Amerika
deyince aklımıza daha çok kendi filmlerini öven, yüksek bütçelerle klas filmler
ortaya koyan, milliyetçi politikalarla gişe rekorları kıran filmler geliyor.
Ama “yiğidi öldür hakkını ver” söyleminin altında yatan gerçeği unutmamak
gerekir. Çektikleri filmlerle izleyiciyi kendine çekmeyi başaran bir politikası
var Amerikan sinemasının.
“Hey
dostum bu bizim işimiz” klişesinin ağızlardan düşmediği diyaloglarla süslüdür
Amerikan filmleri. Her film için bunu söylemesek de çoğu filmde bunun gibi
söylemler gözümüze sokulur.
Konumuza
dönecek olursak Denzel Washington ve John Travolta ismini duyar duymaz film
izlesem mi izlemesem mi diye düşünecek fırsatım olmadı. “The
Talking Of Pelham” 1974 yapımıyla sinema severlerin karşısına çıkan
sonrasında günümüze uyarlanan gerilim, aksiyon tadında ve metro esnasında rehinelerin
korkularını ele alan bir film. 1974 yapımı filmi izlemediğim için yorum yapmam
doğru olmaz, ama John Travolta ve Denzel Washington gibi iki efsane ismin
filmde oynadığı oyunculuk takdir edilesi.
Aksiyon
sahnelerinin aşırıya kaçmamasının filmi daha izlenilir kılmasının yanında
filmde görülen Ryder ve Garber ikilisinin yaptığı görüşmelerin sıkıcı olmaması,
felsefi ve sorgulayıcı bir nitelikte olması film adına olumlu hareketlerden. John Travolta’nın oynadığı kötü adam, Denzel Washington’un kurtarıcı rolü filme
başarılı şekilde yansıtılmış. Film
bu ikili üzerinden ilerliyor, bir de yer yer rehineler ve Ryder karakterinde
oynayan John Travolta’nın tetikçileri görülüyor. Filmin başından itibaren
filmin sonunda ne olacağını ilk başta anlayamıyor olmanız yönetmen adına iyi
bir yol izlendiğini bize gösteriyor.
Klasik
fidye ve rehineyi konu alan filmde borsa mevzusuna da değiniliyor. Ryder
ve Garber karakterlerinin konuşmalarındaki aforizmalar dikkatlerden kaçmamalı.
Özetlemek gerekirse John Travolta ve Denzel Washington’un başarılı
oyuncuklarıyla süslenmiş filmde sürükleyici sahneler ve senaryo ile film
izlenmeye değer bir film olmuş.
Cem Kurtuluş, 2013
Cem Kurtuluş, 2013
0 yorum:
Yorum Gönder