Bir deplasman otobüsünden,
bir deplasman otobüsüne. Yolu olanlardan, yolsuz kalanlara, şekerle
dillendirenlere, bu defa otobüsümüzün bol şekerli ve bol tezahüratlı oldu. Bir takım geliyor uzaklardan denizsiz bir
kasabaya..
Görülen kasabalar ya da
görünmeyenleri ve uzaklarda
ışıksız tabelalar ve olabildiğince Kitlelere seslenmek.. Yollar bazen birçok
ayrıntıyı açar, yol boyunca yapılan muhabbetler, keyif, yolun sonunu görememek
de bunların içine dahil edilebilir. Yollar boyunca kimileri kitap okur, kimileri
müzik dinler, kimileri sigara içer, kimileri bir şeyler düşünür. Yollar
hakkında her şeyi söyleyebilirsiniz.
"Kesme be şeker" demek için Cenk Taner
ve arkadaşlarını selamlamak için Ankara’daydık.
Tayfayla gidilen ilk deplasman konserimdi. “ Deplasman galibi olarak
tarih yazsın bizi” bu deplasmanda gerçekleşti. Bu deplasman elbette son olmayacak, ileride devamı da olacaktır.
Mekana girdiğimiz andan itibaren gösterilen
misafirperverliğe ne kadar teşekkür etsek az. Mekan’a ilk defa gittiğim için
mekan hakkında çok fazla şeyi dile getirmek doğru olur mu bilmiyorum. Öncelikle
mekan küçük bir yer, ama mekanın en önemli yönü çalışanlarının özverili olması ve
bizlere karşı sıcakkanlı olmasıydı.
Söylenecek çok söz var ama nereden
başlamalıyım tam bilmiyorum. Mekanda duvarda asılı “Her şey sermaye için
sevgilim” yazısını görmek beni Kadıköy'de hissettirmeye yetti diyebilirim.
Konserin başlangıcından itibaren yere
çömelerek, biralarımızı söyleyerek konserin keyfini çıkarmaya başladık. Henüz
kafamız çakır dahi olmamıştı, hem yudumluyorduk biralarımızı hem de şarkılara
eşlik ediyorduk bir yandan.
“ Aşklar bizi terk etti”
ile Kadıköy semalarına selam ederek sonrasında “ Maria” ile yolların sonunu
düşündük,” Aşk ve Para” ile imkansızlıkları düşünüp kendimize dertlendik ve
Ankara’da yalnız kalmanın bedelini lise balosunda yalnız kalan bir öğrenci gibi
düşündük “ bazen olmadı bazen oldu” cümlesi dilimize yapıştı az kişinin olduğu
bir gecede, biralar tokuşturuldu, anılar hatırlandı, kemerler bağlandı.
Sorumluluklar, acılar, ucuz
ilişkiler üzerine tarihler yazıldı “ Tek Sorumlu” ile. Kana kana söylemek diye
deyim var mı bilmiyorum ama bunun adı bu olmalı. Kadıköy yerine Ankara’da olsak
da Kadıköy’de hissettik kendimizi ve Kadıköy’deki kayalara yazılan isimler birden
hafızada yer edindi.
Konserin ikinci yarısında
klasiklerden biri” Buradan uzaklara” ile konsere giriş yapılması da güzeldi. Evi bulmanın zor olduğu günlerde böylesi en
azından bir umut veriyordu hepimize. Oldukça Akustik parçalara yer verildi. Kaptan’ın
Matematik hocalarıyla ilgili yaptığı
tespitlerde gecede yüzümüzü güldürdü.
Şarkılar söylendikçe biz içmeye devam ettik.
İçki mi acıtıyordu yoksa şarkılar mı orada tıkandık. Kaptan’ın solo albüm
projesinden haberi olanlar için kısa mırıldanıldı, burada ipucu veremeyeceğim
ama yolun sonunda güzel şeyler var. MŞŞ’nin
“ Kanlı para” adlı şarkısı görücüye çıktı. “ MŞŞ” tezahüratları ise ayrı bir
klaslıktaydı. Bazı arkadaşlarımız konser bittikten sonra sahneye çıkarak
şarkılar söyledi, iyi de yaptılar. “MŞŞ” badlik amiri çalarak Kargo’nun o eski
günlerine selam çaktı.
Geceye dair çok şey
yazılabilir, çok şey söylenebilir.
Konserde yalnız kalmak, lise balosunda yalnız
kalmak kadar acıydı ama gece için bir söz söylenecekse “ Deplasman galibi olarak tarih yazsın bizi” söylenmeli.
Ve her dönüş yolunda içimizde burukluklar olduğu gibi burada şu söz önem kazanıyor
" Sonrası eve dönüş. -ki yalnızlık dahildir içine. "
Ve her dönüş yolunda içimizde burukluklar olduğu gibi burada şu söz önem kazanıyor
" Sonrası eve dönüş. -ki yalnızlık dahildir içine. "
Piyes Bar çalışanlarına
gösterdikleri misafirperverlikten dolayı kendi adıma teşekkür ederim…
Yazan: Cem Kurtuluş
0 yorum:
Yorum Gönder