1970’li
yıllardaki sağ/sol kargaşalarından kaynaklı sosyal mesaj veren filmler
döneme damgasını vurmuştur. Dönemin oyuncu kadroları hep aynı olmuş, bazı film
kadrolarında elemanlar değişmiştir. Nuri Alço ile Coşkun Göğen karakteri çoğu
filmde birbiriyle yer değiştirmiştir. Cüneyt Arkın ise 1970’li ve 80’li
yılların vurdulu kırdılı kabadayı ve ülkenin yardımsever evladı olarak Yeşilçam
izleyicilerinin karşısına çıkmıştır.Filmografisine
bakacak olursa iyi işler ortaya çıkmış, her açıdan her filmde mesajlar
vermiştir. Basit gibi görünse de o filmlerden biri “Katillerde Ağlar”.
Arabesk etkilerin görüldüğü filmde başlangıç bir kuru soğana muhtaç bir ailede yetişen Yusuf Şahin’in çalıştığı yerde patronunun bir adamı vurmasıyla suçu üstlenmesiyle başlıyor. Bu filmdeki kuru soğan yedikleri sofra, bir ayakkabıya muhtaç olan bir kardeşin gösterildiği sahneler aynı zamanda dönem içerisindeki yoksulluğa selam çakıyor. Film baştan itibaren çocuklarla ilgili çokça detay vermiyor,derine inmiyor ama girişi bu şekilde yapıyor. Konuya dönecek olursak; "Yusuf" karakteri bütün sorumluluğu alarak alemde nam salmaya başlıyor. Artık bu işlere karışmayacağını söylese de bu işler peşini bırakmıyor. Bir ailede abinin neleri feda edebileceğini gösteren filmin ikinci kısmında uyuşturucu patronlarına karşı açılan savaş ele alınıyor. Bu uyuşturucu savaşının içindeki önemli isimlerden biri katil Yusuf Şahin’in kardeşi Kenan. Kenan karakteriyle oynayan Kenan Kalav gerçek hayatta bir süre önce iki kilo eroin suçundan yakalanmıştır. Biri alemin güçlü komiserlerden, kimseye göz açtırmayan, mafya adamlarının nefret ettiği Kenan, diğeri bu alemin en güçlülerinden Yusuf Şahin. Senaryonun bu kısmında birbirinden habersiz iki kardeşin açtığı savaşa tanıklık ederiz.
Arabesk etkilerin görüldüğü filmde başlangıç bir kuru soğana muhtaç bir ailede yetişen Yusuf Şahin’in çalıştığı yerde patronunun bir adamı vurmasıyla suçu üstlenmesiyle başlıyor. Bu filmdeki kuru soğan yedikleri sofra, bir ayakkabıya muhtaç olan bir kardeşin gösterildiği sahneler aynı zamanda dönem içerisindeki yoksulluğa selam çakıyor. Film baştan itibaren çocuklarla ilgili çokça detay vermiyor,derine inmiyor ama girişi bu şekilde yapıyor. Konuya dönecek olursak; "Yusuf" karakteri bütün sorumluluğu alarak alemde nam salmaya başlıyor. Artık bu işlere karışmayacağını söylese de bu işler peşini bırakmıyor. Bir ailede abinin neleri feda edebileceğini gösteren filmin ikinci kısmında uyuşturucu patronlarına karşı açılan savaş ele alınıyor. Bu uyuşturucu savaşının içindeki önemli isimlerden biri katil Yusuf Şahin’in kardeşi Kenan. Kenan karakteriyle oynayan Kenan Kalav gerçek hayatta bir süre önce iki kilo eroin suçundan yakalanmıştır. Biri alemin güçlü komiserlerden, kimseye göz açtırmayan, mafya adamlarının nefret ettiği Kenan, diğeri bu alemin en güçlülerinden Yusuf Şahin. Senaryonun bu kısmında birbirinden habersiz iki kardeşin açtığı savaşa tanıklık ederiz.
“Ekipler
amiri Kenan” anonslarının ağızlardan düşmediği filmde Yusuf Şahin karakteri
filmde babacan bir karakter profili izlettiriyor bizlere. Ama buna kendisinden
başkası inanmıyor. Çoğu zamanını hapishane duvarlarında geçirmiş olanın
Yusuf’un ailesini bulmak istemesi, oğlunu bulduğu anda oğlunun kendisini babası
olarak görmemesi gibi pek çok detay yazabiliriz. Bu sahneler bir aile dramı
veya babacan bir adamın hayatı olarak gösteriliyor.
Gözü
kara biri olan Yusuf, oğlunun eroin işine girmesini öğrendiğinde işler daha da
karışıyor. Uyuşturucudan sorumlu mafya tiplemesiyle karşımıza çıkan Kerim bu
olayların tüm sorumlusudur.Nuri
Alço’yu izlerken oynadığı oyunculukla dönemin kötü adamları arasında olduğunu bu filmde bize gösteriyor. Aynı zamanda bu
filmde akıllara bir soru geliyor “Tecavüzcü Coşkun şu filmde olsa iyi olmaz
mıydı?”. Tecavüzcü Coşkun (Coşkun Göğen) o dönem “Beyaz Ölüm” filmiyle epey
dikkatleri üzerine çektiğini hatırlatmakta fayda var.
Uyuşturucu aleminin bir numaralı ismi Kerim,
kısa zaman içinde Yusuf ile işbirliği içine giriyor. Bu bölümlerde iki kardeşin birbirleriyle olan hesaplaşmasını izleriz. Ekipler Amiri Kenan’ı öldürmeye
giderken çocukluğunda aynı sofrada yediği yemek, kırdıkları kuru soğan yönetmen
tarafından bize gösterilir. Yoksulluğun vurgusunu bu bölüm flashback olarak bize gösterilir,bu aynı zamanda filmin ilk başlarında da bize gösterilmiştir.
Oyunculuklara geçecek olursak; filmde Yusuf Şahin adlı bir katili canlandıran Cüneyt Arkın ismi ağır bassa da bunun yanında Aliye Rona da bir dönemin önemli isimlerinden biri olduğunu gösteriyor. Yusuf'un Annesi görevini üstlenen Aliye Rona; anneliğin ne fedakarlık bir şey olduğunu seyirciye izlettiriyor, bunun yanında Banu Alkan da başarılı bir profil çiziyor.Filmde çok görmesek de Banu Alkan’ın oyunculuğunun yanı sıra dönemin güzelliğiyle göz kamaştıran güzelleri arasında yerini alıyor. Filmin Cüneyt Arkın gibi kafa oyuncularından biri dönemin pek çok filminde kızların gazozuna ilaç atan ismiyle namı diğer Nuri Alço (Alkapon Kerim ) oluyor. Oyuncu kadrosu başlı başına dönemin ruhunu yansıtıyor;bu dönemlerde daha çok polisin daha çok kahraman diye seyirciye gösterilir.
Sonuç olarak; Yeşilçam sinemasının içinde bulunduğu dönem daha çok uyuşturucu temalı, polislerin daha çok filmlerde yüceltildiği dönemdir. 1980-1985 arası dönemde bu konular aktiftir; bolca hatalar olmaktadır;ama hataya değil de konuya odaklanılması gerekir. Bunun haricinde; yeşilçamda 300 kadar senaryo yazan,senaryosu bulunan Erdoğan Tünaş'ın yazdığı, yönetmenlik koltuğunda Orhan Elmas'ın olduğu " Katiller de Ağlar " klas oyuncu kadrosuyla, içi cız ettiren müzikleriyle uyumlu aynı zamanda yoksulluğun temasını iyi işleyen, bir katilin de iyi biri olabileceğini resmeder bize.
İzlerken Altını Çizdiklerim:
" Beraberliklerimiz ayrılıklara doldu Yusuf.. "
" Az önce vurduğun polisin fiyatını kim biçecek? zehirlendiğin gençlerin anaları babaları ne olacak? "
" Neler kazandım,neler kaybettim. Göreceksin ki tüm kazandıkların,kaybettiklerin yanında hiç kalır..."
Oyunculuklara geçecek olursak; filmde Yusuf Şahin adlı bir katili canlandıran Cüneyt Arkın ismi ağır bassa da bunun yanında Aliye Rona da bir dönemin önemli isimlerinden biri olduğunu gösteriyor. Yusuf'un Annesi görevini üstlenen Aliye Rona; anneliğin ne fedakarlık bir şey olduğunu seyirciye izlettiriyor, bunun yanında Banu Alkan da başarılı bir profil çiziyor.Filmde çok görmesek de Banu Alkan’ın oyunculuğunun yanı sıra dönemin güzelliğiyle göz kamaştıran güzelleri arasında yerini alıyor. Filmin Cüneyt Arkın gibi kafa oyuncularından biri dönemin pek çok filminde kızların gazozuna ilaç atan ismiyle namı diğer Nuri Alço (Alkapon Kerim ) oluyor. Oyuncu kadrosu başlı başına dönemin ruhunu yansıtıyor;bu dönemlerde daha çok polisin daha çok kahraman diye seyirciye gösterilir.
Sonuç olarak; Yeşilçam sinemasının içinde bulunduğu dönem daha çok uyuşturucu temalı, polislerin daha çok filmlerde yüceltildiği dönemdir. 1980-1985 arası dönemde bu konular aktiftir; bolca hatalar olmaktadır;ama hataya değil de konuya odaklanılması gerekir. Bunun haricinde; yeşilçamda 300 kadar senaryo yazan,senaryosu bulunan Erdoğan Tünaş'ın yazdığı, yönetmenlik koltuğunda Orhan Elmas'ın olduğu " Katiller de Ağlar " klas oyuncu kadrosuyla, içi cız ettiren müzikleriyle uyumlu aynı zamanda yoksulluğun temasını iyi işleyen, bir katilin de iyi biri olabileceğini resmeder bize.
İzlerken Altını Çizdiklerim:
" Beraberliklerimiz ayrılıklara doldu Yusuf.. "
" Az önce vurduğun polisin fiyatını kim biçecek? zehirlendiğin gençlerin anaları babaları ne olacak? "
" Neler kazandım,neler kaybettim. Göreceksin ki tüm kazandıkların,kaybettiklerin yanında hiç kalır..."
Cem Kurtuluş,2013
1 yorum:
BEN BU FİLME BAYILIYORUM YA.
Yorum Gönder