// body elementide aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir. ...
// etiketinden önce aşağıdaki kodu ekleyebilirsiniz. // body elementide aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir. ...

Etiketler

Tarih

Kategoriler

17 Mart 2015

The Theory of Everything /Her Şeyin Teorisi (2014)


















 Bazı filmler oyunculuklarıyla anılır, bazı filmler hikayeleriyle. Ama hikayeyi anlatmaktaki ustalık yönetmenin kendisine kalmıştır, yönetmenin izlediği yol filmin izlenebilirliğini arttırabilir. Özellikle biyografi filmlerinde oyunculuklar ayrı bir öneme sahiptir. Yazıda bahsedeceğimiz üzere üstünde duracağımız yazı bir biyografi filmine ait. Okuyacağınız yazı  Stephen Hawking’nin hayatından kesitler sunan   The Theory Of Everyting ( Herşeyin Teorisi ) filmine ait. 

Yazıya girişmeden önce Hawking’den bahsetmek gerekirse; Hawking,  Einstein ve Newton’dan sonra  gelen en büyük fizikçi kabul edilmektedir.   Çok yetenekli fizikçiler verilen unvan olan Lucasian Profesörlük unvanı, Cambridge Üniversitesi’nce, Newton ve ve Dirac’tan sonra bir de Hawking’e verilmiştir. Hawking aynı zamanda  fizikteki dört-çeşit kuvveti birlikte açıklamaya çalışan Büyük Birleşim Teorisi’ni kurucusudur. Kozoloji ve evrenle ilgili bilgilerin hemen hemen herkesin anlayabileceği bir dille, Zamanın Kısa Tarihi (A Brief History of Time) adlı kitapta yazan yine Hawking’tir.  Hawking 21 yaşındayken  tedavisi olmayan motor nöron hastalığına yakalandı,  bu hastalıktan sonra konuşamıyor ama beyniyle ne kadar zeki biri olduğunu kanıtlıyordu. Tekerlekli sandalyeye mahkum olsa da dünyaya neler yapılabileceğini kanıtlamıştı. 

“ The Theory Of Everyting “ ünlü fizikçi Stephen Hawking’in hayatından kesitler sunuyor. Film, Hawking’in Cambridge’de  okuduğu 60’ların başından itibaren hikayeyi anlatmaya başlıyor.  Hawking’e 63 senesinde motor nöronu ( ALS ) hastalığı teşhisi konup doktorlar tarafından  ömrünün 2 yıl olduğu söyleniyor. İlk eşi Jane Hawking’in  tanışmalarından ayrılıklarına kadar bir süreç işleniyor. Film, Stephen’in hastalığa yakalanmasıyla, Eşi’nin kendisini bırakmaması üzerine anlatılıyor Kendi içine kapanan, kendine acıyana bir adamı gözlemliyoruz. İleride başarısında  söz sahibi olmayı başarıyor Jane.  

Filmde Hawking’in bilimsel hayatı değil, özel hayatı anlatılıyor seyirciye. Hawking’in teorilerinin üstünde durulmuyor. Anlatılanlar da izleyeni memnun etmiyor, çünkü sadece Hawking’in tekerlekli sandalyede nasıl mücadele ettiğini görüyoruz ama Hawking’in teorileri “ sallamasyon “ vari  şekilde seyirciye anlatılıyor.  Stephen Hawking’i izlerken hem kendisine acıyoruz, hem de neleri başardığına tanıklık ediyoruz.  Film sadece Hawking’in hastalığı, ve aşk yaşamı üzerine kurulmuş. Çocuklarıyla ilgili pek bir şey göremiyoruz. Puzzle’ın bir parçasını tamamlayamıyor film. 

Hikaye vasat anlatılıyor olsa da o vasatlığı  Stephen Hawking’e can veren  Eddie Reymayne dolduruyor, ortada vasatlık adına bir şey kalmıyor. Hawking’e öyle can veriyor ki oynadığı süre boyunca seyirciyi dehşete düşürüyor. Felicity Jones, Eddie Reymayne’ye iyi bir uyum yakalasa da Eddie’nin gerisinde kalıyor.

Sonuç olarak; “ The Theory Of Everything “  Stephen Hawking’in  teorileri üstünde durulsaydı daha sıkı bir film olabilirdi, sadece Hawking’in hastalığı ve aşk hayatı üzerinde durduğu için eksiklikten kurtulamayan bir film oluyor.  Yazımı finale doğru Hawking’e sorulan “ Tanrı’ya inanmadığınızı söylemiştiniz “ sorusuna verdiği cevapla bitiriyorum.

“ Yüz milyon galaksinin  arasındaki bir dış mahallede  daha küçük bir gezegende  ortalama bir yıldızın etrafında dolanan gelişmiş primatlar olduğumuz gayet açık. Ama medeniyet doğduğundan beri  insanlar dünya düzeninin altında  yatan bir anlayış için yalvarıp durdular. Evrenin sınır koşulları hakkında  çok özel bir şey olmalı. Sınır olmamasından daha özel ne olabilir? İnsan çabasının da bir sınırı olmamalı. Hepimiz farklıyız.  Hayat ne kadar kötü görünse de  her zaman yapabileceğin ve başarılı olabileceğin bir şey vardır. Nefes aldıkça umut vardır. “

İzlerken Altını Çizdiklerim:

 “ Zamanın doğası nedir, hiç sonlanacak mı? Zamanda geri gidebilir miyiz? Bir gün bu cevaplar Dünya’nın Güneşin yörüngesinde  olması kadar açık gelebilir veya belki de kaplumbağa kulesi kadar saçma. Yalnızca “ zaman” böyle diyoruz. “

“ Biz kimiz? Niçin Buradayız?  Eğer bunun insan aklının  zaferi olacağını bilseydik  böylelikle  tanrının da aklını bilebilirdik.”

“ Yüz milyon galaksinin  arasındaki bir dış mahallede  daha küçük bir gezegende  ortalama bir yıldızın etrafında dolanan gelişmiş primatlar olduğumuz gayet açık. Ama medeniyet doğduğundan beri  insanlar dünya düzeninin altında  yatan bir anlayış için yalvarıp durdular. Evrenin sınır koşulları hakkında  çok özel bir şey olmalı. Sınır olmamasından daha özel ne olabilir? İnsan çabasının da bir sınırı olmamalı. Hepimiz farklıyız.  Hayat ne kadar kötü görünse de  her zaman yapabileceğin ve başarılı olabileceğin bir şey vardır. Nefes aldıkça umut vardır. “

Vizyon Tarihi: 27 Şubat 2015
Süresi:123 dakika
Yönetmen: James Marsh
Oyuncular: Eddie Redmayne, Felicity Jones, Emily Watson, David Thewlis
Imbd: 7.8

Cem Kurtuluş,2015

0 yorum: