// body elementide aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir. ...
// etiketinden önce aşağıdaki kodu ekleyebilirsiniz. // body elementide aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir. ...

Etiketler

Tarih

Kategoriler

26 Eylül 2013

Uçurtmayla Gelen Umutlar: Uçurtmayı Vurmasınlar (1989)




















Bir çocuk, Kadınlar,    hapishane,  uçurtmayla gelen umutlar…

Barış, ismi gibi masum bir çocuk. İsminin barış konmasının nedeni babasının en sevdiği şarkıcı olması.  İnci, düşünce suçlusu. Ayrılmayan ikili Barış ve İnci. Her defasında İnci’nin peşinden ayrılmayan, inci’yi soru bombardımanına tutan küçük Barış karakteri üzerinden ilerliyor " Uçurtmayı Vurmasınlar "  Cezaevinde kadınlar koğuşunda büyüyen bir çocuğun yaşadıklarını duygusal dille irdeleyen film aynı zamanda metafor olarak uçurtmayı tercih ediyor.

 Dış ve iç dünyayı İnci’den öğreniyor Barış. Bir anne görevi üstleniyor İnci. Doğruları, yanlışları, yapması gerekenleri Barış’a gösteriyor. Barış’ın gözünde bir yol gösterici.  Kapalı duvarlara sıkışmış olan Barış karakteri üzerinden ilerleyen film, barış’un uçurtamadığı uçurtmayı, uçurtma ile hayat arasındaki bağlantıyı incelemesiyle de ince mesaj veriyor.

 Annesinin işlediği suç dolayısıyla zamanının çoğunu hapishanede geçirmek zorunda kalan Barış, annesi yerine zamanını daha çok İnci ile geçirmektedir. Bilmediklerini ondan öğreniyor, bir şey olduğunda ilk başvurduğu kişi İnci oluyor. Film , politik göndermeler üstünden fazla ilerlemese de zaman zaman özgürlük, umut gibi önemli kavramları içinde barındırıyor.

Feride Çiçekoğlu’nun” Uçurtmayı vurmasınlar” adlı kitabından uyarlanan filmde Tunç Başaran’ın usta yönetmenliğini atlamamak gerekir. Akıcı ve sade anlatıma sahip olan filmde kuşkusuz oyunculuğuyla bizlere ders veren küçük oyuncu Ozan Bilen.  Sık sık gördüğümüz Ozan Bilen’e  eşlik eden Nur Sürer’le iyi ikili olduğunu söylemekte yarar var. 

Atlanmaması gereken sahneler  var filmin içinde. Hafızalara kazınan küçük Barış’ın ağzından çıkan  “ İnci” seslenişleri, akılda kalan miki işedi' repliği ve bir çok şey var film adına. Aynı zamanda umutların tükendiği bir anda uçurtmanın havalandığı sahne sinema seyircisine pek çok açıdan umut aşılıyor.

Sonuç olarak; “ Uçurtmayı Vurmasınlar” 80’li yılların sonuna doğru gösterime girmesiyle    pek çok otoritenin takdirini kazanan film olmakla birlikte; aynı zamanda müzikleriyle, oyuncu kadrosuyla, senaryosuyla, kadrajlarıyla Türk sinemasının en başarılı filmlerinden biri olarak kayıtlarda yerini almayı başarıyor.

Altını Çizdiklerim;

Kuş kanadına binip çayırlara gitmeyi öğretti Barış bana, düşle gerçek onun o yarım sözcüklerinde öylesine içiçe geçerdi ki, dünyanın çirkinlikleri bir bulut gibi kayıp giderdi minik göğümüzde. Küçücük avluda hayali uçurtmalar uçurmayı işte öyle öğrendim Barış'tan...

"Barış'ı tanıdığım yerde ne çiçekler vardı, ne de başı bulutlarda bir çınar.. simitçinin gevrek sesi bile giremezdi oraya. taş avluya yalnızca kuşlar konardı bazen. adının anlamı dünyayı kucaklasa, taşta büyümezdi barış " 

Yazan: Cem Kurtuluş




0 yorum: