama bir o kadar etkili olmasının yanında "söze fazla lüzum yok, yalandım safi" Sözüyle şarkı özetleniyor.
"Kalender" sonbahar mevsiminin yol şarkıları diye liste yapsak ilk sıraya girerdi bu şarkı. Kısa süreli ama bir o kadar etkili olmasının yanında "söze fazla lüzum yok, yalandım safi" Sözüyle şarkı özetleniyor.
"Keloğlan" o bildiğimiz masal
kahramanı ve kendisi de keldir Akay'ın. Kendini bu şarkıda keloğlana benzetmiş,
masalsı bir anlatımı tercih etmiş. Şarkıya da masalsı bir giriş yapılıyor.
"Mayhoş", başa dönüşler, ters
köşeler, karman çorman olan bitenler üzerine kurulu bir şarkı karanlık
odasından çıkamayanlar için. Arada sıkışıp kalanlar ve Eren Kazım Akay ustanın
söz cambazlıkları…
Özetlemek gerekirse "Turkuaz
Patlıcan" albümü piyasadaki en sıkı/kaliteli işlerden biri, aynı zamanda da çoğu kimsenin keşfedemediği albümlerden. Gripin ve türevi
gruplardan sıkılanlar için ideal bir albüm. Farklı soundlar, farklı mevzular ve
çıkmaz bir sokak…
Eren Kazım Akay, kayıp giden hayatlara dair
sizi söz cambazlığına davet ediyor.
Cem Kurtuluş, 2012
0 yorum:
Yorum Gönder