// body elementide aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir. ...
// etiketinden önce aşağıdaki kodu ekleyebilirsiniz. // body elementide aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir. ...

Etiketler

Tarih

Kategoriler

18 Mart 2014

Mayho...

Benzini içmemişti, yutmuştu sanki. Etrafında sallanıyor, yaptığı hareketleri izliyordum. Caddenin ortasında yaptığı hareketler caddeden her geçen insanı önce ürkütüyor bense bunlara gülüyordum.Bu hareketler karşısında başka yapacak bir şeyim yoktu. Saçma sapan gülen insanların ardından aldığı ucuz votkasını bitirdikten sonra kendisine şarap ikram ettim. Bir dikişte kafasına dikti şarap şişesini.

 Bağırıp çağırıyordu yolun ortasında, ne dediğini anlamıyordum. Böyle zamanlar da bunu anlamak gerekmiyordu. Herkesin anlaşılmaz olduğu zamanlar vardı, ben de onu böyle idare ediyordum işte.

 Delilik bu adama en uygun tanımdı. İsmini cismini bilmiyordum ama uzaktan seslenenler “ Mayho” diyordu ona. Anlamı nedir, ne değildir henüz bu konuda bilgi sahibi değildim. Bildiğim tek şey delilikten nasibini aldığıydı.

Delilikten nasibini alanlar elbette bu deliliğe neden sahip olduğunu bilenlerdi. Ama başkalarının buna gülüp geçmesi şaşırtıcı değildi. Yaptığı hareketlerle ilgi odağı olmuştu. Hırlı hırsız, çirkin-güzel, genç-yaşlı her tür insan caddeden akıyordu. Bunların da açıklanacak bir yanı yoktu.

 Mayho’yu kimse iplemese de caddenin köşesinde takılan iki insan olarak ben onu ipliyordum. Böyle adamların anlaşılmaya ihtiyacı vardı, ama anlamak için çırpınmazdı böyleleri. Gerisini getirmek her zamanki gibi zordu. İnsanların caddeden halen onu anlamayarak geçmelerine şaşırmıyor, şarabımı çekmeye devam ediyordum. Kendisinin yanında votka ve kolası haricinde hiçbir şey yoktu.

 Yaptığı hareketlere başkası eklenmişti, insanların mayho'nun suratına bakıp gülmeleri sinirimi bozmuştu. Bunun açıklanacak bir yanı yoktu. Şarap ve votkamızı çekerken bir adam yanımızda çalıyor bu esnada biz kendimizden geçiyorduk. Mayho’yu tanıyan bir herif mayho’nun cebine " 2 bira alırsın" diyerek  10 kağıt  cebine sıkıştararak yoluna gitti.

 Cebine sıkıştırdığı parayı mayho hatırlamayacak derecede kafası kıyaktı, herhalde ertesi günün birinde herifin cebine sıkıştırdığı parayla yolunu bulacaktı. Sigara bulma konusunda da sıkıntı çekmiyordu mayho, yoldan geçen-giden sigara veriyordu kendisine. En sonunda saçma sapan hareketlerine ben de katıldım. Bir şeyler yapmaya çalıştım, beceremedim. Bunu becermem gerekmiyordu, en azından denemekten zarar gelmezdi.

 Saz çalan Ahmet Amca’yı dinleyip zamanın geçmesini beklerken mayho sessizce yanımdan uzaklaşmıştı. Nereye gideceğini ben dahil kimse bilmiyordu, belki kendisi de bilmiyordu. Ait olduğu yerler kaldırım kenarlarıydı. Kimse bunu anlayamazdı. Saz çalan Ahmet Amca’ya 1 lira atarak yoluma gittim. 1 liranın Ahmet Amca'ya  getireceği bir şey yoktu belki ama  gitmenin tek yolu buydu şimdilik.

Cem Kurtuluş, 2014

0 yorum: