// body elementide aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir. ...
// etiketinden önce aşağıdaki kodu ekleyebilirsiniz. // body elementide aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir. ...

Etiketler

Tarih

Kategoriler

08 Mayıs 2013

Şeref Amca..



17 yaşındaydım.  Okula gidiyordum diğerleri gibi. Ergen yaşlardaydım. Kendimi bulmak istiyordum. Farklı müzik, farklı giyim, farklı düşünceler.. Hep farklılıklar adınaydı yaptıklarım. Çok zor günler geçirmiştim.
 Ailemle aram iyi değildi.  Evde çantadan gizlice para yürütüyordum. Bazen bu nedenle dayak yediğim olmuştu.

 Televizyondaki diziler, televizyondaki spikerler, televizyondaki modeller, porno kasetleri bir ton şey vardı hayatımda. Ama geçerli olan tek şey porno kasetleriydi sanırım. Onlara bakıp bakıp 31 çekiyordum, güzel geliyordu o zaman her şey, zamanla her şey farklılaşmıştı. 

 Bunları neden sıraladığımı bilmiyorum. Şeref amcayı o yıllarda tanımıştım.  Ama bundan birkaç gün öncesinde olmuştu bütün her şey. 3 gün Beyoğlu’nda sabahlamıştım. Ailemle  o zaman aramda bağlar kopuktu. Sokakta kaldığım günler  Yaz aylarıydı, sık sık şarap tükettiğim günlerdi. Şeref amca'da içerdi o şaraptan. Kıyak adamdı..

Herkese bir yol bulurdu. Yardım eli uzatırdı. Böyleleri için zordur her şey. Dünyanın en çok gülümseyen adamlarıydı böyleleri. Şeref Amca da onlardan biriydi.  Kaldırım köşesinde yatıyordu, onunla birlikte yanında beş kişi daha vardı.

 Yer değiştiriyorlardı bazen, bazılarının da kaldığı barakalar vardı herkesten gizli. Habersiz yaparlardı bu işleri. Şeref Amca pek uyumazdı ya da ben uyuduğunu görmezdim. “ Evlat hadi gidelim” derdi bana hep.
Bira şişelerini toplayıp bunları bir yerlere ulaştırır karşılığında para alırdı. Geçiminin tek kaynağı buydu şimdilik. 

Diğerlerinin de yaptığı şeyler vardı. Bazıları kağıt ezerdi o kağıtları biriktirirdi onlarla  geçimini sağlardı. Şeref Amca sadece bira şişesi toplayıp vermezdi. Galata’nın orada çok görmüştüm Şeref Amcayı.
 O akşam çok kötü olduğumu hatırlıyorum. Herkes çökmüştü aşağı elinde ne varsa onu içiyordu. Polisler oradaki ayyaşlara dokunmuyordu, o yoluda henüz kapatmamışlardı, birkaç sene sonra belediye oraya da el attı, ayyaşların hayatta içtiği keyif aldığı yeri kapattılar. 

 Müzik sesleri yükseldi birden, ben şeref amcaya bakıyordum. Dünyanın en güzel gülen adamıydı.  Muhtemelen  şeref amcayı bulamadığıma göre bir yerlerde  dolanıyor olmalıydı. Fazla konuşamazdık, ama konuşma ihtimalide zordu şeref amcayla. Bazen o anlatır ben dinlerdim. Onun kadar yaşayamamıştım sonuçta.

 Benden tecrübeliydi hayat anlamında. Böyleleri size çok şey öğretebilir, belki siz de ona öğretebildiniz. Ama bunun esamesi bile okunmaz bilirsiniz. Sizden büyük birine ahkam kesmektir bunun anlamı, bu her yerde işlemez..

 Galata’nın orada şeref amcayı yeniden yakalamıştım. “ Nerelerdesin be Şeref abi “ diye seslendim. “ Aynı evlat, yorgunum sadece” dedi. Tuborg kutusu eziyordu bu defa. Geçim şartları zordu. 

Şimdi ne halde nasıl bilmiyorum. O gün bana 2 şişe kırmızı tuborg verdiğini hatırladım. Parasız pulsuzdum.  Sabahı etmiştik kendisiyle. Galata civarındadır yine ama bira içmek orada yasaklandı. Şeref amca yine bira kutularını topluyor, eziyor, parasını kazanıyor olmalıydı, ama nerede yattığına dair bir fikrim yok şu anlık..

 Ama yine de kıyak adamdı şeref amca. Kendisine dair çok şey bilmedim,böylelerinin hayatlarına dair çok şey bilmeseniz de olurdu, ama gördüğünüzde içiniz sızlardı.  Beyoğlundaki temiz yüzler onu çok severdi.  Esmer yüzlü biri bana onu tanıdığını söylemişti bir defasında. Şaşırmamıştım. Çünkü  şeref amca ona da iyilik yapmıştı. Kendisine “ burada kal hava soğuk” dediğini anlattı bana. 

 Çok şey söylemişti o’nun hakkında. Anlattığı gün elinde birasını yudumluyordu, ellerim üşümesin diye montun içine sokmuştum ellerimi. Ama o diğerleri gibi değildi, barakada yatmıyordu. En azından o ara  barakalardan kurtulmuş olmalıydı . Neticede o da şeref amcayı tanıyor ve seviyordu. Muhtemelen yarın onu görecekti. Yanımdan ayrılmadan” şeref amcaya bir kırmızı tuborg al” dedim, o sever,sonra yoluma ilerledim. 

Cem Kurtuluş


0 yorum: